T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Çapulun da ilkesi olmalı

Her düzenin, her kurumun, her durumun kendine özgü bir ilkesi olması gerektiğini düşünebiliriz. İlkesi belli olmayan bir düzenin nasıl bir düzen olduğunu bilemeyiz.

Çapulun veya palyaçoluğun ilkesi olur mu? Elbette. Bunların ilkesi de, yapılan işin çapula veya palyaçoluğa uygun olarak ifa edilmesiyle kaimdir. Çapul çapul olarak, palyaçoluk da palyaçoluk olarak ifa edilmiyorsa, bu işi yapma iddiasında olanların o işi yapmadıkları, en azından yaptıkları işin hakkını vermedikleri ileri sürülebilir. Ya da ortada yanlış bir adlandırma olduğu sonucuna varılır. Ya da bu işleri bizzat kendilerinin yapmakta olduğunu sananların o işi değil de başka bir işi yaptıkları durumu ortaya çıkar.

İnsanlar bir araya gelmişler, topluca bir protestoda bulunuyorlar veya bazı taleplerini dile getirmeye çalışıyorlar. Birileri kalkıp bu talep sahiplerini "çapulcu" veya "palyaço" olarak niteliyor. Çapul, vurgun, soygun, talan fiilleriyle belirlenebilecek bir eylemdir. Ortada bu fiiller yoksa, bu nitelemede bir yanlışlık var demektir. Ama bu yanlışlık bile bile yapılıyorsa, bu durumda da, bu niteleme sahibinin tuluat yoluyla palyaçoluk yapma gibi bir niyeti mevcut değilse, müfteri olduğu söylenir. Burada, asıl işi palyaçoluk olanları tenzih etmemiz gerektiğini de belirtelim. Çünkü onlar işlerine saygı duyarak mesleklerinin gereğini yerine getiren kimselerdir. Bizim sözünü etmeye çalıştıklarımızsa, gerçek palyaçonun, sirk meydanında rolünü ifa ederkenki görünen halidir. Aradaki farka dikkatinizi çekerim.

Fakat karışıklık burada bitmiyor. Kendi halindeki topluluğu çapulcu olarak nitelendiren kişi, aynı anda ortaya silahlarla, tehditlerle çıkmaya yelteniyor. Kendine göre azınlık veya çoğunluk tanımları yapıyor. Kendi tanımına uygun düşmeyenlerin ezileceğinden, baskıya ve neticede dumura uğratılacağından bahsediyor. Silahı, ezmeyi, baskıyı referans alan kişinin hedeflediği toplum düzeninin ilkesi ne olabilir? Çapulculuğun ilkeye dayanmadığını düşündüğü için muarızlarını bu kelimeyle küçümseyen ve horlayan bir zihniyetin, kendi öngörüsü olan bir düzeni hangi ilkeye dayandırdığı merak edilmelidir.

Sonunda halkın mı, yoksa onu soyanların mı çapulcu olduğu meydana çıkartılsa bile, çapulculuk goygoyuyla ortalığı velveleye verenlerin hasıl ettiği karışıklıkta, bazılarımızın gene de pusulayı şaşırması ihtimal dahilindedir. O karışıklıkta da hangi palyaçonun, hangi paryanın, hangi çapulcunun kiminle yer değiştirdiği, ve halkın olması gereken koltuğa kimin oturmuş olduğu tefrik edilemez olabilir. Bir kez ilkesizlik esas alınınca her şey mümkündür.


5 Mayıs 2002
Pazar
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED