|
|
Uzakdoğu'yu fethedelim
PASİAD'dan bahsedebilir misiniz? PASİAD, "uluslararası dernek" statüsünde kurulmuş olup, ülkemizle Uzakdoğu ülkeleri arasında bir köprü olmak amacıyla faaliyet göstermektedir. 12 ülkede şubemiz var. Japonya, Kore, Çin, Avustralya, Kamboçya, Burma, Malezya, Endonezya, Singapur, Vietnam, Tayvan, Tayland. Resmi olarak tüm ülkelerde şubelerimiz var. Dışişleri Bakanlığı'ndan da onaylıdır. Teknik bilgi ve know how veriyoruz. Uzakdoğu ülkelerinin ekonomik cazibesi nedir? Pasifik ülkelerinin dünya ticaretindeki payı %50 olmasına rağmen; ülkemizin bölge ülkeleri ile yaptığı ihracat, toplam ihracatımızın %5'i. İthalatımızın %8 olması ise ülkemizin bu ülkelere ne kadar az yatırım yaptığının en güçlü göstergesidir. 2003 yılının Japonya tarafından Türk Yılı ilan edildiğini söylediniz, bu konudan bahseder misiniz? 2003 yılı Japonya'da Türk Yılı ilan edildi. Bu fırsatın kaçırılmaması lazım. Geçtiğimiz yıl İtalya Yılı idi ve birçok sergi, fuar, work shop düzenlendi. Özellikle Japonya yıl boyunca ekonomik kolaylıklar da sağlıyor. Ücretsiz fuar alanları, sergiler için yer veriyor. 2003 Japon Türk Yılı'nın faydası neler olacak? Türk işadamları broşür, katalog, vcd vb. gibi firmalarını en iyi şekilde nasıl tanıtırız onun hazırlıklarına başlasınlar. Bu ülkede hâlâ bizim ZEYTİNYAĞIMIZ BİSKÜVİ ve ZEYTİNİMİZ yok. Türk lokantaları zinciri de açılabilir. Japonya gıda ihracatı açısından ideal ülkeler arasında yer alıyor. Japonya, diğer AB ülkeleri gibi vize istemiyor. Vizesiz olarak girebilirsiniz. Bu konuda beklentileriniz nelerdir? İSO-İTO -TURSAB-TÜSİAD-MÜSİAD gibi kuruluşları işbirliğine çağırıyoruz. Özellikle KOBİ tabirini kullandığımız küçük ve orta ölçekli firmaların buraya ağırlık vermesi lazım. Özellikle DEİK bünyesinde girişimlerimiz oldu. Firmalarımızın önümüzdeki 6 ay boyunca ambalajlarını ve ürünlerini bu ülkeye dönük olarak hazırlamalarını öneriyoruz. Türkiye'nin 3. büyük Türk bayrağından bahseder misiniz? Aslında bilmiyorduk, bilseydik belki Türkiye'nin birinci bayrağı da olurduk. PASİAD tarafından yaptırılan bayrak 200 kilo ağırlığında ve 600 metrakare boyunda. Tüm maçlar boyunca sahada seyirci bölümünde göründü. Sadece Japonya maçında seyircimizin çok az olması yüzünden asamadık. Senegal maçında bayrağımızı açtık. Oraya bayrağımız gitti, oraya Türk sporcularımız gitti şimdi sıra artık Türk işadamlarında, onları da bekliyoruz. Türkler'e derin muhabbet var
Sadece Japonya değil Vietnam ve Kamboçya'da var mı? ABD filmlerinde bu ülkeler maalesef olumsuz olarak gösteriliyor. Halbuki başta Malezya, Kore, Japonya, Endonezya olmak üzere tüm ülkelerde Türkiye'ye karşı büyük bir sempati var. Burma'da 15 bin şehidimiz yatıyor, yine Japonya'da Kore'de şehitlerimiz var. Endonezya ve Malezya'da Türkler'e karşı derin bir muhabbet var. Bizim zeytinyağımızı İtalyanlar marka yapıp veya ambalajı yapıp oraya satıyorlar. Yatırımcı Vietnam'a gidebilir. Oralarda meyve var ama fabrika yok, meyve suyu fabrikaları kurulabilir. Burmalılar iç çamaşırı kullanmadığı için bilmiyorlar Burma'ya biz 110 Türk işadamını götürdük, bugüne kadar işadamlarımız oralara gitmemişler. Burmalılar iç çamaşırı giymiyorlar, çünkü bilmiyorlar. Burma'ya iç çamaşırı niye satılmasın diğer her ülkenin kendine özgü iç tüketimi var bunlara göre hitap edip üretimi oralarda bile yapabiliriz. İşadamlarımızın dikkat etmesi gerekenler nelerdir? Türkiye'de gücü olan Romanya'ya, Bulgaristan'a yatırım yapıyor. Pasifik ülkeleri ile ihracat açığımız var. Biz onlara gıda satmaya çalışıyoruz. Japonya'ya bizim peynirimiz girmemiş, salçamız girmemiş, zeytinyağımız girmemiş. Geçen sene Japonya'da bir fuar düzenlendi, dünyanın en büyük gıda fuarını PASİAD olarak destekledik. Salçalar -peynirler artık Japonya'da satılmaya başladı. İşadamı Kemal Şahin beyin dediği gibi 'Almanlar gibi düşünmeye başladıktan sonra imalat yapmaya başladım ondan sonra büyüdüm' diyor. Uzun vadeli yatırım yapılmasını istiyorum. Buralarda Türk var mı acaba? Japonya'da bile resmi rakam olarak 150 Türk işçisi var, kayıt dışı olarak da tahminimiz 3 bin kişi kadar. Tayland, Kore, Malezya'da bile çok az sayıda Türk var. Buralara öğrenci olarak gelenler daha sonra yerleşip ticaret yapıyorlar. Bunlar geleceğimizin Türk işadamları. Bürokratik engeller yok değil mi? Çin ve Tayvan dışında diğer ülkelerle vize problemimiz bile yok. Ayrıca Singapur, Tayland, Avustralya gibi ülkelere yatırım yapanlara çok özel imkanlar da var. 7-9 saatte gidilen ülkeler. AB ile yaptığımız ticaretin iki-üç katı kadar ihracat yaparız. Gümrükte beklenmiyor. Uzakdoğu'ya birçok işadamı gidiyor ama ithalat için mi gidiyor? Maalesef sadece birkaç mal alıp getiriyorlar. Veya kıymetli taşları getirip Kapalıçarşı'ya kapanıyorlar. Halbuki buradan ithal ettiğimiz ürünleri Türk Cumhuriyetleri'ne, İslam ülkelerine niye satmayalım satabiliriz. Kültürel çalışmalar nasıl? İşte İran ve Suriye gibi komşu ülkelerle dahi problem varsa bu ülkelerde böyle bir problemimizin ufak dahi olmaması en büyük şans.
RÖPORTAJ: FAHRİ SARRAFOĞLU
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |