TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, belirsizliğin yaşandığı bir dönemde Irak'a asker gönderme konusunda Türkiye'nin çok dikkatli olması ve BM kararlarını dikkate alması gerektiğini belirtti.

Özilhan Çeşme Altınyunus Oteli'nde düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, Irak harekatının ilk aşamasına katılmama kararı veren bir Türkiye'nin, belirsizliğin çok daha fazla yaşandığı şu aşamada, istikrarı sağlamaya yardımcı olmak için Irak'a asker göndermesinin, üzerinde dikkatlice düşünülmesi gereken bir seçenek olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "ABD de BM şemsiyesi gereğini yoğun bir şekilde aramaya başlamıştır. Nitekim içinde bulunduğumuz şu günlerde uluslararası bir çözüme oldukça yaklaşıldığının işaretleri vardır. Kaldı ki, Irak'ın hiçbir kesiminden Türk askerinin Irak'a girmesi düşüncesine sempatik bir yaklaşım gelmemiştir. Aynı tespiti Sayın Colin Powell da 15 Eylül Irak ziyareti sırasında yapmıştır. Böyle bir arka planda, Türk askerinin Irak'ta istikrara katkı sağlamasını beklemek çok anlamlı gözükmüyor. Irak'a sadece insani yardım ve demokrasiye katkı bağlamında ve BM kararlarını dikkate alarak destek verilmedir."

Suni gündemler olmasın

Türkiye'nin önündeki 18 ayı, AB yolunda kararlılıkla ilerlemesi ve müzakereleri başlatacak noktaya gelmesi hedefine kilitlenmiş olarak geçirmek zorunda olduğunu, bu süreçte hiçbir kişi ya da kuruluşun, ülkenin acil gündeminde bulunmayan konuları ön plana çıkarmasına veya suni gündemler yaratmasına müsaade edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Özilhan, şunları söyledi: "Evet, bir iyileştirme süreci içine girdik. Enflasyon büyük ölçüde kontrol altına alındı. Bu, 28 milyar dolar gibi devasa bir kaynağı Türkiye'ye aktaran IMF'nin ve programın gereklerini getirmede kararlı davranan hükümetin bir başarısıdır. Ancak unutmayalım ki faizler henüz enflasyon kadar düşmüyor. Cari işlem açığımız büyüyor, Türk Lirası değerleniyor. Toplam bütçe açığı azalmıyor, faiz dışı fazla kriterinde zorlukların ortaya çıkacağı dile getiriliyor. Genişleme ancak ihracatla ve stok artılarıyla mümkün olabiliyor. Üretimdeki genişlemeyi destekleyebilecek bir para politikası uygulamanın koşulları henüz oluşmuş değil. Türkiye'nin dış borcu önemini koruyor."

Krizden temkinli çıkıyoruz

Türkiye'nin ilk defa bir krizden temkinli biçimde çıkmaya çalıştığını, bu yavaş fakat kararlı çıkışın nedeninin, sağlıklı bir politikayla büyümenin büyük ölçüde yapısal reformların etkisine bırakılmasından kaynaklandığını ifade eden Özilhan, şöyle devam etti: "Eğer IMF ile yapılan 6. gözden geçirme görüşmeleri başarıyla sonuçlanırsa, bu 2003 ve 2004 bütçelerinin bir temele oturduğunun bir işareti olacaktır. 2004-2006 dönemi de IMF disiplini içinde geçirilirse, Türkiye belki de tarihinde ilk defa bir krizden sağlıklı biçimde çıkmayı ve ekonomiye kalıcı olarak sürdürülebilir büyüme çizgisine taşımayı başarmış olacaktır. Bu süreci destekleyecek önemli bir husus, yeni yasama yılında mutlaka gündeme alınması gereken kamu reformudur.'' Özelleştirme konusuna da değinen Özilhan, bu sürecin ''maalesef kötü işlediğini'' dile getirdi.