Devletin denetim elemanları, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan yolsuzluklara isyan etti. Denetim elemanlarının büyük bir baskı altında olduğunu belirten Devlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE) Başkanı Atılay Ergüven, yolsuzlukların üzerinin örtüldüğünü öne sürdü. Ergüven, kamu ve fon bankalarında yaklaşık 75 katrilyon liralık kaynağın hortumlandığını bildirdi.

Ekonomik krizin temelinde devletteki yolsuzlukların yattığını kaydetti. Türkiye'nin bugün, Kurtuluş Savaşı'ndan önceki durumda olduğunu ifade eden Ergüven, "Türk halkı kendi toprakları üzerinde emanetçi konuma getirilmiştir" dedi.

75 katrilyon liralık hortumun bir kısmının yurtdışına kaçırıldığını bir kısmının da gayrimenkule dönüştürüldüğünü kaydeden Ergüven, bankaları hortumlayanların mal varlıklarına el konulması gerektiği görüşünü savundu. Ergüven, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan denetim elemanlarının bağımsız olmadığını da belirterek, buna rağmen birçok yolsuzluk ve usulsüzlüğün ortaya çıkarıldığını söyledi.

'Devlet yolsuzluğun üzerine gitmiyor'

DENETDE Başkanı Atılay Ergüven, hükümetin ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'in kamu kurumlarında tespit edilen yolsuzlukların üzerine gitmediğini ifade ederek, yolsuzlukların üzerine gidilmemesi halinde önümüzdeki günlerde yeni 'Şubat krizlerinin' patlayacağını söyledi. Ergüven, "Hükümet, çakırdığı af yasalarıyla, yolsuzlukların takibini ve zararların tahsilini önlemiş, kamu bankalarına borcunu ödemeyenlere yeni destekler vermiş ve mali aflar hazırlayarak bütçe denegesini yok etmiştir" diye konuştu.

Devlet, TPAO'yu zarara uğrattı

IMF'ye verilen sözler çerçevesinde kamu kurumlarında başlatılan personel kıyımı, devlete kârdan çok zarar vermeye başladı. TPAO da, geçici işçilerden sağlanan 600 milyar liralık tasarruf, kurumu 2 milyon dolarlık gelirden etti. Kamu kurum ve kuruluşlarında başlatılan personel tasarrufu, devlete tasarruftan çok zarar vermeye başladı. Edinilen bilgiye göre, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Sismik ve Gravite Ekipleri ile Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası şirketlere, ücret karşılığı sismik veri toplama hizmeti veriyor. TPAO, sözkonusu sismik veri toplama işi içinde geçici işçilerden yararlanıyor. TPAO, her yıl olduğu gibi veri toplama işlerinde çalıştırılmak üzere Hazine Müsteşarlığı'ndan 250 kişilik geçici işçi için izin istedi. Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı, Hazine

Müsteşarlığı'na 15 Nisan 2000 tarihinde bir yazı göndererek, veri toplama hizmeti için gerekli olan 250 geçici işçi ve bu işçilere ödenecek 600 milyar liralık ücret için yetki istedi. Hazine Müsteşarlığı ise, TPAO'ya 26 Nisan 2002 tarihinde bir yazı göndererek, uygulanan ekonomik program çerçevesinde, geçici işçilere izin verilmediğini bildirdi. Ve TPAO'ya, 250 kişilik geçici işçiyi çalıştırma yetkisi vermedi. Bunun üzerine, TPAO, uluslararası şirketlere verdiği sismik veri toplama işini askıya aldı. TPAO, sismik veri hizmetlerinin askıya alınmasıyla birlikte, bu hizmet karşılığında şirketlerden alacağı 2 milyon dolarlık gelirden de mahrum kalmış oldu. Böylece, devlet 600 milyar liralık tasarruf ederken, diğer yandan 2 milyon dolarlık bir gelirden oldu.