|
|
MEHTAP GÜR / mehtapgur@yahoo.com
Küresel bir sivriliş Savaş karşıtı, kan ve şiddet karşıtı bu küresel sivriliş milletleri içerisine alarak genişliyor ve bu ortak potada eriyen başkalıklarıyla insanlık tek sesle haykırıyordu "savaşa hayır!" İşte savaş karşıtı hareketin yakın tarihe damgasını vuran bir örneği de ikinci Dünya Savaşı öncesinde yaşanmıştı. O günleri Lukcs'ın bakış açısıyla gözler önüne sermenin farklı bir bakış açısı oluşturacağı kanısındayım. Geniş bir açıdan bakıldığında kapitalizmle sosyalizm arasındaki çekişme bu çağın oluşturucu ilkesi sayılabilirse de eğilimleri tamamıyla bu iki çekişmeye bağlamak da yanılgılara neden olabilirdi. Örneğin İkinci Dünya Savaşı'ndan önce çatışma faşizm-antifaşizm arasında o dönemde insanlığın büyük bir kesiminin toplumsal ve siyasal eğilimlerini belirliyordu. "Soğuk- harp stratejisi uzmanları insanlığı birbirine düşman iki ayrı kesime ayırma ve sosyalist olmayan bütün güçleri sosyalizme karşı harekete geçirme çabası güdüyorlardı. Ama bu boşuna bir çabaydı." Özdeş olma-olmama özdeşliği Sonra beklenmedik bir anda muazzam bir şekilde tüm safların önüne geçecek yeni bir güç kendiliğinden ortaya çıktı. Bu hareketi destekleyenler Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkarabilecek her türlü siyasal tutuma karşıydılar. Bu hareketin adı savaş karşıtı 'Barış Hareketi' idi. "Bu hareket, yüz milyonlarca insanı içine alan, tarihte benzeri görülmemiş bir yığın hareketiydi" Bu yakın tarihin en önemli toplumsal ittifakı ve ideolojik değişimiydi: Gerek burjuva, gerekse anti-faşist yani emekçi sosyalist kesimin aydınlarını da dahil içine çekmesi, hareketler içerisindeki bölünmüşlükten ziyade bir küresel mutabakat ve ortak hareket paydasında uzlaşma anlamına geliyordu. Bu uzlaşma noktası aynı zamanda tarihsel bir niteliğe de sahipti. Kapitalizm ve Sosyalizm arasındaki ezeli çekişme bu noktada birleşen kimseleri artık eskisi kadar ilgilendirmiyordu. Her iki hareketin uzlaşma noktası yani "barışı hakim kılma savaşı" sosyalist ve kapitalistleri sıkı bir işbirliği ile güç birlikteliği oluşturmaya itiyordu. Küresel Barış Hareketinin öncelikli amacının her türlü ideolojik ayrılıkları bir yana bırakmak olduğu gerçekten son derece önemlidir. "Marksistler de, burjuva ideolojisini benimseyenler de, dinsizler de, çeşitli dinlere inananlar da hep bu akımın içindeydiler ve ideoloji ayrılıkları bunların arasında sıkı bir işbirliği yapılmasına engel olmuş değildi." Ortak mutabakat ve payda Toplumdaki sosyal sorunların temeline inerek gerçekte 'gerçek' bir sorun olmadığını fark ettiren bu 'özdeşliğin' hareketler içerisinde ortak mutabakat ve payda oluşturması bakımından gerçekten de büyük önem taşımaktaydı. Sanatsal bir bilinçti bu.. "çünkü bütün ayrılıklar bir yana, ortak bir toplumsal tutumun varlığını ortaya koyan bir özdeşlikti.." Burada Lukacs'ın ifade etmek istediği, aslında iki karşıt ideolojinin akımları arasındaki aykırılaşan akımların "barış ve savaş arasındaki karşıtlığı birbirine yaklaştırma noktası" idi. Yani bu ortak hareket kendini kesin bir kutuplaşma olarak göstermemekteydi. Bu hareket ideoloji olarak adlandırılamıyordu. Aslında kesin bir kutuplaşma olmaması belki de bu kavram karmaşasının özünü, daha çelişkili hale getirmemenin bir gereğiydi. Farklı kökler, aynı söylem Sonuç olarak, Irak'a müdahalenin gündemde olduğu günlerde sahip olduğumuz yaşanmışlıklar, geçmişin bakış açısından hareketle günümüzü aydınlatmaktadır. Hep birlikte görüyoruz ki bu gün olanlar yani küresel savaş karşıtı barış hareketi göremediğimiz, ancak uzun zamandır etkin olan güçlerin ortaya çıkması sonucudur. Yine görüyoruz ki, emperyalizmin neden olduğu son yılların kopan ekonomik fırtınası yeni ve apayrı bir gerçekliğin doğmasının yolunu aralamış ve son savaş karşıtı olaylarda izlediğimiz "küresel bir başkaldırış" sonucunu hazırlamıştır. Bu akım Lukacs'ın sözünü ettiği İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemdeki gibi oldukça farklı ulusal köklerden farklı üsluplarla savaş karşıtı söylemler geliştirmektedir. Farklı renklerden, etnik kökenlerden, milletlerden, dünya görüşlerinden, din ve ideolojilerinden insanların tek yürek, yükselttikleri söylem "küresel savaşa hayır" söylemi..
Kaynaklar: Georg Lukacs, Çağdaş Gerçekliğin Anlamı, Payel Yayınları,1986, 4.Baskı / Eliot,, Çağdaş gerçekliğin anlamı, aynı yayın.
|
|
|