T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

İktidarda değişen
bir şey yok!

İstanbul Şehir Tiyatroları'nca sahnelenen Hürrem Sultan, Kanuni'den bu güne iktidar sahiplerine ve oyunlarına ışık tutuyor. Görünen o ki; zaman akmış ama neredeyse hiç bir şey değişmemiş.

İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen Hürrem Sultan isimli oyun, ülke olarak içine düştüğümüz bunalımın kökenlerini ve bu sisli günleri nasıl aşacağımızın ipuçlarını veriyor.

Orhan Asena'nın yazdığı ve Engin Uludağ'ın yönettiği oyun, dekor olarak biraz zayıf kalmakla beraber, oyuncuların performansı ile 'akmayı' başarıyor. Ancak finalin muğlak kalışı, böyle önemli bir tarihi olaya ışık tutan piyese pek yakışmamış doğrusu. Oyun çıkışında, bir izleyicinin "Oyunu kısa kesitler" deyişi de oyunda kopukluk olması olasılığını akla getiriyor.

Hikaye, Kanuni Sultan Süleyman'ın, büyük oğlu Mustafa'yı tahta hazırlanırken, Hürrem'in buna engel olup kendinden doğan çocuklardan Beyazıt'ı veya Selim'i tahta oturtma mücadelesini üzerine kurulmuş.

Hürrem Sultan, kızı Mihrimah ve damadı, entrika duayeni Rüstem Paşa ile gizli devleti işletir. Seferden dönen Kanuni, "Mustafa'm" diye hitap ettiği şehzadesine devlet yönetmenin inceliklerini anlatırken, Hürrem "Korkuyorum. Ben kendimden olanları tahtta görmek istiyorum. Çünkü ben anneyim. Mustafa tahta geçince hepinizi kellenizden edecek" sözlerini söyler. Ve oyun başlar.

Hürrem önce Mustafa'yı Hünkârın gözünden düşürmek için tarafmış gibi görünür. Şehzade Mustafa'nın, tam bir hayr-ül halef olacağını belirtir. Ancak ilk fesad tohumunu da ekmekte gecikmez. Yavuzun babasını tahttan indirip yerine geçtiğine gönderme yaparak, "Oğlunuz Mustafa, atası Yavuz'a pek benzetiliyor" diye girer padişahın aklına. Ustaca hazırlanan tuzak kendini Rüştem Paşa'nın dudaklarında gösterir. Rüstem Paşa, "Artık Hünkar yaşlandı işlere yetişemez oldu, başında Mustafa'yı görmek istiyor" fitnesini İmparatorluğun dört bir yanına ulaştırır. Ondan sonrası çorap söküğü gibi gelir.

Tüm bunlar yaşanırken, İmparator keskin zekasıyla bir komploya kurban gittiğini anlar. Ama kim bu komployu kuranlar? Bunu çözemez. Sezgisi güçlü küçük oğlu Cihangir'in fikirleri de yetmez komplocuların bulunmasına. Demek ki bazen Cihan hükümdarları da, kuruntu ile vesvesenin kafakoluna gelir ve yanlış kararlar alabilir. Padişah Baba olayı araştırır ve ancak hanedana mensup olanların yaşayabileceği baba trajedisini yaşar. Hünkar, "Soramam bunu. Oğlum olmasa, bir başkası böyle bir tezgah içerisinde olsa sorarım. Ancak insan soramaz kendi oğluna. Beni ortadan kaldırıp yerime mi geçmek istiyorsun diye..." Devlette duygular barınamaz. Kişinin niyeti önemli değildir, olguya ve olaya bakılır demek ister. Karar verilmiştir bir kere. Kanuni kararında gecikmez: Alın şunu.

İktidar ve Anadolu

Ülkemizde özellikle Demokrat Parti iktidarı ile gündeme gelen "Anadolu çocuklarının" yönetime gelmesi süreci, sonraları da zaman zaman başını uzatmayı becerebildi. Tabi uzanan başların akıbetinin süreç içerisinde Şehzade Mustafa'nın akıbetiyle aynı olmaması beklenemezdi. Halk Mustafa'nın idamının ardından Rüstem Paşa'nın kellesi için kapıya dayandığında ise, Hürrem ihtiras ve dişiliğin sınırlarını çok iyi bilir bir edayla "Halk ne istediğini bilmez" diyor. Ve İki Sadrazam'ın yanında emir veriyor: "İsyan bastırılsın. Namusumuz canımız tehlikede..."

Halk gerçekten ne istediğini bilmiyor mu? Bilmez mi? Neyi önüne koyarsan onu mu çeker canı? Hayır, Hürrem ve onun gibi düşünen iktidar sahipleri yanılıyorlar. Rüstemler ve makamlar

Oyundaki Rüstem karakteri, Hürrem'in tavassutlarıyla bulunduğu makama gelen, yağdanlık ile eş olmuş tiplerin o yüzyıldaki temsilcisi. Hamlet'te, kral güneşli bir günde, hava bugün çok soğuk dediğinde yerlere kadar eğilerek "Hakkı aliniz var efendim" diyen yaverleri gibi insanlar olduğu müddetçe Mustafa'lardan uzak, koltuk peşinde koşan Rüstemler, mutlaka kendilerine tavassut edecek bir Hürrem bulurlar ve ambara giren fareler gibi tırtıklarlar ne bulurlarsa. Rüstemlerin yaptığı, inanılmaz bir performans (!) ile yükselmek, ileriye doğru gitmektir her daim. Yazık ki yükselirler de.

Git de barışı yönet bakayım!

Orhan Asena güzel replikler de sıkıştırmış aralara. Kanuni Şehzadeye yönetim dehasından kimi kırıntıları aktarırken "Bak a Mustafa'm önemli olan barışı yönetmektir. Savaşta herkes birlik olur, mücadele eder gayrıyla. Ama barış oldu mu herkesi bir hal alır, herkes "beninin" peşini kovalar. Çok geçmez karışıverir ortalık. Bu yüzden ben pek boş bırakmadım" diyor ve kılıcının kabzasının tutarak, müstehzi bir tebessümü resmediyor yüzünde. "Git" diyor "Git de barışı yönet bakayım." Barışı yönetmek her zaman kolay olmuyor tabii. Mustafa da barışı yönetmek için gidiyordu ama yayılan dedikodular onun stajını yarım bıraktırıyordu. Bir ülkede zaten barış içinde yaşayabilmek savaşın çıkmasıyla mümkün oluyor biraz da. Ve kadınlar... Hürrem Sultan, Polonyalı bir rahibin kızı. Saraya geliyor ve Kanuni'ye "Bedahşanım, Horosanım, İstanbulum" diye başlayan şiirini yazdırıyor ve sonra da "Koynumuzda otuz yıldır ne beslemişiz? Dost musun düşman mı?" sözlerine de muhatap oluyordu. Yine yakın tarihte eğer anlatılanlara bakılırsa, Merhum Özal'ın da Kanuni ile yer yer aynı kaderi paylaştığı söylenir durur. Yönetimde olsun olmasın "Dünyayı zaten kadınlar yönetir" diyor şair Attila İlhan. İlhan, kadınlar konusunda "talihliydim" cümlesine borçlu olsa gerek bu sözünü. İlhan kadar talihli olmasak da tecrübeler onu gösterdi ki kadın iktidarın önemli bir ayağıdır. Evet, ama onu nerede tutacağını bilmek de iktidar sahibi erkeklerin harcıdır.

 
ANNE-BABALARA REHBER
Dayağın çocukları çok olumsuz etkilediği, çocukları çine kapanık, saldırgan ve problemleri şiddetle çözme eğilimine sürüklediği ifade edildi.
Michael Jackson yüzyılın sanatçısı
Amerikan Müzik Ödülleri sahipleriyle buluştu. Geçen Ağustos ayında bir uçak kazasında genç yaşta hayatını kaybeden Aaliyah, hem en iyi kadın soul şarkıcı, hem de soul albüm dalında iki ödül birden kazanarak hayranlarını teselli etti. Gecede Yüzyılın Sanatçısı Ödülü'nü alan Michael Jackson aldı. Ödüllerde Soul yıldızların ağırlığı hissedildi. Ödül dağılımı şöyle: Pop / Rock'n Roll: En iyi erkek şarkıcı / Lenny Kravitz, En İyi kadın Şarkıcı: Janet Jackson / En İyi grup, NSync / En iyi albüm, Destiny's Child Survivor, En iyi yeni şarkıcı / Alicia Keys. Soul / Rhythm & Blues Müzik: En iyi erkek şarkıcı: Luther Vandross, En iyi kadın şarkıcı: Aaliyah, En iyi grup: Destiny's Child, En iyi albüm: Aaliyah - En iyi yeni şarkıcı:Alicia Keys. Latin Müzik / En iyi şarkıcı: Enrique Iglesias. En iyi film müziği: Save The Last Dance. İnternette yılın sanatçısı: U2. Özel Ödül: Garth Brooks.
Hayli gelişmiş bir Arap müziği: "Arabian Travels"
Equinox Müzik'ten çıkan 'Arabian Travels', Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın sevilen müziklerinin derlenmesinden oluşuyor. Hem Batılı müzisyenlerin Arap müziği etkileriyle yaptıkları parçalar hem de Doğulu müzisyenlerin elektronik müzikle harmanladıkları Arap müziği bir arada bulunuyor. Banco De Gaia, Dzihan & Kamien, Karsh Kale gibi popüler isimlerin yorumları ise, dinlenmeye değer. Albüm, Arap müziğinin ne denli gelişme kaydettiğinin, yüzlerce yıllık birikimini çağa uygun yeniliklerle perçinleştirdiğinin bir kanıtı. Albümde yer alan sanatçılar şöyle: Blue Turban, Banco De Gaia, Dzihan & Kamien, Sabura, Karsh Kale, Dahmane El Harrachi, Telephone Arab, Acıd Queen. H. Setenay İlhan
Tutankamon'a mezarda da rahat yok
Mısır'ın başkenti Kahire'deki müzede sergilenen, ünlü Mısır firavunu Tutankamon'un mezarında bulunan eşya ve firavunun hazinesi, 4-5 yıl içinde açılacak dev bir müzeye nakledilecek. Mısır Kültür Bakanı Faruk Hüsnü, bu eşsiz hazinenin bölünemeyeceğini ve 3 bin 500'den fazla parçanın yeni müzeye nakledileceğini açıkladı. Hazinenin en ünlü parçası, 18 yaşında ölen Tutankamon'un renkli taşlarla bezenmiş altın maskesi. Milattan önce 14. yüzyılda yaşadığı sanılan Tutankamon'un mezarı, 1922'de İngiliz arkeologlar tarafından bulundu ve ardından 'firavunların laneti' konusunda söylentiler dolaşmaya başlamıştı. Keşfe katılanların çoğunun arka arkaya ölmesi de bu söylentileri artırdı.
11 Ocak 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED