T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Bosna'yı unuttuk mu?

Bosna Hersek'in tanınmış yazarlarından Türkolog Amina Şilyak Yesenkoviç, kendi bireysel çabalarıyla, arasında derin bağlar olan iki kültürü birbiriyle buluşturmaya çalışıyor.

Cihan Devleti Osmanlı, asırlar boyunca büyük ve güçlü bir çınar gibi dünyanın dört bir yanına kök saldı. Bugün Osmanlı devleti yaşmıyor, ancak Osmanlı'nın geçmişte iz bıraktığı bütün ülkeler bizim ilgisizliğimize rağmen hâlâ Osmanlı'nın bıraktığı kültürel mirası kendi içinde yaşatıyor. Savaş sonrası hayatta kalmanın savaşta insafsızca öldürülmekten daha zor olduğu bugünün Saray Bosna'sında, bütün maddi olanaksızlıklara rağmen Türk edebiyatını Boşnak gençlere tanıtmak için çaba sarfeden gönüllü kültür elçimiz Amine Şilyak Yesenkoviç'le çalışmaları hakkında söyleştik.

Amina Şilyak Yesenkoviç, Türkiye ve Saraybosna arasında mekik dokuyan gönüllü bir kültür elçisi. Saray Bosna Şarkiyat Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Amina Hanım, Saraybosna'nın sayılı Türkologları arasında bulunuyor. Saraybosna'da Şarkiyat Bölümü'nün 1950 yılında açıldığını söyleyen Yesenkoviç, çalıştığı üniversitede modern bir Türkoloji bölümünün açılması için çalışmalar yapıyor. Amina Hanım'ın en büyük hobisi ise, Türk edebiyatının seçkin örneklerini Boşnakçaya çevirmek. Mustafa Kutlu'nun 'Ya Tahammül, Ya Sefer' adlı eserini Boşnakçaya çeviren Amina Hanım, Sezai Karakoç'un pek çok şiiri ile klasik Türk edebiyatından bazı şairlerimizin şiirlerini Boşnakçaya çevirdi. Bugünlerde Hakan Albayrak'ın 'Ebuzer' adlı romanını Boşnakçaya çevirme hazırlığı içinde.

Türkiye'ye olan sevgisini, "Benim gözümde Türkiye her zaman o kadar güzel ki, o kadar cazip ki, kötü tarafları da olsa göremiyorum..." sözleriyle ifade eden Yesenkoviç, Türk ve Boşnak aydınlarının en önemli ortak noktalarının İslâm kültüründen besleniyor olmaları olduğunu söylüyor. Amina Hanım'ın eserlerini okumaktan en çok hoşlandığı Türk yazar ve şairleri ise; Mustafa Kutlu, Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tampınar, Orhan Pamuk, Emine Işınsu, Sevinç Çokum, Adalet Ağoğlu, Latife Tekin, Didem Uslu, Yunus Emre ve Mevlana Celaleddin Rumi. Bu yazarların çoğunun Balkanlar'daki müslümun nüfusu unutmadığını ve eserlerinde o topraklara yakınlık gösterdiğini belirten Yesenkoviç, özelikle Emine Işınsu'nun Balkan müslümanlarını hiç unutmadığını söylüyor. Amina Hanım'a Boşnak edebiyatının Türkiye'de çok fazla tanınmadığını ve bu nedenle önemli Boşnak edebiyatçılarının adını mahçup bir ifadeyle sorduğumuzda, bize şu isimleri aktardı: "Abdullah Sidran, Meşa Selimoviç, Necati İbrisimoviç, Zlatko Topçic, Cevad Karaçam ve Yasmina Musabegoviç."

Kitap var ancak yayınevi yok

1870'lerden beri Boşnakların Osmanlı topraklarına göç etmeye başladığını söyleyen Yesenkoviç, son savaştan sonra Bosna'dan Amerika ve Avrupa ülkelerine müthiş bir beyin göçünün yaşandığını kaydediyor. Boşnakların bugün bir nevi Filistinliler olduğunu söyleyen Yesenkoviç, medyanın ve savaşın getirdiği yıkıcı etkinin Boşnak kültürünün hızla yok olmasına yol açtığını düşünüyor. Üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı üzerine eğitim gören genç yazar, Türkçeyi unutmamak için Türk edebiyatından çeviriler yapmaya karar vermiş. Mustafa Kutlu'nun 'Ya Sefer, Ya Tahammül' adlı eserini okuyunca kitaptan çok etkilenmiş. Kitabın içeriğiyle Boşnakların bugün yaşadığı sorunlara çok iyi hitap ettiğini düşünerek kitabı Boşnakçaya çevirmeye karar vermiş. Boşnak toplumunda ideolojik ayrımların olmadığını belirten Yesenkoviç'in, yaptığı kitap çevirilerinden hiçbir kazancı yok. Kültür hizmetlerinin maddi kazançlarla kıyaslanamayacağını söyleyen Yesenkoviç, yaptığı hizmetler için Türkiye'deki hiçbir kurumdan destek görmemiş. Yesenkoviç'in en büyük şikayeti ise savaş sonrası neredeyse hayat duran Bosna'da, Türkçe'den yaptığı çevirileri basacak yayınevi bulmakta zorluk çekmesi.

Reşat Nuri'yi kadınlar çok okurdu

Amina Ş. Yesenkoviç, Bosna'da en çok tanınan Türk şairlerin Yunus Emre ve Mevlana Celaleddin Rumi olduğunu söylüyor. Yesenkoviç, Türk edebiyatının Boşnaklar üzerindeki etkisini ise şöyle anlatıyor: "Bosna'da en çok tanınan Türk şair Yunus Emre olarak bilinir. Ama bu gerçek anlamda bizim bildiğimiz Yunus Emre olmayan, adı Yunus olan çeşitli aşıkların ilahileridir. Mevlana Celaleddin Rumi'nin mesnevileri komünist dönemde bile okutuluyordu. Mevlana'nın İranlı mı, Türk mü olduğu önemli değil. Önemli olan onun evrensel aşkı anlatan bir şair olması. İlginç olan bir şey var: Bosna Hersek'te nesir edebiyatı Türk yazarlardan çok etkilendi. Bizim yazarlarımız Halide Edip'in, Reşat Nuri Güntekin'in, Halid Ziya Uşaklıgil'in eserlerinden yola çıkarak roman yazmaya başladı. Bosna'da 19. yüzyılın başlarında nesir edebiyatı yoktu. Türkçeden ve Fransızcadan çeviriliyordu. Hatta Moliere'i de Türkçe aracılığıyla tanıdık. 1900'lü yıllarda Reşat Nuri Güntekin kadınlar arasında çok okunmaya başladı. Son savaştan sonraysa özellikle Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eserleri Bosna'da çok okunuyor. Karaosmanoğlu, belki de romanlarında karamsar konuları işlediği için bu kadar çok okunuyor. Ama kendim geçirdiğimiz savaştan sonra elime karamsar bir kitap alamıyorum. Savaş sonrası Bosna'da Türk edebiyatına olan ilgi artacaktı. Ama biliyorsunuz ki istediğiniz kadar aç olabilirsiniz veya istediğiniz kadar iyi bir aşçı olabilirsiniz. Eğer paranız yoksa mutfağınızda bir şey pişmez. Bu nedenle Türkçeden Boşnakçaya yeni eserler çevrilemedi."

 
"Bodrum'a Merhaba" sergisi
Antik A.Ş'nin düzenlediği ve 3 Eylül'de sona erecek olan "Bodrum'a Merhaba" sergisinde Ahmet Fazıl Aksoy'un 50'ye yakın birbirinden güzel Bodrum tablosu yeralıyor.
Aşık Seyrani anılacak
Ünlü halk ozanı Aşık Seyrani 1-2 Eylül günleri Kayseri'nin Develi ilçesinde düzenlenecek etkinlerle anılacak. Develi Belediye Başkanı Ali Ağca, 1800-1866 yıllarında ilçelerinde yaşayan Aşık Seyrani'nin bıraktığı eserlerle Anadolu'nun en ünlü halk ozanlarından biri olduğunu, eserlerinin günümüzde büyük beğeni topladığını kaydetti. Aşık Seyrani'nin Türk Edebiyatı'ndaki gerçek yerini alması için düzenledikleri Aşık Seyrani Kültür ve Sanat Festivali`nin 19'uncusunun 1-2 Eylül'de ilçe meydanında aşıklar tarafından kurulacak Seyrani Divanı ile başlayacağını belirten Ağca, deyişler ve atışmaların yer alacağı etkinliklerin ikinci gününde de karakucak yarışmaları yapılacağını bildirdi. Ağca, etkinlikler kapsamında ayrıca, Türk Sanat Müziği sanatçısı Safiye Soyman ile Türk Halk Müziği sanatçısı Pınar Dilşeker'in bir konser vereceğini söyledi.
Sanatçılardan belediyeye icra
Ardahan Belediyesi, 1999 yılında kurtuluş şenliklerine katılan ve ücretlerini alamayan sinema sanatçıları tarafından icraya verildi. Ardahan Belediye Başkanı Teoman Güngör, 23 Şubat 1999`da düzenlenen kurtuluş şenliklerine, geçmiş dönemdeki Belediye Başkanı Mikail Kayatürk tarafından Kazım Kartal ve Yusuf Sezgin`in de aralarında bulunduğu 5 sinema sanatçısının davet edildiğini hatırlattı. Sanatçılarla şenliklere katılmaları için 2,5 milyar lira karşılığında anlaşma yapıldığını, ancak daha sonra bu ücreti ödeyemediklerini belirten Güngör, "İki yılı aşkın süredir ücretlerini ödemediğimiz sanatçılar, avukatları aracılığıyla bizi icraya vermişler" dedi. Kendisinin, yeni göreve geldiğini kaydeden Güngör, kutlama törenlerinde gereksiz harcamaların yapıldığını ileri sürerek, şunları söyledi: "Kurtuluş şölenlerinin daha görkemli yapmak için sinema sanatçıları davet etmişler ve 2,5 milyara anlaşmışlar. Ben görevi devir aldıktan sonra da bu ücreti, çok fazla olduğu için ödeyemedim."
31 Ağustos 2001
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED