AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Demek insan 44 gün aç kalırsa bu kadar kilo veriyormuş?

Gerçekten şaşırtıcı; "Türk medyası"nın "44 gün aç kalan" birisine gösterdiği ilgi gerçekten şaşırtıcı...

Kendisinden "Sihirbaz Blaine" olarak söz edilen genç adamın Londra'da cam bir bölme içinde sadece su içerek 44 gün geçirmesi "Türk medyası"nın da çok ilgisini çekti... Sihirbaz, nihayet, 15 bin kişinin izlediği törenle bölmeden çıkmış ve iki hafta boyunca sadece sıvı gıdalarla besleneceği hastanenin yolunu tutmuş. "Bu deneyim bana hiç bilmediğim şeyleri öğretti" diyor. Haksız değil, bu "deneyim" kendisine bilmediği kimbilir neleri öğretmiştir...

Sihirbazın cam bölmede sadece su içerek geçirdiği bu 44 günlük deneyden epeyce zengin birisi olarak çıktığını da yazıyor gazeteler... İngiliz SKY ve Channel 4 adlı televizyon kanalları, 44 gün süren bu deneyi canlı olarak izleyicilerine aktarmaları karşılığında sihirbaza tam 2.4 trilyon lira ödeyecekmiş. İyi para doğrusu; 44 gün sadece su ile beslen, sonra iki hafta sadece sıvı yiyeceklerle idare et, ama sonunda ömrün boyunca canın ne istiyorsa yiyebilme imkanına kavuş...

"Türk medyası" da deneyi çok ilginç buluyor...

"Türk medyası", fırsat bu fırsattır diyerek, insanın sadece su içerek sürdürdüğü bu "deney"in insan bedeni ve ruhunda ne gibi etkiler yaptığı hakkında da bilgi veriyor: "Rekor denemesine eylülde başlayan Blaine yaşamsal forksiyonlarını hücresine bağlı su ve idrar hortumuyla sağladı. Daha ilk gün halüsinasyonlar gören Blaine, hücreden 'Omlet istiyorum, kahve istiyorum' diye bağırıp köpek gibi uluyordu. 20. günden sonra ölüm tehlikesi başladı."

İlginç bilgiler; demek bu durumlarda 20. günden sonra ölüm tehlikesi başlıyor... "Tam 23 kilo verdi". Gösteriye 92 kilo olarak başlayan Blaine, 44 gün sonra cam bölmeden 69 kilo olarak çıkmış. Blaine, oksijen tüpü takılarak hastaneye kaldırılmış...

İlginç bilgiler doğrusu; demek böyle durumlarda insan böyle hızla kilo veriyor...

Sihirbaz 44 günün sonunda cam bölmeden çıkarken üzerindeki (44 günlük!) battaniyesini olay yerinde toplananların üzerine atınca bir Türk kızı battaniyeyi kapıp, "Bu David'in bir parçası, bana şans getireceğine inanıyorum" demiş.

Sihirbazın en özlediği yemek "suşi"ymiş...

"Türk medyası" sihirbazın başından geçen bu macerayı çok ilginç buluyor ve bütün bu ve benzer bilgileri okuyucularıyla bol bol "paylaşıyor".

Gazetede sihirbazın iki fotoğrafı var. Birinin altında "Böyle girdi", diğerininin altında "Böyle çıktı" yazıyor.

Gerçekten çok şaşırtıcı; şu kadar insanın "açlık" ya da "ölüm orucu"nda öldüğü bir ülkede, bir sihirbazın küçük bir cam bölmede sadece su içerek 44 gün geçirmesi büyük bir merak ve haber konusu olabiliyor...

Oysa aynı medya, Atılcan Saday'ın "ölüm orucu" sonrasında genç, hem de çok genç yaşında artık "hiçbir şey hatırlamaması"yla hiç mi hiç ilgilenmemişti... Atılcan'ın 1996 yılında henüz lise ikinci sınıf öğrencisiyken "örgüt üyesi" olduğu iddiasıyla gözaltına alınıp, tutuklanıp, cezaevinin yolunu tutması ve orada başlattığı "ölüm orucu" sonunda (babasının ifadesiyle) "2 yaşında bir çocuk gibi" kalmasıyla hiç ilgilenmemişti... Bu artık "2 yaşında bir çocuk gibi" olan gencin, bu haliyle tekrar cezaevine tıkılmasıyla hiç ilgilenmemişti... Annesinin "Devletin gözü aydın, bize sakat bir çocuk bıraktı" demesiyle de hiç ilgilenmemişti...

Peki, sihirbaz Blaine, cam bölmede geçirdiği 44 gün boyunca 23 kilo verdiyse, Atılcan, kendisini "2 yaşında bir çocuk gibi" hale sokan "deney" sonucunda acaba kaç kilo vermişti? Medya bu sorunun cevabıyla da ilgilenmemişti... Peki Atılcan'ın, yani artık "2 yaşında bir çocuk gibi" olan Atılcan'ın üzerindeki battaniyeye ne oldu? Sihirbazın "deney" sonrası ilk isteği "suşi" yemek olmuş; peki, "2 yaşında bir çocuk gibi" kalmış ve yine cezaevinin yolunu tutmuş Atılcan'ın canı ne çekiyordu acaba?

Bana sorarsanız, 44 gün boyunca süren bir gösteri için kendisini Londra'da cam bir bölmeye kapatan "sihirbaz" gibi, yoldan geçerken kafasını kaldırıp cam bölmeye bakan da, sihirbaza 2.4 tirilyon lira ödeyerek "açlık oyunu"nu canlı yayınla izleyicilerinin karşısına getiren televizyon kanalları da, sihirbazın battaniyesini kapan da, sihirbazın macerasını ballandıra ballandıra nakleden de, "Böyle girdi / Böyle çıktı" diyen de, en çok özlenen yemek "suşi" de, (...) herkes müstehakkını bulsun, derim!..


26 Ekim 2003
Pazar
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED