Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kriz dönemlerini geride bıraktığını ve küresel güç haline geldiğini belirterek, Kıbrıs konusunda da "taviz vermeyeceklerini" yineledi ve "AB'den katkı beklediklerini" bildirdi.

Erdoğan, 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetinin iki yılda yaptığı çalışmaları anlattı. AK Parti siyaseti ile sadece eski siyaset ve siyasi aktörlerin değil eski üslupların da devre dışı kaldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Artık halkın vicdanında yara açan talihsiz beyanlar, halkı kamplara bölen yanlış işler, küçük menfaatler için yapılan büyük tahrikler siyasi birer metod olmaktan çıktı. Siyaset üretiyoruz, slogan üretmiyoruz. Bunun için siyaset millete yaslanmalı, milletin hilafına adım atmamalı diyoruz. Bu ülkeye hizmet etmek, bu ülke çocuklarının yüzünü güldürmek şerefi bize yeter."

Türkiye'nin kalbi saat gibi işliyor

TBMM'nin yaptığı çalışmalardan dolayı milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, "Bu Meclis demokrasi ve hukuk yolunda kararlı iradesini ortaya koymasaydı 17 Aralık ya da önümüzdeki 3 Ekim tarihi olmayacaktı. 3 Kasım 2002 takvim yapraklarından bir gün olmadığı gibi 3 Ekim 2005 tarihi de günlerden bir gün olmayacaktır" ifadesini kullandı.

Erdoğan, ekonomide kaydedilen gelişmeleri anlatırken, geçmişte yaşanan kriz günlerini hatırlattı. Ekonomide atılan her adımın siyasi istikrar ve güveni getirdiğini kaydeden Erdoğan, "Her adımda toplumsal mutabakatı esas alıyoruz. Bu bakışın iki yıllık sonucunu açıklıyorum: Türkiye, küresel bir güç olma yolundadır. Türkiye artık dünya ile eşit şartlarda konuşuyor. AK Parti iktidarında Türkiye'nin kalbi saat gibi işliyor. Ne dolar, ne döviz dalgalanıyor ne de siyaset çalkalanıyor. Çünkü, ritim bozuklulukları, siyasi kan uyuşmazlıkları yok" dedi.

Özgürlük lütuf değil, haktır

Türk milletinin bin yıllık devlet geçmişi olduğunu hatırlatan Başbakan, vatandaşlık bilincini yok eden mayınlı alanları temizleyeceklerini söyledi. AB üyeliğini değerlendiren Erdoğan, bu süreçte tüm kesimleri destek vermeye davet etti. Türkiye'nin önündeki sürecin derinlemesine analiz edilmesini isteyen Erdoğan, "AB müktesebatı bin yıllık medeniyetimizin, müktesebatımızın unsurlarından biri olacaktır. Bu süreci birlikte yöneteceğiz. Özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü elimizi taşın altına koymamıza bağlıdır. Bunlar lütuf değildir, haktır" diye konuştu.

Demokrasi geliştikçe ekonomi gelişecek

Erdoğan, bazı çevrelerin "güçlü ekonomi olmadan güçlü demokrasi olmayacağı" tezine de karşı çıktı. Aynı kişilerin önce milli gelirin artırılmasını savunduklarını anlatan Erdoğan, "Bu iddia, külliyen yanlıştır. Biz demokrasiyi, hukuku kalkınmanın şartı olarak görüyoruz. Bu yüzden demokrasiyi önemsiyor, AB sürecindeki reformlarımızı önemsiyoruz. Başarımız da buradadır. Ekonomik kalkınma demokrasinin eseridir. Demokrasi geliştikçe ekonomi gelişecektir" dedi.

Kıbrıs için AB'nin katkısını bekliyoruz

Erdoğan, 17 Aralık sonrasında Kıbrıs konusunda haksız eleştirilere maruz kaldıklarını da belirterek, şöyle konuştu: "Kıbrıs'ı bir milli mesele olarak gördüğümüzü ve Türk tarafının menfaatlerine gölge düşürecek herhangi bir girişime göz yummayacağımızı defalarca ifade ettik. Ancak bu ülkede sağır sultanın duyduğunu dahi duymayan, anlamayanlar var. Herkesin anlaması gereken bir gerçek var: çözümsüzlük politikalarında ısrar ederek, pasif kalarak, savunma psikolojisiyle hareket ederek adadaki Türk menfaatlerini daha fazla koruyamayız. Yeni dönemde dayatmalara asla rıza göstermeden , milli menfaatlerimizden asla taviz vermeden, adaya kalıcı barışı getirecek çözüm arayışımızı sürdüreceğiz. Bu konuda AB'den çözüm sürecine hakkaniyetle katkıda bulunmasını bekliyoruz."

Zamanı gelince kabine'de yapılması gerekeni yaparız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de gazetecilerin, "Kabine'de değişiklik yapılacağı beklentisi var. Hazırlığınız var mı?'' sorusu üzerine, "Siz bekliyorsunuz, biz de hazırlanıyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, aynı yöndeki bir başka soruya da ''vakti zamanı geldiğinde yapılması gereken ne ise onu yaparız" karşılığını verdi.