T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Lojistik kontratı bir yıl önce imzalanan savaş

Amerika'nın Irak'a müdahale amacının ne uluslararası terörizmle mücadeleyle, ne Saddam'ın elinde olduğu varsayılan kitle imha silahlarının enterne edilmesiyle, ne de bölgesel güvenliğin tesisiyle bir ilgisi olmadığını herkes biliyor. Amerikan yönetimi ise, bu gerçek yokmuş gibi davranmaya devam ederek, zaten inandırıcı olmayan savaş diplomasisini iyiden iyiye gülünç bir hale sokuyor. Neyse ki sonunda, bu trajikomik oyun da deşifre olmaya başlıyor ve gerçek niyetler petrolün topraktan fışkırması gibi diplomasi koridorlarından da sızıyor. Milenyumun ilk büyük petrol saldırısında geri sayım hızlandıkça, savaş sonrası paylaşım da şimdiden şekilleniyor. Amerika, ikinci tezkere için ikna etmeye çalıştığı Türkiye'ye Kerkük petrollerinden 1 milyar dolarlık pay vaadederek, gerçek niyetini olduğu kadar müdahale sonrası için planladıklarını deşifre etmiş bulunuyor.

Cheney'in şirketi

Esasen bir savaş kabinesi olduğu kadar, aynı zamanda uzman bir petrol kabinesi de olan Bush ve arkadaşlarının backgrounduna bakıldığında, bu durum hiç de şaşırtıcı görünmüyor.

Dahası... Bugün Irak'ın güney sınırındaki emirliklerde ve Türkiye'de İskenderun ve Mersin limanları başta olmak üzere havaalanları ve üslerde lojistik çalışmalarına başlayan Amerika, kafasındaki plana bir yıl öncesinden start vermiş bulunuyor.

Mesela, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in de bir dönem yöneticiliğini yaptığı Kellogg, Brown & Root şirketi bu ilişkinin en bariz örneğidir. 100 ülkede yaklaşık 85 bin kişiyi çalıştıran ünlü Halliburton şirketinin bir kuruluşu olan KBR, enerji, petrol, nükleer reaktör, kimyasal üretimi, rafineri ve dönüşüm tesisleri kuruluşu, deniz aşırı yakıt taşıma gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Şirket, ABD'nin askeri ve politik önem taşıyan işlerdeki partnerlerinden birisi olarak tanınıyor. Öyle olduğu için de bugün bütün dünyanın ne zaman ve nasıl olacağını tahmin etmeye çalıştığı savaşın ilk kontratı bu şirketle yapılmış bulunuyor.

Evet, ABD şu anda limanlarımızda yapmakta olduğu şeyleri geçtiğimiz yıl Nisan ayında KBR ile kontrata bağlamış bulunuyor. Yani Bush yönetimi, BM silah denetçilerinin bugün üzerinde çalıştığı konuları da, Güvenlik Konseyi'nin vereceği kararı by-pass etmeyi de daha o tarihte göze alıyor.

ABD'nin bölgedeki zoraki misafirliği

Bu anlaşma, bir defaya mahsus sınırlı bir lojistik hizmetini de içermiyor. KBR'nin Amerikan deniz ve hava kuvvetleriyle yaptığı kontrat bir yıllık faaliyetin üzerine, 9 yıllık opsiyonlu olarak hazırlanmış. 1+9 yıllık anlaşma yapılması, ABD'nin Irak operasyonu sonrasında bölgede kalma ve yerleşme niyetinin bir tezahüründen başka anlam taşımıyor. Bu durumda, Amerika'nın yakın döneme ilişkin planlarını çözebilmek için kontrat opsiyonlarını hangi periyodlarla artırdığına bakmak yararlı olabilir.

Amerikan ordusuna Kosova'da da lojistik sağlayan KBR, Türkiye'deki faaliyetleri için tanınmış Türk firmalarına taşeronluk vererek ikinci tezkere ile sayılarının 50 bine ulaşması tahmin edilen askerlerin geliş, geçiş ve yerleşimleri için gerekli altyapıyı ve kolaylık servislerini hazırlıyor. Yaptıkları kontrat da şirketin, ABD ordularının denizaşırı askeri operasyonlarında yiyecek, nakliye, erzak vb. dahil tüm lojistik islerini üstlenmesini şart koşuyor.

Saddam'ın da partneri!

Ve bazı ilginç notlar.... Bugün ABD ordusunun lojistiğini üstlenen KBR'nin ana şirketi Halliburton'un 1991'deki Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'a bazı altyapı çalışmalarında kullanılmak üzere malzeme sattığı biliniyor. Şirket o dönemde Irak'la sadece 15 milyon dolarlık iş yaptı. Ama, daha sonra Halliburton'un ortak olduğu iki şirket Saddam rejimine tam 73 milyon dolarlık petrol ekipmanı sattı. Şirket, her fırsatta Irak'la ticarete karşı çıkarken, el altından ticaret için bütün fırsatları değerlendirdi. Doğal olarak da şimdi, bir yandan savaşın lojistiğinden para kazanırken öte yandan savaş sonrası ortaya çıkacak inşaat, altyapı ve tabii ki enerji pastasından en hatırı sayılır payı kapmaya namzet konumda bulunuyor.

Amerikan şirketlerinin bu tür davranışları yeni değil. Rejimleri ABD'ye düşman birçok ülke ile ticaret yapmaları da şaşırtıcı sayılmamalı.

Şaşırtıcı olan, Amerika'nın küstahlığını alışkanlık haline getirmesi ve "kraldan çok kralcılar"ın Irak'ı hedef alan taammüden cinayeti meşrulaştırmak için bu barbarlığı yeni dünya düzeni eksenine oturtma çabalarıdır.


24 Şubat 2003
Pazartesi
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED