AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Özel banka işçisinin kamudaki mesleki kıdemi, izin süresini etkiler mi ?

Bir Okuyucu: Bir özel bankanın insan kaynakları biriminde görev yapıyorum. Daha önce on yılı aşkın süre kamu bankalarında çalışmış bir işçiyi işe aldık. Altı (6) ay kadar işyerimizde çalıştıktan sonra, bana gelerek, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 54. maddesinin son bendini okudu: "Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulur." Ve isteğini söyledi: Aynı meslekteki yani bankacılıktaki çalışmalarım dikkate alınarak yıllık ücretli iznim hesaplanmalı. Ben ise bu hükmün kamu bankalarında çalışma halinde geçerli olabileceğini söyledim. Ve işyerimizdeki kıdemi bir yılı bulmadığı için, yıllık ücretli izin hakkının henüz doğmadığını belirterek izin kullandırmadım. Yaptığım işlem doğru mu ?

Okuyucumuzun uygulamasının doğru olduğunu söyleyelim, öncelikle. Hemen vurgulayalım ki, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 54. maddesinin son bendi hükmü, aynı ibareyle mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 50. maddesinin son bendinde (hatta 931 sayılı İş Kanunu'nda) de mevcuttu. Sözkonusu hüküm, doktrinde de benimsendiği üzere, sadece belirtilen nitelikleri taşıyan kamu işyerlerinde çalışanlara tatbik edilebilir. Yasal hükme göre, değişik işverenler yanında ayrı iş sözleşmeleriyle geçen sürelerin birleştirilerek tek bir süreye ulaşılıp yıllık ücretli iznin buna göre belirlenmesi, her kamu işvereni için değil, bizzat maddede belirtilen nitelikleri taşıyan kamu kesimi işverenleri yanında geçen süreler için tanınmıştır. Bu yüzden hükümde dile getirilen kamu işverenlerinin bilinmesi, zorunludur. (Bkz. Prof. Dr. Ercan AKYİĞİT, "Yıllık Ücretli İzin", Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2000, s. 226-227)

1-Aynı Bakanlığa bağlı işyerlerinde geçen süreler: Bakanlık kavramı, belirsizlik taşımamaktadır. Başbakanlık, devlet bakanlıkları ve hizmet bakanlıklarına bağlı tüzel kişiliği olmayan çeşitli birimler, işyerleri ve kamu kuruluşları bulunmaktadır. Örneğin Sağlık Bakanlığı'nın merkez ve taşra birimleri olduğu kadar, Bakanlığa bağlı çeşitli devlet hastaneleri ve sağlık ocaklarının vb bulunduğu bir gerçektir.

2-Aynı Bakanlığa bağlı tüzelkişilerin işyerlerinde geçen süreler: Bu ayırımda, aynı Bakanlığa bağlı ayrı tüzelkişilikleri olana kuruluşların işyerlerinde geçen sürelerin birleştirilmesi sözkonusudur.

3-KİT'lerde geçen süreler: Genellikle birbirinden ayrı tüzelkişilik biçiminde ekonomik faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüslerinden (KİT'lerden) herhangi birinde veya birkaçında geçen süreler de birleştirilerek dikkate alınacaktır.

4-Özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler:

Sözkonusu işyerleri kapsamına, örneğin her biri özel kanunla kurulan ve tüzelkişiliğe sahip olan devlet üniversiteleri gireceği gibi, T.C. Ziraat Bankası, T.C. Merkez Bankası'nın gerek banka işlemlerinin yapıldığı işyerleri ve gerekse onun eklenti ve araçları ile nitelik ve yürütüm bakımından asıl işyerine bağlı işyerleri girmektedir. Bu bağlamda bir işçinin T.C. Merkez Bankası'ndaki hizmet süresiyle örneğin Sakarya Üniversitesi'ndeki süreler, birleştirilecektir. Kamu kesimindeki değişik işverenler yanında ayrı iş sözleşmeleriyle geçirilen sürelerin birleştirilmesinde önemli olan husus, İşK.m.54/son hükmünde anılan herhangi bir kamu işverenine bağlı geçen sürenin yine bu hükümdeki herhangi bir başka kamu işverenine bağlı geçen süreyle birleştirilebileceği hususudur. (Bak. Aynı eser, s.227)

Sonuç olarak: Okuyucumuzun işyerinde (özel banka veya özel finans kurumu olması fark etmez) çalışan işçinin kamu bankasındaki mesleki kıdeminin özel banka yada özel finans kurumundaki kıdemiyle birleştirilmesi mümkün değildir. Yasal düzenlemenin doğru yorumu budur. Ve okuyucumuzun yaptığı işlem de bu nedenle doğrudur.

Burada bir hususu daha belirtmekte yarar var. İş sözleşmeleriyle işçi lehine hak geliştirmeleri yapılabilecektir. Burada taraflar iş sözleşmesini düzenlerken işçinin kamu bankalarındaki kıdem süresi toplamını yeni işyerindeki yıllık ücretli izin hakediş kıdem süresine ekleneceğini düzenlerlerse, yani böyle bir kural koyarak sözleşmeye yazarlarsa, o zaman yukarıda belirtilen genel esastan farklı bir yorum yapmak gerekir.


İsteğe bağlı sigortalı olarak ne zaman emekli olabilirim ?

Nurhan: Ben 19.11.1970 doğumluyum. SSK'ya giriş tarihim 3.3.1988'dir. 780 gün isteğe bağlı sigorta günüm var. Acaba ne zaman emekli olmayı hak ediyorum. Sigorta Sicil No: 17325499.

Bayan okuyucumuz, 20 yıllık sigortalılık süresini, 44 yaşını ve en az 5225 prim ödeme gününü doldurduğunda -üç şartı da yerine getirdiği tarihte- SSK'dan yaşlılık aylığını isteyebilecektir. Hesaplamamıza göre, 20 yıllık sigortalılık süresini 03.03.2008 tarihinde, 44 yaşını 19.11.2014 tarihinde dolduracaktır. 5225 prim ödeme gününü doldurulabilmesi için eksik gün sayısı, 4445 prim ödeme günüdür; ve aralıksız 12 yıl 4 ay 5 güne denk gelmektedir. Aralıksız prim ödemesi halinde bile, yaşı dolduktan sonra da prim ödemeye devam etmesi gerekmektedir. Çalışarak veya isteğe bağlı sigortalılık yoluyla mutlaka eksik prim ödeme gününü tamamlamalıdır.


Emekliliğe yakın yüksek prim ödemesi, yaşlılık aylığını nasıl etkiler?

Emine ERGİNLİ: Ben isteğe bağlı sigorta ile ilgili bir soru sormak istiyorum. 1963 doğumluyum, 1981 yılından 30 günlük sigortam var. 1992 yılı ağustos ayından beri de düzenli olarak alt basamaktan isteğe bağlı sigorta primi ödemekteyiz. Yanımızda yöremizde görüştüğümüz SSK yetkilileri emekliliğime yaklaşık iki yıl kaldığını söylediler. Ancak yatırılacak prim konusunda farklı görüşler ortaya çıktı. Kimisi 170 ila 200 milyon prim yatırılması halinde, alınacak emekli maaşının yükseleceğini ifade ederken, kimisi de esasen son on yılın primine bakıldığını, şu an için 400 milyondan aşağı bir prim ödemesinin kayda değer bir yükseliş sağlamayacağını söyledi. Şu ana kadar biz hep en alt basamaktan ödedik. Sizce 170-185 milyon arası bir prim ödemesi kayda değer bir maaş artışı sağlar mı, yoksa en alt düzeyden ödemeye devam etmek mi daha uygundur? Bir de SSK primini kızlık soyadımla yatırıyorum. Evlendikten sonra soyadı değişikliği için bir girişimde bulunmadım. Bu durum emeklilikte bir soruna sebebiyet verir mi? Gerekli olursa SSK numaram 13674372.

*Okuyucumuz, sigortalı bilgilerinizi gün/ay/yıl belirterek vermediğinden hesaplama yapılmamıştır. Evlenme durumuna ilişkin bilgilerin dosyasına girmesi yararlı olacaktır. Bir sigortalıya bağlanacak aylığın hesaplanmasını basit bir işlemle açıklanmak mümkün değil. Üst göstergeden aylık bağlanıp bağlanmayacağı, prim matrahları ve prim ödeme gün sayıları gibi birçok koşul bağlanacak aylığı etkilemektedir. Ancak, SSK'dan yaşlılık aylığı bağlanmasında sigorta primine esas kazanç matrahının yüksek olması, bağlanacak aylığın da yüksek olması anlamına gelmektedir. 4447 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrasında, yaşlılık aylığı bağlama oranı, sigortalının toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3600 gününün her 360 günü için % 3.5, sonraki 5400 gününün her 360 günü için % 2, daha sonraki her 360 günü için % 1,5 oranları toplamından oluşacaktır.(Bak.506 s.K.m.61, Geçici m.82)


23 Aralık 2004
Perşembe
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED