T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Darbecileri bile arattılar

Yeni Şafak baskını demokrat bir Türkiye özlemi içinde olanları korkuttu. Aydınlar, hukuksuz baskına darbe yıllarında bile rastlanmadığını vurguladılar.

Yeni Şafak'a yönelik hukuksuz baskına yönelik tepkiler devam ediyor. Sendikalar, vakıflar, iş çevreleri, gazeteciler, yazarlar, aydınlar ve diğer sivil toplum kuruluşları gazetemize yapılan hukuksuz baskın olayının özgür basını susturmaya yönelik anti-demokratik bir uygulama olduğunu vurguladılar. Yazarlar köşelerinde bu müessif olaya tepkilerini dile getirdiler. Yeni Şafak Baskını askeri darbe dönemlerinde bile benzeri görülmeyen bir uygulama olarak değerlendirildi.

Akşam gazetesinden Burhan Ayeri dünkü yazısında gazetemize yapılan baskının başından sonuna kadar şık olmadığını ifade ederken, 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde bile basın kuruluşlarına daha saygılı davranıldığını kaydetti. Gözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan da böyle bir olaya Türkiye gibi demokrasinin işlemediği ve yasaların uygulanmadığı ülkelerde rastlanabileceğini vurguladı.

Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak da "40. oda" başlıklı yazısında yolsuzlukların üzerine gittiğini ve kirli çamaşırları araştırmaya kalkıştığı için mayınlı tarlaya girdiğini belirtti. Dilipak, Yeni Şafak'a yöneltilen haksızlığın bütün basına yöneltilmiş bir tehdit olduğunu belirterek, "Polise bu emri kim verdi acaba, şimdi sırada kim var? Bu işler biraz da 'kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle' kabilinden kabadayılık kokuyor. Kimse polisi kendi politik hesapları için kullanmasın. Cumhurbaşkanı bu işi soruşturmalı. Eğer polis, yolsuzlukların araştırılması konusunda engelleyici bir rol oynamaya başlarsa, bu işin sonu nereye varır?" dedi.

Baskın demokratları ürküttü

AK-Parti Ankara Milletvekili Prof. Eyüp Sanay, Yeni Şafak Baskını'nın basın tarihinde eşine rastlanmayacak bir uygulama olduğunu vurgulayarak, "Gazetenize karşı gerçekleştirilen taciz girişiminin her ne sebep gösterilirse gösterilsin meşru kabul görmesi mümkün değildir" dedi.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan da Genel Yayın Yönetmenimiz Selahattin Sadıkoğlu'na gönderdiği mesajta Yeni Şafak'a yönelik hukuksuz baskını demokratik yaklaşımlara uygun bulmadıklarını belirterek, "Türk Eğitim Sen olarak bu müessif olayı kınıyoruz. Demokratik hak ve özgürlüklerin olabildiğince genişlediği dünyada ülke olarak yaşadığımız bu olay bir skandaldır. Basının özgürlüğüne yapılmış bir darbedir" dedi.

Özcan hiçbir kişi ve kurumun haksızlığa uğramadığı bir ülke dilediklerini ifade ederek, "Gerçek suçluların ortaya çıkartılmasında basının geçmişte olduğu gibi şimdi de üzerine düşeni yapacağına inanıyoruz. Bu duygularla geçmiş olsun dileklerimizi bildiriyoruz" dedi.

MÜSİAD Kayseri Şubesi Başkanı Ömer Kurşuncu da gazetemize yapılan baskını kamuoyunun haber alma-yayma özgürlüğüne müdahale olarak gördüklerini belirterek, anti-demokratik bu davranışın bir daha gerçekleşmemesini temenni ettiklerini söyledi.

Başkent Kulisi'nde baskın kınandı

CNN Türk Televizyonu'nda yayınlanan Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ın hazırlayıp sunduğu Başkent Kulisi programında Yeni Şafak'a yapılan polis baskını kınandı. Önceki gece CNN Türk Televizyonu'nda yayınlanan ve programda Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Sedat Ergin ile Milliyet gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila yaptıkları ortak açıklama ile gazetemize yapılan polis baskınını kınadılar ve Yeni Şafak'ı yıldırma amacı taşıdığını belrttiler.

Gazete binasına polis baskını!

Kar, kış, kıyamet derken, bazı olaylar ya dikkatlerden kaçıyor, ya da fazla ilgi görmüyor.

Polis cumartesi günü Yeni Şafak gazetesinin merkez binasını bastı...

Bizim basın camiasından fazla bir ses çıkmadı... "Ateş düştüğü yeri yakar" derler ya... Bu baskın olayını da sadece Yeni Şafak gazetesi büyüterek tam sayfa yayınladı.

Polis baskınının gerekçesi, aranmakta olan iki kişinin binada saklandıklarına dair bir ihbardı.

Bina tepeden tırnağa didik didik arandı ve ihbarın doğru olmadığı anlaşıldı.

Böyle bir olaya ancak Türkiye gibi demokrasinin işlemediği ve yasaların uygulanmadığı ülkelerde rastlanır.

"Demokrasi" diye nutuk atıp dururlar... "Basın özgürdür, engellenemez, sansür edilemez" derler. Sonra da gazete binalarına baskın düzenlerler.

Neymiş? İhbar gelmiş, aranan sanıklar gazete binasında saklanıyormuş... Asılsız çıkan bir ihbar... Sahte ihbar!

Yasalar ihlâl edilirken ve basın özgürlüğü sadece lâfta kalırken nedense aydın geçinen çevrelerin sesi soluğu çıkmıyor.

Sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi sürekli olarak tazminata mahkûm ediyor diye kızıyor, üzülüyoruz.

Bu arada, şunu da söylemekte yarar görüyorum: Polis baskınına uğrayan gazete ile görüş birliğimiz yoktur. Onların dünyası bizden çok ayrıdır. Fikirlerinin büyük bir kısmına katılmamız mümkün değildir.

Farklı görüşleri savunuyoruz.

Fakat demokrasiye inanıyorsak, uysa da uymasa da, her fikre saygılı olmalıyız.

"Kanunlar çerçevesinde basın özgürdür" diyorlar...

Peki Yeni Şafak'a baskın neden?

Niçin bu gözdağı?

Nerede kaldı basın özgürlüğü?

Bir kişinin ya da bir kuruluşun, yasalara karşı suç işleyip işlemediğine ancak bağımsız yargı organları karar verir. Bir mahkûmiyet olmadıkça o kişi ya da o kuruluş masum sayılır.

Hukukun bu temel ilkesi çiğnenirse, ülkede halktan ve adaletten söz edilemez. Bugün o gazeteye yapılan baskın yarın başka bir gazeteye de yapılabilir.

Anlaşılan bizim gerçek demokrasiye ve gerçek hukuk devletine kavuşabilmemiz için daha bir fırın ekmek yememiz gerekiyor.
RAHMİ TURAN (GÖZCÜ)

MAZLUM-DER: HUKUKSUZ BASKIN

Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Ahmet Selamet, gazetemize geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Dün Mazlum-Der İstanbul Şubesi Yöneticileri Ahmet Mercan ve Ali Gümüş'le birlikte gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu'nu ziyaret eden Ahmet Selamet, yapılan baskını hukuksuzluk olarak gördüklerini söyledi.

Selamet, "Baskını içinde bulunduğumuz hukuksuzluk sürecinde Anayasa ile güvence altına alınmış bulunan basın ve iletişim özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olarak değerlendiriyoruz" dedi. Hukuksuzluğun bu noktalara kadar gelmesinden sorumlu olan kişilerin "ülkeyi yönetenler" olduğuna inandıklarını kaydeden Selamet, "Türkiye'nin hukuk devleti olmasına katkıda bulunmak içi, yöneticilerin, bu hukuksuz girişimin sorumlularını cezalandırmasını istiyoruz" dedi.

BASKINLAR TÜRKİYE'NİN İMAJINI ZEDELER

SP İl Gençlik Kolları üyeleri gazetemizi ziyaret ederek, gazetemize yönelik gerçekleşen polis baskınıyla ilgili 'geçmiş olsun' mesajlarını ilettiler. Ziyarette, Yeni Şafak gazetesinin Genel Müdürü Mehmet Atalay'la görüşen SP İl Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Ünal, Gençlik Kolları Başkan Yardımcıları İbrahim Doğan Salman ve Ali Öztürk, Yeni Şafak gazetesine 5 Ocak 2002 tarihinde gerçekleştirilen polis baskını 'sindirme hareketi' olarak değerlendirdiler. İl Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Ünal, gazete baskınlarının, Türkiye için dış dünyada eksi puan olacağını söyledi. İnsan hakları ve tüm özgürlük konularına duyarlı olan insanların, haksızlıklar karşısında tepkilerini ortaya koymaları gerektiğini ifade eden Ünal, "Haksızlıklar karşısında sergilenecek her türlü tavır, Türkiye'nin dışarıda artı puanlarla anılmasına katkıda bulunacaktır"dedi.

TBMM'de Yücelen'e soru önergesi

AK Parti Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak, Yeni Şafak'a yapılan hukuk dışı polis baskınını Meclis gündemine taşıdı. Toprak, İçişleri Bakanı Kazım Yücelen'den gazete merkezine yapılan operasyonun yasal dayanaklarını ve amacını açıklamasını istedi. Toprak, Yeni Şafak baskını ile ilgili soru önergesini İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in yazılı olarak cevaplaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na sundu. Gazetenin 5 Ocak'ta basıldığını ve arama izninin baskından saatler sonra alındığını hatırlatan Toprak, "Operasyon yapan ekipler gazeteye geldiklerinde ellerinde yargı merciinden alınmış arama izin kararı var mı idi?" diye sordu.

Gazeteciler suçlu muamelesi gördüYeni Şafak'ın arama izni olmaksızın polislerce basılması İngilizce yayın yapan Turkish Daily News tarafından da duyuruldu.Yeni Şafak yönetiminin sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduklarını yazan gazete, baskında gazetecilere suçlu muamelesi yapıldığını yazdı. Türkiye Gazete Sahipleri, Avrupalı Gazeteciler Birliği, Çağdaş Gazeteciler, Diplomasi Muhabirleri, Ekonomi Muhabirleri, Foto Muhabirleri, Parlamento Gazetecileri Dernekleri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gibi derneklerin kınamalarına yer verdi. Gazete baskının uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir eylem olduğunun altını çizdi.



11 Ocak 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED