AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Sağlık kültürü oluşturmak

Bütün bireyler için sözkonusu olan hastalanma riskine karşı, en iyi önlem nedir ? Bence bütün bireylerde sağlık kültürü oluşturmaktır.

Sağlık kültürünün bir defa aşılanıp biten bir süreç olmadığını; sürekli gelişen ve değişen bir süreç olduğunu, her gün, belki de her an bu kültür içerisinde yaşamamız gerektiğini söylemeliyiz.

Yeme, içme, giyinme, barınma gibi birçok eylemin yaşamak için yapıldığını hepimiz biliyoruz. Hele bilhassa yemenin ve içmenin sağlıklı yaşamak için çok dikkatli ve seçilerek yapılması gerektiğini çok iyi öğrenmeliyiz.

Fransızların özlü bir deyişi var; "il faut manger pour vivre: Yaşamak için yemek lazım." Ve "İl ne faut pas vivre pour manger: Yemek için yaşamamak gerek."

Bu özlü sözün dünyalıların tümünü ilgilendirdiğini sanıyorum. Çünkü "yemek için yaşamak", her bakımdan sorgulanacak bir yapıya da dikkatimizi çekmektedir.

İhtiyaç ölçüsünü aşan yemek yemelerin israf ve haram olduğu, toplumumuzun yabancısı olduğu bir prensip değil. Hangi yemeklerin nasıl pişirilerek yenilmesi gerektiği konusuna sadece tad - haz alma açısından yaklaşmak da yanlış. Sağlıklı yaşamak için yemek yemeye - içmeye ilişkin sağlık kültürünün vazgeçilmezliği artık herkesçe kabul ediliyor. Ama dikkatle uygulanmıyor. Ve tabii ki bu aykırılığın beldeli mutlaka ödeniyor.

Her aşırılığın mutlaka bir faturası var.

İhtiyacı aşan eğlence bile sağlığa zararlıdır.

Hastalıklara yakalanmamak için en başta stres yaşamamak veya stresle baş edebilmek gerekiyor. Strese yol açan bireysel veya toplumsal nedenlerin mutlaka üzerine gidilerek, bireyin huzura kavuşturulması ortak bir görev. Ve medya bu konu üzerinde yeterince yoğunlaşmalıdır.

Hastaların veya hasta ailelerinin tedavi zorlukları konusunda toplumsal bir donanıma kavuşturulması da sağlık kültürü oluşturmanın önemli ayaklarından biridir, kanımca. Örneğin Genel Sağlık Sigortasının oluşturulması, bu sürecin en önemli safhasıdır. Bu alanda gerekli toplumsal konsensüs bir an önce yasallaşma zemininde sağlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir.

Sağlık kültürünün oluşmasına katkı yapan kitaplar da önemli. Memduh Bayraktaroğlu'nun Truva Yayınları'ndan çıkan "Diyet mi, Niyet mi?" kitabını da bu anlamda oldukça etkileyici bir çalışma olarak görüyorum. Eğer yaşama kalitemizi yükseltmek istiyorsak bu tür kitaplardan mutlaka okumalıyız.

Sağlık kültürü, sahiplenen ve yaşatan hekimlerden de güç almalıdır. Ben, Siyami Ersek Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi Kardiyoloji Şefi Doç. Dr. Kemal YEŞİLÇİMEN hocayı bu yönüyle de çok iyi tanıyorum. Kemal Bey, sağlık kültürünün yayılmasına (örneğin benim etkilenmem de olduğu gibi) gönülden katkılarını sürdürüyor.

Bütün hekimlerin görevinin sağlık sektöründe olması bu yapıyı açıklamaya yetmiyor. Hekimler, muhatap oldukları hasta veya sağlam tüm bireylerde sağlık kültürünün ehemmiyetini çağrıştıran oluşumları uyarmak durumundalar.

Sağlık kültürü, gönülden öğrenme ve yaşama tutkunlarına hiç ihanet etmez.

Ve her bireyin sağlık kültürü edinme sorumluluğundan vazgeçilemez.

Yaşasın sağlıklı yaşamak için sağlık kültürü!..


29 Aralık 2004
Çarşamba
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED