Bülent Ecevit'in "Dolallıklar"ı dolayısıyla, tıp mesleği de, biz gazetecilerin uzmanlık alanına girdi.

"Dolallık" ne demek diye sormayın..

Ecevit, DSP grup toplantısında, "hastalık" yerine "Dolallık" dediğine göre, bu kelime de sözlüklere girdi artık..

Neyse.. Konuyu dağıtmayalım..

Ecevit'in "Uzatmalı Nekahat"i yüzünden, şimdi bütün basın, Başkent Hastahanesi doktorlarının yetersizliklerini arıyor..

Bazılarımız da, "Ben olsaydım, eriyen omurgayı çimento doldurup, kifoplasti uygulardım" diye, önerilerde bulunmaya başladık..

Başkent Hastahanesi doktorlarının işi çok zor..

Bundan sonra Ecevit'te ne tür dolallık çıkarsa, doktorlar daha çok eleştirilecek..

Önüne gelen, "Ben olsaydım, başka türlü tedavi uygulardım" diyecek..

Zaten Türk toplumu, 1950'li yıllardan başlayarak, tıp ve doktorlar konusunda yanlış bilinçlendirildi..

Yeşilçam filmlerine göre, sadece iki uzmanlık dalındaki doktorlar, doktor kabul edildi..

"Göz Uzmanları" ve"Beyin Uzmanlar"ı..

Türk filimlerinde, doktorlar ya göz, ya beyin ameliyatı yaptılar..

Hiçbir Türk filminde, kimse ne prostat oldu, ne omurgası eridi, ne de damarlarında filibite rastlandı.. Karlar arasında göğsü bağrı açık kavga eden Kara Murat, nezle bile olmadı hiç..

Şimdi bu yüzden, bilinç altımızda, Ecevit'in dolallıklarına bakan doktorların, önemli doktorlar olmadığına inanıyoruz..

Yeni zamanlara uygun olarak, hiçolmazsa bir by-pass ameliyatı yapıp, kendilerini kanıtlayabilirlerdi Başkent Hastahanesi doktorları.. Onu da yapmadılar..

Ve sonunda iş bu noktaya geldi, dayandı..

-Ecevit'in beline beton mu dökülse?.. Yoksa Ecevit, çelik bir kafese mi sokulsa?..

Aslında bizim, doktorlardan çok "Hasta" ile ilgilenmemiz, daha doğru bir yoldur içinde bulunulan durumda..

Ecevit Başbakan olduğu için, hastalığı böylesine tartışılıyor neticede..

Kamuoyu, Ecevit'in görevini yapamaz derecede hasta olduğuna inanıyor..

Hatta bu yüzden bazıları tutturdu..

-Sen de Yeltsin gibi yap.. Kendi Putin'ini bul, diyorlar..

Ve bu yazıları okuyan Rahşan Ecevit de, herhalde Hüsamettin Özkan'ı falan Putin gibi görüyor.. Adamlarına talimat verip, "Putin'i Bülent'ten uzak tutun" benzeri şeyler söylüyor herhalde..

Bence Bülent Ecevit'in beden sağlığı ne kadar problemli ise, bu tür "Putin'i bul" yazıları yüzünden, Rahşan Ecevit'in ruh sağlığı da olumsuz etkilenebilir..

Ortada, Amerikalılar'ın "Catch-22" dediği bir ikilem var..

Savaş pilotu Yossarian, 2'nci Dünya Savaşı'nda "insanlar beni sevmiyor" diye, hastalık izni ister..

-Nereden çıkardın bunu, diye sorar komutanı..

Anlatır Yossarian,

-Tam uçağımla Alman mevzilerine bomba atarken, bana ateş açıyorlar.. Onlar da beni sevmiyor!..

Sahi.. Bu "Putin" kim acaba?

ŞAKA

Bizi de uyarsanıza!..

Hürriyet'e göre Ecevit'in doktorları uyarmış onu..
-Bizi dinlemeyip sokağa çıkarsanız, ömrünüz kısalır,  demişler..
Ecevit'in ömrü ne ki?
Ecevit sayesinde hepimizin nefesi kesildi, hayat düzeyimiz kısaldı..
Doktorlar bize de birşey söylese..
-Sokağa mı çıkmayalım?
-Nefes mi almayalım?

MEDYATİK FIRTINALAR

Reha Muhtar gitti, Ecevit duruyor!..

Düşünebiliyor musunuz? Bülent Ecevit, hâlâ Başbakan..

Ama Reha Muhtar, Show-TV Haber'in yönetiminden ayrıldı..

Bülent Ecevit'in yönetiminde Türkiye krizden krize sürüklendi..

Ecevit yüzünden Türk ekonomisinin reytingleri dibe vurdu..

Reha Muhtar ise, Show Haber'in reytingini yükseltti..

Ecevit yerinde, Reha Muhtar gitti..

Madem "Medyatik Dünya"nın vatandaşlarıyız, bir ana haber yöneticisinin görevinden ayrılışı da, elbet geniş yankılanmalara sebep olacaktır.. Bu çok doğal..

Kanal D'den Show'a gelen Tuncay Özkan da, kendi alanında başarılı, çalışkan bir meslektaş..

Ama Reha Muhtar ile Tuncay Özkan, çok farklı iki gazetecilik anlayışının profesyonelleri..

Sonuçta, her olay, her mesleği etkiliyor..

Pamukbank'a el koyulmasaydı, ne Muhtar gider, ne Özkan gelirdi..

Ve kim neye el koyarsa koysun, Ecevit gitmiyor..

Garip olan bu!

MEHMET BARLAS

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu