63 bin 483 kişinin izleyip, seyirci rekorunun kırıldığı ne güzel maçtı, Allah'ım... İddia ediyorum, 63 maçın en iyisini izledik, maç sırasında ve sonrasında.

Nasıl mı?

İlhan-Hakan Şükür'le gol peşinde koşmamız, 9. saniyede golü bulmamız, Kore maçının güzel olacağının sinyalini verdi. Bu golle Dünya Kupaları'nın "en erken golü"nü atarak tarihin diğer sayfalarına geçtik.

Koreli Lee'nin attığı şahane frikik, arkasından Hakan'ın asistliği ile İlhan patentli 2 gol.

Bu ilk yarının görüntüsüydü. Tabii oyun boyunca Rüştü'nün başarılı futbolunu unutmamız mümkün değil.

Milli Takımımız, ellerinde Türk bayrakları ile görüntü veren "gerçek dost" Koreliler'le dişe diş oynadı. Bu büyük turnuvanın en fazla şut atan takımı olan Koreliler, konsantrasyonunun büyük kısmını Brezilya maçında bırakan Türkiye önünde savunma hatalarıyla görüntü verdi.

Hakan ve İlhan'ın rakibin bu zaafları karşısında elbetteki elleri armut toplamayacaktı.

İşin gereği yerine getirildi.

Sonra...

Milli Takımımız, ilk yarıda elde ettiği 3-1'lik galibiyeti 90. dakikaya 3-2 olarak yansıttı. Bu bir tarihi olaydı. Hele hele evsahibi Japonya'dan sonra Güney Kore'yi de yenmek tarihin başka sayfasında yeralıyordu.

Evet...

Milli Takım, Dünya Kupası'nın en başarılı 4 takımından biri olarak tarihinde ilk kez Dünya 3.'lüğünü kazandı. Hem de 3 futbolcumuz All Star'da yeralarak.

Tek eksiğimiz...
Final oynamak ve şampiyon olamamaktı.
Canları sağolsun.
Onlar tarih yazdı ya, eksiğimizi de 2006'da tamamlarız.
Gerisi hikaye.

GÜRAY SOYSAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu