|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye'nin yıllardan beri biriken ve devasa boyutlara ulaşan dış borcunu ödemek için çeşitli formüller üretiliyor. Tahvil çıkarmak, yastık altındakilere hareket kazandırmak vs. Daha başka ne gibi kaynaklar olabilir diye düşündük, şunları bulduk: Boğaz'daki köprülerde tek yönlü uygulanan ücret ödemesi, çift yönlüye çevrilerek, her iki yakada da hem girişte hem çıkışta uygulanabilir. Kazanç böylece dört katına çıkar. Galata ve Unkapanı köprüleri başta olmak üzere, bütün köprülerde geçişler ücretli hale getirilebilir. Sadece araç sahipleri ödeme yapacak değil ya, yayaları da hesaba katmalıyız. Ülkedeki bütün alt ve üst geçitlerle hemzemin geçitleri de paralı yapılabilir. Vaktiyle Çetin Çiftçioğlu denemişti hatırlarsınız, pek itiraz eden çıkmamıştı. Düğünlerde gelin arabasının önünü keserek para toplayan çocukların yarı kazançlarına el konulabilir. Fotoğraf çeken turistler de iyi bir gelir kapısı olabilir. Fotoğraf ve film çeken her turistten (yerli yabancı farketmez) para alınabilir. Kimin kaç saat uyuduğu tespit edilerek, uyku vergisi adı altında belli bir miktar kazanç sağlanabilir. Horoz dövüştürenden, deve güreştirenden, güvercin yetiştirenden, uçandan kaçandan ve tabii bu arada Hasan Kaçan'dan da vergi alınarak, dış borçları ödemeye çalışabiliriz. Benim şimdilik aklıma gelenler bunlardır, daha başka kaynaklar bulursam, bildirmeyi görev sayarım.
EBABİLLERE GİDİN -Bağdat'ın çocuklarına-
Ey yüreğimin yasaklı martıları
Gidin !...
Tarihe pusu kurdular deyin
Gidin !...
Dallarında utangaç umutların çiçeğe durduğu
Gidin martılar !...
Gidin martılar !...
Gidin !...
Osman Bekir
AKILLI BOMBALAR
Akıllı bombaları varmış Amerika'nın. Olsun varsın. Binlerce akıllı bombaya karşılık, bir de akılsız başkanları var. Dünya'yı savaş alanına çevirmekten zevk alan çılgın yöneticileri var. Gücünün doruğunu görmek ve cümle âleme göstermek isteyen adamlar bunlar. Çıkarları o yönde. "Kan çıkmazsa para yok" diyen seyyar satıcıdan farksız her biri. Yalnız bir kusurları bulunuyor: Yalancı bunlar. Demokrasi götüreceğiz diyor, ölüm götürüyorlar açıkça. Herkesin gözüne baka baka yalan söylüyorlar. Dedik ya savaştan çıkar elde ediyorlar. Savaşlar olacak ki silahları satılsın, petrole konsunlar, yeni yeni haritalar çizsinler. İyi de yerli işbirlikçilerine ne demeli? Onların ne çıkarı var?
"MAALESEF"
CNN Türk'ün merkez stüdyosundan Mehmet Ali Birand heyecanla "Burçin, Bağdat'ta durum nedir? bombardıman sürüyor mu?" diye soruyor. Burçin, "cephe"den büyük bir hayal kırıklığı içinde şefine cevap veriyor: "Mehmet Ali Birand, maalesef bombardıman 15 dakika önce sona erdi."
AKIL YAŞTA DEĞİL
Sümeyye Özgat, genç okurlarımızdan biri. 11 yaşında. Diyor ki "Salak insan ingiliz anahtarıdır, herkes onu kullanır." Haydi buyurun bakalım. Kolaysa itiraz edin. Bir başka okurumuz, Sümeyye Beyza da "Kuzey Irak" denmesini eleştiriyor. Hem Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olup, hem de "Kuzey Irak" denmesini yadırgadığını belirterek, doğrusunun "Irak'ın kuzeyi" olduğunu söylüyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |