Kim ne derse desin, Ankaragücü o bildiğimiz Ankaragücü'nden çok uzaklarda. Eğer karşısındaki Samsunspor gibi "korkak" ve "beceriksiz" bir takım olmasaydı, Ankaragücü 3 değil, 1 puanı bile zor görürdü.

Ankaragücü günü kurtarmanın peşinde. Dün iteleye, kakalaya kurtuldu. Ama, bundan sonraki günler için yine ümitsizlik gündeme oturdu.

Eğer Mustafa Çulcu, işi "eyyama" bırakmasaydı, sahada Yılmaz ile Hakan Kutlu'nun kalması mümkün değildi. Anlaşılan Ankaragücü evsahipliğinin avantajını hakem sayesinde kullandı.

Futbolun (f)'sinin bile semtine uğramayan Ankaragücü yukarıda da yazdığım gibi, Samsunspor'un korkaklığı ön plana çıkmasaydı, dünkü maçı zor kazanırdı. Bu galibiyette Samsunspor'un "çanak" tutma konusu gündemin ilk maddesiydi.

Burada Ramazan içinde özellikle satır açmak isterim. Mübarekin futbolcu olduğunu söyleyenlerle sabaha kadar tartışırım. Oyunda kaldığı süre içinde bir tek olumlu hareketini bana kimse gösteremez. Kendi ceza sahasına girdiğinde ise, penaltı konusunda tam manasıyla saatli bomba gibi.

Yukarıda da dediğim gibi, Ankaragücü o bildiğimiz Ankaragücü'nden çok uzaklarda. Bu görüntüyü ortaya çıkaranlar eserleri ile istedikleri kadar gurur duysunlar.

Başkent takımı adına dünkü maçın en güzel tarafı Ankaragücü'nün 3 puan almasıydı. Bu görüntüdeki Ankaragücü'nü ortaya çıkartan yönetim ve teknik heyet bu kez de paçayı ucuz kurtardı. Yani, anlayacağınız çekirge bir kez daha sıçradı.

Samsunspor'da ise Ertuğrul'un 90 dakika oyunda kalışı ise, teknik direktör Sakıp Özberk'in ayıbı. Anlaşılan Samsunspor'da "kontenjandan" oynayanlar çoğunlukta.

Bu görüntüdeki takımın da kazanmaya hakkı olamazdı. Zaten öyle oldu.

GÜRAY SOYSAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu