|
|
TÜSİAD'dan düşünce atağı
Düşüncenin önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin paketini açıklayan TÜSİAD, şiddet hariç düşünceye sınırsız özgürlük istedi. TÜSİAD, Anayasa değişikliğine tam destek verdi.
TÜSİAD, "Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri" ve "AB Kopenhang Siyasal Kriterleri" çalışmasının unsurlarından olan "Düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması" paketini Ankara'da açıkladı. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, ekonomik krizin AB reformları ile aşılacağını belirterek, Anayasa değişikliğinin düşünce özgürlüğü için önemli bir adım olduğunu söyledi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, partilerarası uzlaşma komisyonunun geniş çaplı bir Anayasa değişikliği üzerinde anlaşmış olmasını "anlamlı bir gelişme" olarak nitelerken, Meclis'te grubu bulunan tüm siyasi partileri, Türkiye'nin önünü açacak dönüşümlerin gerçekleştirilmesinde katkıda bulunmaya çağırdı. Tarihî bir fırsat Tuncay Özilhan, AB'nin, gerek demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları boyutuyla, gerekse piyasa ekonomisi altyapısıyla, Türkiyeínin küreselleşme projesinde her zaman bir referans noktası olduğunu belirtti. AB'ye tam üyeliğin Türkiye açısından gerçekleşmesi oldukça zorlu bir yol olarak gözüktüğünü kaydeden Özilhan, bunun da AB'nin üyelik için öngördüğü standartları yerine getirmede karşılaşılan güçlüklerden kaynaklandığını ifade etti. Özilhan, "İçinde bulunduğumuz derin ekonomik ve siyasal krizi aşmak, Türkiye'yi krizler üretmeyen bir yapıya kavuşturmak için, yapılması gereken reformlar ile AB'ye tam üyelik yolunda gerçekleştirmek zorunda olduğu reformlar tümüyle örtüşüyor. İşte bu gerçek bize çok zor koşullar altındayken tarihî bir fırsatın kapısını aralıyor. Öyleyse üyelik süreci geniş açılı bir yaklaşımla, Meclisimiz'de temsil edilen siyasi partilelerin politikalarının ve günün siyasi ve ekonomik şartları üzerinde ülkemizin orta ve uzun dönemli stratejik çıkarları açısından ele alınmalıdır" dedi. Değişikliklere tam destek Anayasa değişikliği paketini de değinen Özilhan, "Şimdi önümüzde 17 Eylül tarihi var. Meclisimiz bu tarihte, Anayasa değişikliği paketini görüşmek üzere olağanüstü toplanacak. Bu değişiklik paketi üzerinde uzlaşılması, tarihî bir önem taşımaktadır. Meclis'te grubu bulunan bütün siyasi partilerin, AB'ye üyelik ve demokratikleşme konularında samimi olduklarına inanmak, Türkiye'nin önünü açacak dönüşümlerin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmakta kararlı bir tutum içinde olduklarını görmek istiyoruz" diye konuştu. Özilhan, Anayasa değişikliği paketinin hükümete olan güvenin yeniden tesis edilmesinde önemli rol oynayacağını söyledi. MGK ve laiklik unsurları Konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Can Paker, hazırlanan kitapçıkta, Milli Güvenlik Kurulu ve laikliğin tanımının yer almadığının sorulması üzerine, bugünkü konunun düşünce özgürlüğü olduğunu söyledi. Gazetelerin kapatılması ve gazetecilerin hapse atılmasına ilişkin bir soru üzerine, Başkan Özilhan, TÜSİAD'ın Türkiye'de tartışılmasını istedikleri konuları gündeme getirdiğini belirtirken, Paker de "TÜSİAD'dan gündemi takip edip, reaksiyon göstermesi beklenmemeli. TÜSİAD gündelik olaylarla değil, ilkelerle ilgilidir" dedi. Erdoğan'ın genel başkanlığı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruya ilişkin soruyu ise Prof. Dr. Süheyl Batum yanıtladı. Anayasa Mahkemesi'nin ne karar vereceğini bilemeyeceklerini kaydeden Batum, "Ama benim şahsi kanaatim, Erdoğan şu anki mevzuata göre parti genel başkanı olamaz. Türkiye'de düşünce özgürlüğünün önündeki bazı kısıtlamalar, mevzuatta kaldırılmalı" dedi. Mustafa Koç da, bu düşüncelere katıldığını belirtti. Garih cinayeti.... Bu arada, Tuncay Özilhan, toplantı çıkışında Üzeyir Garih cinayetine ilişkin soruyu yanıtlarken, soruşturma sonunda birçok karanlık noktanın aydınlığa çıkacağına inandığını söyledi. Garih'in büyük bir kayıp olduğunu kaydeden Özilhan, cinayetle ilgili net bir tablo ortaya konulmadı iddiaları için, "Polis, birinci harekette çok çabuk ilan etti ve o açıdan da sıkıntılar yaşadı. Şimdi tekrar sıkıntı yaşamamak için dikkatli davranıyor, delil topluyor. Onun neticesinde bir açıklama yapılacak diye düşünüyorum" dedi. Pakette neler var? TÜSİAD'ın paketinde, Anayasa'dan Terörle Mücadele Kanunu'na kadar pekçok düzenlemede yapılması gerekli değişiklikler yeraldı. Pakette, Anayasa'nın başlangıç bölümü ve ilgili maddelerinin düşünce özgürlüğü çerçevesinde düzenlenmesi gerektiği belirtildi. Bu doğrultuda genel sınırlama düzenlemesinin kaldırılması, her hak ve özgürlük için özel sınırlamalar getirilmesi, "yasaklanmış dil" ibaresinin metinden çıkarılması, basın özgürlüğünün yeniden düzenlenmesi ve doğrudan sansür niteliğinde olduğu belirtilen "tedbir yoluyla dağıtımın önlenmesi" usulünün de kaldırılması önerildi. 'Değişiklikler çok önemli' TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Parlamento İşleri Komisyonu Başkanı Mustafa Koç, Anayasa değişikliği önerilerini son derece önemsediklerini vurguladı. Türkiye'de birey ve devlet ilişkileri bu standardın altında kalırsa yaşam kalitesinin de dünya standartlarına yükseltilemeyeceğini dile getiren Koç, düşünce özgürlüğünün de bu çerçevede ele alınması gerektiğini ifade etti. İnsanları açıkça şiddete ve suça teşvik eden veya kişisel haklara tecavüz içeren ifadeler hariç, tüm düşüncelerin kamuya duyurulmasının demokrasinin işlemesini engellemediğini vurgulayan Koç, tam tersine bunun toplumsal uzlaşma ve hoşgörüyü artırdığını söyledi. Basın özgürlüğünün de aynı titizlikle korunması gerektiğini kaydeden Koç, "Parlamentomuz omuzlarında, ülkemize siyasi liberalleşmenin ve AB'nin yolunu açacak düzenlemeleri gerçekleştirme sorumluluğunu taşımaktadır. İçerdiği diğer düzenlemeler açısından düşünce ve ifade özgürlüğü alanında da olumlu değişiklikler içeren bu paketin, Meclis Genel Kurulu'nda hiçbir sınırlamaya yer verilmeden kabul edileceğini umuyoruz" dedi. 'İhlaller prestij kaybettiriyor'
TÜSİAD Parlamento İşleri Komisyonu üyesi ve Siyasi Kriterler Çalışma Grubu Başkanı Can Paker de, AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'ye en çok prestij kaybettiren konuların başında, düşünce ve ifade özgürlüğü ihlallerinin geldiğini bildirdi. Paker, 1 Ağustos 2000 tarihi itibariyle düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Türkiye'den 75 başvuru yapıldığını, karara bağlanan 22 davanın 18'inin Türkiye aleyhine sonuçlandığını belirtti. Paker, geri kalan davalarda da, benzer bir tablonun ortaya çıkmasının sürpriz olmayacağını vurguladı. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, halkın haber alma özgürlüğü ve buna dayalı tercih sürecinin, demokrasinin tanımında bulunduğunu söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süheyl Batum da, Türkiye'de düşünce özgürlüğüyle ilgili birçok yasal düzenleme olduğunu belirterek, "Bu maddeler torba maddeler olarak görülür. Gerektiğinde herşeyi sokabileceğiniz, gerektiğinde hiçbirşey sokmayacağınız düzenlemeler bunlar" diye konuştu.
|
|
|