AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Killing nerede?

'Züğürt Ağa' filminde bir köy girişinde asılı bir tabela vardı hani... Derme çatma bu tabelada "Satılık köy Haraptar" diye yazıyordu. Hafızalardan hiç silinmedi bu görüntü. Gerçek hayatta bile benzerlerine rastladık zaman zaman. Gazete haberlerinden okuduk satılık köy ve onlara ait tabelaları...

Ağabeyim de bir tabela görmüş bir yolculukta. Aynen şöyle yazıyormuş ; "Kırdi kati geçe"... Hafızasına kazımış bu yazıyı. Sonra merak etmiş acaba ne diye... Ağrı'daki bu tabelada yazan bu anons acaba ne diye günlerce kafayı yemiş... İstanbul'a dönüşünde araştırmadığı sözlük ve lisan kalmamış. Acaba Kürtçe olabilir mi diye neredeyse Kürtçe eğitimi alacak noktaya gelmiş... Sonunda bulmuş "Kırdi kati geçe"nin ne olduğunu... Tabelanın bulunduğu yer bir benzin istasyonuymuş ve "Kredi kartı geçer" demek istiyormuş istasyonun sahibi...

Yurdumun insanı çok hoş. İnanılmaz yol hikayeleri ve haber var.

Dün Fethiye tatilimden manzaraları yazmıştım. İngilizlerin Ölüdeniz civarında kurduğu şehri anlatmıştım sizlere. Dün akşam ağabeyimi de götürdüm Fethiye'deki küçük Londra'ya... Neredeyse küçük dilini yutacaktı. Binlerce İngiliz İrish Publarda alkol duvarını aşıp çılgınlar gibi eğleniyordu. Neredeyse bir kilometrelik cadde bu publarla doluydu. Ve aralarında sadece bir tane... Evet bir tane metruk ve topraktan üstelik devrilecek gibi duran bir ev vardı. Balkonunda iki tane başörtülü köylü nine oturmuş parmaklıkların ardından bakıyordu. Sel gibi akan İngilizlere. Balkon parmaklıklarının arkasındaki iki nine sanki cezaevinde gibi bir görüntü çiziyordu. İngilizlere satılmış yüzlerce villa bar ve restaurant içinde numunelik duran binaya yaklaştı ağabeyim. İki nineye "Bu binaya 300 bin dolar vereyim bana satın" diye bağırdı...

Köylü ninelerden biri acaip celallendi, hiddetle "Satmeyom satmeyom işte" diye bağırdı. Ninenin sert çıkışı İngilizlerin su gibi aktığı caddede yankı yapıp dağıldı. O sırada genç biri çıktı piyasaya. "O benim ninem. 750 bin dolar da versen o toprak evi satmaz" dedi... Fethiye'de İngilizler için kurulan şehirde direnen belki de tek kişiydi gördüğümüz o nine...

Satmeyom... Satmeyom...

Çok güzel televizyon haberi olur diye düşündüm.

Ağabeyim de çok duygulandı... Adı Şekip Hazar... Çok ilginç bir adam...

Mesela hayatta dizi film seyretmez. Reyting rekorları kıran Türk dizilerine başını çevirip bakmaz.

Ama kalkar Brezilya dizilerini seyreder. Hastasıdır onların...

Tezatın kralı ondadır...

Tatilim bitti. Dönüşteyim. Ağabeyime "Neden Türk dizisi görünca zap yapıyorsun da Brezilya dizisi başlayınca ekrana kilitleniyorsun" diye sordum.

Yüzüme baktı "Şu anda ekranları kaplayan Türk dizilerinde ne var, hiçbirşey. Boş senaryolar, sıkıcı görüntüler. Halbuki Brezilya dizileri bana eski Türk filmlerini hatırlatıyor. Eski filmlerimiz ne güzeldi. Senaryoları beni yanımdaki annemi, hepimiz ağlatırdı. Şimdi ağlatacak dizi mi kaldı." dedi... İlginç...

Meğer ağabeyim eski siyah beyaz Türk filmleri hastasıymış ve bu hasretini Brezilya dizileri ile gideriyormuş...

Bir de... Killing'i çok özlemiş... Hani eskiler bilir, o iskelet adam vardı ya, işte o... Arkasında fermuar gözükür, yüzünü ne zaman açacak diye merakla filmler bitene kadar izlerdik...

Sahi Amerikalıların Örümcek Adam'ından çok önce dünyayı kurtaran bizim kahramanımız...

Killing nerede acaba?


2 Ağustos 2005
Salı
 
BEKİR HAZAR


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED