T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
New York'la İstanbul'un savaşı

İlk insandan bugüne dünya akla karanın savaş alanı. Bir tarafta Hz. İbrahim'i, diğer tarafta Nemrut'u izleyenler. Bir yanda Hz. Musa'ya, başka yanda Firavun'a bağlılar. Bir safta Hz. İsa'yı, öteki safta Roma'yı tutanlar. Başka bir deyişle güneş ve ateş toplulukları. Biri Cennet'in, biri de Cehennem'in peşinde.

İki dünya arasındaki soğuk ve sıcak savaş Kıyamet'e kadar devam edecek. Cennet'i arayanlar Cennet'i, Cehennem'i arayan da Cehennem'i bulur. İki dünyada kimseye haksızlık yapılmaz. Herkes aradığına kavuşur. Cehennem'siz Cennet, Cennet'siz Cehennem olmaz. Bütün şehirlerde Cennet ve Cehennem'in izleri açıkça fark edilir.

Medine ve Roma'da olduğu gibi, New York ve İstanbul'a da iki dünyanın gölgesi görülür. Birinde göklere meydan okuyan gökdelenler, diğerinde göklerle uyum içinde olan kubbeler. Gökdelenler Cennet'e isyanı, kubbeler ise Cennet'le uyum ve düzeni simgeler. Manhattan'da isyan, Fatih'te barış öne çıkar. Birinin odak noktasında makina, diğerinin odak noktasında ise insan vardır.

New York'ta insanlar makinalara, İstanbul'da makinalar insanlara eklenir. Birinde insanlar makinalaşırken, diğerinde makinalar insanlaşır. Makina iki dünyada Şeytan'ın görünen yüzüdür. Makinaların ağırlık kazandığı ortamda insanlar, insanların ağırlık kazandığı ortamda da makinalar değişime uğrar. Makina'ya hizmet edenler makina'yı, insana hizmet edenler de insan'ı güçlendirir...

Sınırların önemini yitirdiği bir dünyada bütün kentlerde New York ile İstanbul birarada yaşar. Hiçbir New York yok ki, onda bir İstanbul bulunmasın, hiçbir İstanbul yok ki onda bir New York olmasın. Dünyanın her yerinde New York ile İstanbul içiçedir. Zaten biri olmadan, öteki de olmaz.

Fas'a yerleşen İspanyol yazar Juan Goytisolo dünyaya ölü bir geçmişi savunan Avrupa'ya karşı, güçlü ve parlak geleceği olan Afrika'yı öneriyor. Goytisolo'ya göre, İspanya'nın geleceği Afrika'yı çok iyi özümlemesine bağlı.

Goytisolo "Afrikalaşmak" derken, anlatmak istediği, atalarının beş yüz yıl önce İspanya'dan Afrika'ya sürdükleri İslam'la dost olmayı anlatmak istiyor. Çünkü kendisi Avrupa'lı yazarlar kadar İbn Arabi, Ebu Nuvas ve Mevlana'ya da vurgun olduğunu söylüyor.

Teröre karşı topyekün bir mücadele başlatan Amerika suçluları İstanbul benzeri kentlerde değil, New York benzeri kentlerde aramalı. Çünkü kan dökmeyi bir öğreti haline getirenler, İstanbul'dan daha çok New York'ta güç bulur. Şiddet İstanbul'da değil, New York'ta büyür. Şiddet, şiddetle güç kazanır.

Marks'ın kehaneti tutmadı. Onun iddia ettiği gibi: "Komünizmden önce Kapitalizm gelmeyecek." Çünkü Komünizm'in cenaze töreni on yıl önce yapıldı. Komünizm öldü. "11 Eylül 2001" de komünizm gibi, kapitalizm de öldü. Aslında ölen göklere başkaldıran New York. New York çöktü.

Dünya yeni bir değişim ve dönüşüm arefesinde. Bütün şehirlerin, New York yanı değil, İstanbul yanı büyüyecek. İstanbul karşısında New York gerileyecek. Savaş değil, barış galip gelecek. Çünkü barışın ülkesi New York değil, İstanbul'dur.

Dünya için, "Vaadedilmiş şehir"ler içinde New York'lar değil de, İstanbul'lar taşıyan kentler olacak.

New York'u anlamaya çalışanlar, İstanbul'la karşı karşıya gelecekler.


7 Ekim 2001
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED