T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Eğitime odaklaşmak

İnsan eğitimi, gün geçtikçe değerini daha fazla hissettiren bir teknik olarak göze çarpmaktadır. Çünkü eğitim, öncelikle bir hayat proğramının benimsetilmesi olarak önem arzediyor. Hayata ve onun çeşitli yönlerine hazırlıklı olabilmek; insanı ve insandan kaynaklanabilecek çok yönlü tutumları iyi kavrayıp, onlara karşı hazırlıklı olabilmekle mümkün görünüyor. Bu haliyle eğitim, "hayatın esrarına vakıf olmak"la eşdeğer bir olgunlaşma süreci sayılabilir.

İnsanı; çevresini tanımaya sevkeden faktör, öğrenme ihtiyacıdır. Bundan yola çıkılarak, insan için öğrenme ve bilgi; hayatta ilerleyebilmenin ilk şartı olmaktadır. Eğitim ise, hayatı yaşanabilir hale getirmenin sırlarını vermektedir. Kişinin kendini, kainatı ve nihayet, insanlığa nimetleri bahşeden yaratıcısını tanıması; eğitimin ana çerçevesini belirleyen "işaret taşları"dır.

Bugün, eğitimin giderek yozlaştığı bir dönem içerisindeyiz. Çünkü eğitim, para etmiyecek bir hale sokulmuştur. Öğrenmenin sistematiği olan öğretim; hayatın maddi ve ekonomik boyutunun gerekleri ile ilgilenmektedir. Hayatın sosyal, psikolojik ve hukuki alanlarına insanı hazırlaması gereken eğitim ise, baskı ve müdahaleler ile bir "şartlandırma veya propoganda alanı" haline getirilmiş durumda. Eğer bazı grup ve kesimler, kendi ideolojilerini veya anti-şuurlandırma süreçlerini benimsetmeyi başka türlü becerebilselerdi, eğitime de gerek duymayabilirlerdi. Geçmişte, insanları bilgi ve malumattan uzaklaştırmak suretiyle gerçekleştirilen cahiliyet düşüncesi, bugün gereksiz ve yetersiz bilgi, meşguliyet ve şartlandırıcı metodlarla sürdürülmektedir.

İnsanlığı körleştirme veya yozlaştırma; nasıl eğitimden ve gerçek bilgiden uzaklaştırmak suretiyle yapılıyorsa; aynı şekilde, aydınlığa ve yüceliğe ulaşmak da eğitime güç vermek ve yatırım yapmakla gerçekleşecektir. Eğitime yatırım; insanın gerçek ihtiyacına cevap verebilecek kapsamlı bir eğitim felsefesinin, uzman kişi ve güvenli kurumlar bünyesinde verilmesiyle sağlanabilir.

Günümüzde sağlıklı ve idealist görülen bazı kişi ve grupların; eğitimi, bir eşya üretimi gibi gördüklerini hayretle müşahade ediyorum. Bir yandan, gereği kadar destek verilmez; yeterli finans, teknoloji ve uzman ihtiyacı karşılanmazken; diğer taraftan, eğitime ayrılan "üç beş kuruş"un hemen kar halinde geri dönmesi bekleniyor. Yani, basit bir mal satarcasına, eğitimin maddi hasılatı bekleniyor. Halbuki, hiçbir toplumda sosyal ve manevi kazanımlar, maddi faktörlerin dönüşümüne benzer bir seyir takip etmez.

Elbette her yatırımın bir karşılığı olacaktır. Ama bilinmelidir ki, eğitim yatırımı en geç geriye dönebilen, fakat, en sağlam sonuçlar veren bir yatırım şeklidir. Tüm, insanı ve sosyal yatırımların karakteri budur.

Eğitime ve öncelikle özel eğitime yatırım; ülkenin ve yarının büyükleri olacak çocuklarımızın geleceğinin güvenliğini düşünmektir. İyi bir eğitim kurumu veya politikası, bir kişinin değil; bir neslin sigortası olabilir. Bu yüzden, özel eğitim alanında yapılacak yatırımları ciddiye almak ve "bir tarafından" desteklemek gerekir.

Bu arada; çok ciddi bir yatırımımız olamasa da; okumaya istekli ve yetenekli çocuklarımızın okuma masraflarını karşılamak ve bu imkanı sağlayabilecek kurumlara destek olmaya çalışmak, oldukça manalı ve asil bir davranıştır. Konu ile ilgili, bazı bilgileri arzu edenlere sunabilirim.

Yarınlarımızı aydınlatacak atılım ve çabaların yanında olmak; yeni bir kurtuluş savaşı kadar önemli bir hamle olacaktır.


7 Ekim 2001
Pazar
 
SAMİ ŞENER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED