T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Futbol adı basketbolun tadı

Ülkemizde öteden beri yatırımın, medyanın, seyircinin, hatta devletin sadece ve sadece futbola yöneldiği, bu sebeple öteki spor dallarında bir boynu büküklük, bir ilgi eksikliği olduğu söylenegelir. Doğrudur da.

Kulüplerin futbol dışı şubelerine böylesine üvey evlat muamelesi göstermeleri sonucu, dikkatler [yani durumdan vazife çıkarmak] müesseselere yöneldi. Acaba müesseseler [aynı zamanda iyi bir reklam aracı olan] spor faaliyetlerine ne kadar yatırım yapacaklar.

Ata sporumuz ve uluslararası karşılaşmalarda yüzümüzü ağartan güreş ve halter konusunda yine devlet ve onun kuruluşları, Belediyeler yardım elini uzattı. Ancak "devletçi" yaklaşımların kendi içindeki çekişmeleri bu spor dalını ancak turnuvadan turnuvaya hatırlanır hale getirdi. İşin içine ideolojik, politik tutumlar karıştı.

Basketbol ise müesseselerin müsbet ve sürekli ilgisi sayesinde gerçekten büyük aşama kaydetti, kulüpler bazında pek çok başarı kazandı. Ülker, Efes, Tofaş ve diğerlerini hatırlatmak kâfi.

Bu başarılar sonucu öne çıkan basketbolcularımız [tıpkı futbolda olduğu gibi] yurt dışına transfer oldular, uluslararası tecrübe kazandılar. Burada esasen güreşle-basketbolü karşılaştırmıyoruz. Böyle bir niyetimiz olsaydı bu iki spor dalına intisap eden gençlerin hangi toplumsal kesimlerden, hangi maddi imkânlar içinde, hangi eğitimi alarak geldiklerinden başlamak da gerekirdi. Ülkemizde şu son yapılan basketbol organizasyonuna baktığımızda, Milli Takım çerçevesinde aksamayan, yüz ağartan ve neticesi parlak bir faaliyetin yürütüldüğünü; sonuç alındığını tesbit ediyoruz. Sadece reklam filmi için bir milyon dolar ödenmiş: "On iki dev adam" sloganı dillerde dolaşmaya başlamış; seyirci ilgisi, devlet ve medya ilgisi zirveye çıkmış, final maçına Reisicumhur dahi gelmişti.

Burada duralım:

Çünkü buraya kadar olanlar hepimizi mest etti; mutluyuz, gururluyuz.

Ancak bundan sonraki günler nasıl geçecek?

Müessese takımları seyirci sıkıntısı çekiyor. Ünlü kulüplerimizin basketbol şubeleri inişe geçmiş durumda.

Bu çelişkinin aşılması lazım.

Lazım ama, herhalde önce Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizi aşması lazım. Kulüpler borçlarından kurtulmak, futbolcuların alacaklarını ödemek için ellerindeki önemli simaları bir bir satıyorlar. [Msl: Galatasaray].

Ülkemizde futbola yapılan yatırım ve gösterilen ilgi öylesi boyutlara ulaştı ki; öteki spor dallarını neredeyse kamilen sildi.

Basketbol Milli Takımımız'ın Avrupa Şampiyonası'nda final oynaması dengeleri yeniden kurabilir mi? Sanmıyorum.

Dengeler Türkiye'nin dalgalar arasında çırpınan ekonomi teknesinin düze çıkmasından sonra kurulabilir. Şampiyona sonrası Milli Takımımızı oluşturan sporcular yurt dışındaki takımlarına gidecek ve yine biz-bize kalacağız. Makus talihin ne zaman değişeceğini beklemek üzere.


11 Eylül 2001
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED