T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kürek boşa mı çekiliyor?

Uçlar ipi geriyor, ipin kopmasının her tarafa (uçlara da, ortalara da) zarar vereceğini, bu zararı dinin, ahlakın ve hukukun meşru ve caiz görmediğini bilenler ise farklı inanç, düşünce, dünya görüşü ve hayat tarzına sahip olanlar içinden evrensel erdemlere sahip kişileri seçerek, onlarla bir araya gelerek veya başka şekillerde iletişim kurarak gerginliği azaltmaya, kin ve nefreti hoşgörü ve tahammüle çevirmeye çalışıyorlar. Amaç bütün tarafların "hak etmediği zararı görmeden, hak ettiği adalete nail olarak" kendi inanç ve değerleri çerçevesinde, farklı olanlarla bir arada (bir dünyada, bir ülkede, bir toplulukta, bir okulda, bir iş yerinde...) yaşamasını sağlamak; dünyada "hak ve adalet temeline oturtulmuş" bir huzur ve barışın hakim olmasına katkıda bulunmak.

İpi kimler, hangi uçlar geriyor?

1. Bağlı olduğu inanç ve ideoloji gereği şiddete başvuranlar geriyor.

İslam'a bu açıdan baktığımızda onu doğru anlayan ve uygulayanların barış yerine şiddeti ve savaşı istemelerini, sulh ve huzura karşı çıkmalarını gerektiren bir buyruğun, bir talimatın bulunmadığını görüyoruz. Müslümanlar, güçleri yettiği takdirde (veya yettiği kadar) dünya yüzünde, bütün insanlar için hak, adalet ve hürriyetin gerçekleşmesi, rezaletler yerine erdemlerin hakim olması yolunda çaba sarfederler ve buna İslam'da cihad denir. Bu yolda çaba göstermek, akıllı ve erdemli bütün insanların ödevi olduğu için insanlık camiasının da böyle bir çabaya katılması veya destek vermesi tabiî olacaktır; çünkü bu, dünyanın bir bölümünün diğer bölümünü sömürmesi için kurulmuş bir tuzak, parlak elbiselerle gizlenmiş bir zulüm değil, "insanlık ve fazilet mücadelesidir".

2. Dünya sistemininin (kapitalizmin) patronları; yani ulusaşırı şirketler, ekonomik topluluklar ile bunlara hizmet için var olan devletler geriyor. Devamlı sermaye toplamak, sermayeyi ve kârı kesintisiz büyütmek "din, iman, ahlak ve ilkeleri" olan bu patronlar, amaçları gerekli kıldığı takdirde, diledikleri yerde savaş, anarşi, terör, "siyasi, sosyal, ekonomik" kriz çıkarıyorlar.

İslam böyle bir sistemi de, bu sistemi besleyen egoizmi ve zulmü de tasvip etmez; şu halde müslümanlar, böyle bir eylemin ne planlayanı ne yürüteni ne de destekleyeni olabilirler.

3. Ülke içinde siyasi veya ekonomik çıkarları ipi gergin tutmayı gerekli kılanlar ile belli bir ideolojik gruba taassupla bağlı olanlar geriyor.

Bir müslümanın dünya menfaati elde edebilmek için insanlar ve gruplar arasında gerginliğe ve kavgaya sebep olması, gerginliği bir araç olarak kullanması, istismar etmesi –dindarlık çerçevesinde– düşünülemez.

Muhafazakâr, dindar, takvâ sahibi, hassas bir müslüman olmak başkadır, taassup sahibi olmak başkadır. Taassup halinde taklit, heyecan, duygu devreye girer; dinin hoşgörüye imkân verdiği yerlerde ve durumlarda bile kesinlik, keskinlik, dargörüşlülük, tektipçilik, tekelcilik olur; inat, ısrar, öfke, tarafgirlik, tahammülsüzlük, dışlama gibi düşünce, duygu ve davranışlar görülür. Taassup (bağnazlık) yalnızca dini inançlarda olmaz; bütün ideolojilerde ve gruplaşmalarda taassup belası vardır. Taassubun bulunduğu yerde ise mutlaka gerginlik, çatışma, bölünme olacaktır.

Birlik veya beraberliği sağlamak için zaruri olan ortak değerler, ortak kamu alanı, ortak kurallar, hakkaniyet ve adalet dışında farklılıklara imkan tanıyan, farklı olanların, müşterek nitelikler ve değerler çerçevesinde bir arada –huzur içinde– yaşamalarını sağlayan bir sosyal, politik, ekonomik, kültürel ortam hazırlamak için çırpınan "farklı tarafların akıl ve hikmet sahibi fertleri ve grupları" var, acaba bunların gayretleri "boşa kürek çekmek midir? Sonunda akl-ı selim, insan fıtratının gereği ve hedefi olan düzen taraftarları mı kazanacak, yoksa bozguncular, fitneciler, fesatçılar, şeytanın hizmetçileri mi?

Ben iyimserler safında yeralmak istiyorum; "iyiler kötüler kadar gayretli, cesur ve fedâkâr olurlarsa mutlaka bunlar kazanırlar" diyorum; bir de iyiliğe yönelmek için mutlaka felaketleri beklemenin, sopa yemenin akıl kârı olmadığını hatırlatıyorum.


7 Ekim 2001
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED