T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

'Millet, Meclis'le barışmalı'

Meclis Başkanı Bülent Arınç, ilk hedefinin, Meclis Başkanı olarak millet iradesi önündeki engelleri kaldırarak, demokrasi ve özgürlükler adına birşeyler yapmak olduğunu söyledi.

Meclis Başkanı Bülent Arınç, "Meclis Başkanı olarak öncelikle, millet iradesi önündeki engelleri kaldırabilmek tek amacım. Demokrasi ve özgürlükler adına birşeyler yapabilmek ve söyleyebilmek. Dini, fikri, siyasi düşüncesi mezhebi ne olursa olsun herkes 'Burada benim Meclis Başkanım var. Orası benim Meclisim diyebilmeli" dedi.

Bülent Arınç'ın Yeni Şafak'ın sorularına verdiği cevaplar şöyle:

Siyasi bir kişiliksiniz. Meclis Başkanı olarak önünüzde siyasi bir hedef var mı? Amacınız ne?

Benim için bugün önemlidir. Bugün buradayım, yarın bir başka yerde olabilirim veya hiçbir yerde olmam. Bu benim kendi açımdan bir rahatlık. Meclis başkanı olarak Millet iradesi önündeki engelleri kaldırabilmek tek amacım. Demokrasi ve özgürlükler adına birşeyler yapabilmek ve söyleyebilmek. Milletin temsil edildiği bir yer olan ortak değerlerinin düşüncelerinin temsil edildiği bir yer olan burada, bir insan öyle şeyler yapmalı ki o ülkede yaşayan herkes, fikri ne olursa olsun, siyasi düşüncesi ne olursa olsun mezhebi, dini ne olursa olsun 'Burada benim Meclis Başkanım var. Bu Meclis, benim Meclisim' diyebilmeli. Daha işin başındayım ama rezerv konulan bazı kişilere ve kurumlara kucağımızı açtık. Onların düşüncelerini paylaştık, konuştuk.

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelendiği tartışılmaya başlandı. Meclis'teki "az"ın çoğunluğa hakim olduğu belirtiliyor. Siz nasıl dğerlendiriyorsunuz?

Bu konular daha çok AB konusu gündeme geldiğinde tartışılmaya başlandı. Bizim büyüklerimiz bize öyle öğretmişlerdi ki; 'AB'ye girmek Anayasa'nın 125. maddesine aykırıdır ve AB üyeliğini isteyenler idam edilmelidir' deniliyordu. Biz de bunu söylüyorduk. Şimdi farklı bir noktadayız. Egemenliğin devri; kısmen veya tamamı; ama, kısmen devri konusu, AB tartışmaları içinde oldu. Anayasa'nın ilk maddelerinde çok ironik şeyler vardı, ama 1995'te bir kısmı değiştirildi. Bunlara bağlı kalınmalı.

Demokratikleşme yolunda sizce atılması gereken adımlar neler?

Bir kere içtüzük kapsamlı olarak değiştirilecek. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği iki maddeyi değiştirerek işe başladık. AK Parti ve CHP uzlaşma komisyonunda 55 maddelik bir değişiklik vardı. Onu getireceklerdi ama sonra ayrıldılar. Anayasa'da belki bazı değişiklikler olabilir. Sayın Baykal da sadece 'dokunulmazlıklarıöncelikle önemsiyorum. Eğer dokunulmazlıklar getirilmezse, bir komisyonda bulunmayız' demişti. Kopenhag kriterleri konusunda bazı değişiklikler yapılıyor ve yapılacak. Adalet Bakanlığı, Yargıtay'la adliye arasında bölge adliye mahkemelerini getiriyor. Yani, İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararlarına İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin bakması öngörülüyor. Bu Yargıtay'ın yükünü hafifletecek. Bence bu çok önemli. 40 senedir söylenir ama yapılmamıştı. Bu dönem böyle istinaf mahkemelerinin kurulması önemli. Adliye Akademisi'nin kurulmasını öngören yasa çıktı. Uygulama ile ilgili sürenin artırılması öngörülüyor.

AB'ye tam üyeliği benimsiyorum

Meclis Başkanı olmanızdaki o süreç ve sonraki gelişmeler, yaptığınız açıklamalar sizi daha siyasi bir yöne doğru götürüyor galiba...

Ben tarafsız olmaya mecburum. Doğrusu da odur. Ama bu milletin ortak değerler manzumesi var. Önümüzde birtakım hedefler var. Ama ben AB'ye tam üye olmayı benimseyen bir insanım. Bu kriterler konusunda bir amacım emelim varsa, belki o tarafa doğru yönlendirmeyi istiyorum. Meclis'i halk ve sivil toplum örgütleri ile barıştırmayı istiyorum... Sembolik söylüyorum belki ama, benim şahsımda, tabu haline getirilmiş bazı düşünceler kırılabilir. Rezerv konulmuş bazı sivil toplum örgütlerine karşı benim çalışmaların çabalarım fayda getirirse yapacağım bu olabilir...

CHP'nin önergelerini AK Parti de destekliyor

CHP geçmişte müzmin muhalefet olarak eleştiriliyordu, şimdi ise muhalefet yapmıyor diye eleştiriliyor. CHP'nin muhalefet anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

TBMM'deki CHP'nin siyasi diyaloğ açısından ortaya koyduğu tavrı çok doğru buluyorum. Doğru bulduklarını destekliyorlar, yanlış bulduklarını da yasal açıdan dile getiriyorlar. İki partili bir Meclis'te iktidar-muhalefet diyaloğunun da kanunların yapılmasında muhalefetin bilinçli ve etkili katkısının da farkındayım. Öyle önergeler veriyor ki bunu AK Parti de kabul ediyor. Genel Kurul'da öyle öngerler veriyorlar ki iktidar düzeltiyor. Ya da şurası yanlış dediğinde hükümet de bunu paylaşıyor.



24 Şubat 2003
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED