T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R
Yazan eller!..

  • OSMAN AKKUŞAK
    Değerli şair, bilgin ve edebiyatçıların kaleminden çıkan ve masamın üzerinde duran şu eserleri, elimde olmayan sebepler yüzünden okumakta geciktiğim için üzgünüm. Benim fikirlerime değer verdiğini bildiğim dostlarımın göz nuru dökerek yazdığı bu kitaplar, elbette ki tarafımızdan okunacak ve görüşlerimiz beyan edilecektir. Elime geçeli bir hayli zaman olan bir kısmının isimlerini kaydediyorum!

    Başta bütün ömrünü edebiyata vakfeden gerçek edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu'nun "Yollar ve İzler" adlı son romanı, değerli şâir Bahattin Karakoç'un son eseri "Ayışığında Seranad", Fransızcası gibi Türkçesi de güzel olan Cemal Aydın'ın Roje Garodi'den çevirdiği son kitap, konuşması da, yazması da hamâsî şiir stilinde zuhûr eden, hüdâyınâbit şair A. Rahim Balcıoğlu'nun "Serdengeçti"yi anlatan eseri, araştırmacı, tertipleyici ve bütünleyici yazar Mehmed Nûri Yardım'ın "Edebiyâtın Gülen Yüzü" adıyle çıkan son kitabı, araştırmacı ve tarihçi yazar Osman Selim Kacohanoğlu'nun 31 Mart hakkındaki eseri, Peyami Safâ üslûbuna yaklaşan bir dil yapmaya muvaffak olduğunu gördüğüm Olcay Yazıcı'nın, mümtaz dilci ve düşünür Tahsin Banguoğlu'nu tahlil eden eseri, edebiyat bilgini ve üniversite öğretim üyesi Mehmet Emin Ağar'ın bir eseri, Ekrem Kaftan'ın "Yâr İstanbul" ve son çıkan şiir kitabı, Prof. Dr. Şahin Uçar'ın "Divan-ı Şeydâ" adıyle yayınlandığı ve bizzat kendi kaleminden çıkan, divan tarzındaki nefis şiirlerini toplayan eseri, adı geçmişken söylemeliyim, bu iki şairin şiirlerine bir göz atmaya imkân buldum... Şahin Uçar, gerçekten çok güçlü bir dîvan şâiri; şaşılacak iştir!.. Ekrem'i de ben sıradan bir şâir zannederdim... Hatta "Yar İstanbul" demiş kitabına deye kızmıştım... İstanbul'a nice şâir methiye, övgü, aşk neşideleri söylemiştir.. Sen onlarla aşık mı atacaksın!.. demiştim.. Şiirlerine bakınca; anladım ki Ekrem gerçek bir şâirdir, Faruk Nafiz gibi, Mithat Cemal gibi... ne bileyim ben.. Yahyâ Kemal'i hatırlatan mısraları var..

    Elimde daha başka arkadaşların kitapları da var.. Onları birer birer ele alacağı.. Yazılar çıkmadan birkaç gün evvel eser yazarlarının haberdar edilmesini sağlayacağımı sanıyorum...

    Güzel eserleri; fikir dolu, bilgi dolu, sevgi dolu kitapları; dili sağlam sözü sağlam kalemleri gördükçe, seviniyorum, sevincimden uçuyorum!.. Güzel söz, doğru söz deyince yeni gördüğüm bir güzel söz hatırıma geldi: Cumhuriyet gazetesinde (19 Şubat 2003) yazdığı bir yazıda Güray Öz adında bir arkadaş şöyle diyor:

    "Şiir, yazıldığı dilde güzeldir. Çeviride hep birşeyler kaybolur, sihir gider yalnızca kuru sözler kalır, karikatürü ise anlatmak olmaz ille de görmek gerekir"

    Tercüme şiiri, yahut şiir tercümesini bu kadar basit, bu kadar sade, fakat bu kadar keskin anlatan bir söz az bulunur. Güzel söz, umulmayan yerde karşınıza çıkıyor.. Güray Öz'ün yazısını sonuna kadar okudum.. Savaşa dâir. Görüşlerine hiç katılmadım, ama dilindeki sadeliği, ifade kuvvetini, kullandığı kelimeleri beğendim... "hay dilini seveyim..." dedimse de, "hay aklını seveyim!..." diyemedim. Dil sevgisi böyledir. Söz bittikten sonra bile konuşturur!..



  • 24 Şubat 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED