|

Türkiye yüzünü Doğu'ya mı dönüyor?

AB Türkiye’nin hassasiyetlerini hiçe saymaya devam ederken, AP de geçtiğimiz hafta üyelik müzakerelerinin durdurulması tavsiyesi kararını açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu tavır üzerine doğuyu işaret eden açıklamalarda bulundu. Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılmak bize ne getirir, ne götürür? Bin yıl sonra doğuya mı dönüyoruz? Gerçek Hayat yeni sayısında bu soruların cevabını arıyor.

Yeni Şafak ve
10:47 - 28/11/2016 Pazartesi
Güncelleme: 15:33 - 28/11/2016 Pazartesi
Gerçek Hayat
Türkiye, AP'nin geçen hafta müzakereleri durdurma kararı üzerine ŞİÖ'ye yeşil ışık yaktı.
Türkiye, AP'nin geçen hafta müzakereleri durdurma kararı üzerine ŞİÖ'ye yeşil ışık yaktı.

15 Temmuz'da Avrupa'nın ikircikli tutumu, Türkiye'yi dış politikada yeni alternatifleri değerlendirmeye yöneltti. Şangay İşbirliği Örgütü de alternatifler arasına girdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan dönüşü ŞİÖ üyeliğini gündeme getirmiş ve Avrupa Birliği yerine Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliğinin düşünülebileceğini ifade etmişti. Geçtiğimiz hafta ise Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulmasına ilişkin tavsiye kararı aldı. Gelişmelerin ışığında Asya Pasifik uzmanları ile görüşerek Türkiye'nin ŞİÖ üyeliğini sorduk.



ŞİÖ olumlu bakıyor


Prof. Dr. Salih Yılmaz: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB'nin Türkiye'ye karşı olumsuz tavırlarını açıkça sergilediği bir dönemde Şanghay kartını ileri sürmesi tüm dengeleri değiştirebilecek nitelikte gözüküyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin 53 yıldır AB kapısında bekletildiğine işaret ederek söylediği bu ifadelerin yankısı hem Çin'de hem de Rusya'da olumlu yankılandı.



Türkiye paylaşılamayan ülke olacak


Türkiye'nin ŞİÖ'ye üyelik niyetini belli ettiği bu günlerde ŞİÖ'den ilk resmi olumlu cevap da geldi diyebiliriz. Türkiye, ilk defa ana üyeler dışında 2013 Bişkek Zirvesinde kurulan Enerji Kulübüne 2017 yılı için başkan seçildi. Bu yapı üyeler ve üyeliğe aday ülkeler arasındaki enerji politikalarının eşgüdümünü ve planlamasını sağlamakla görevlidir. Bu görevin ilk defa üye olmayan bir devlete verilmesi Türkiye'ye ve dünyaya bir mesajdır. Türkiye'nin üyelik başvurusu resmi olarak gündeme gelirse olağanüstü bir toplantı ile hiç bekletmeden işleme konulacaktır. Şu anda ABD/Rusya çekişmesinin zirve yaptığı ve İran ile nükleer anlaşmanın iptal edildiği bir dönemde Türkiye paylaşılamayan ülke olacaktır.





ABD Kürdistan kartını açabilir


Türkiye'nin üyelik niyetine verilen ilk karşılıkların olumlu olması da ilgi çekicidir. Avrasya ve ŞİÖ üyelikleri halinde Karabağ, Kırım ve Doğu Türkistan sorunları barış yoluyla çözüme kavuşabilir. Fakat buna karşın AB ve ABD'nin PKK/PYD kartını daha güçlü oynama olasılığı vardır. ŞİÖ'ye üye olacak bir Türkiye karşısında ABD'nin bölgede Kürdistan kartını oynaması güçlü ihtimaldir. Türkiye kendisine en uygun yolu zaman geçirmeden tercih etmek durumundadır.



İlgimiz yeni değil


Doç Dr. Erkin Ekrem, Türkiye'nin ŞİÖ ile ilgisi 2005 yılında başladığını söyledi. Erdoğan'ın 2005'in Ocak ayındaki Rusya ziyareti esnasında Putin'e ŞİÖ'ne girme talebi iletildi. Rusya ve Kazakistan olumlu bakıyordu ancak Çin pek istemiyordu. 2005 Şubat ayında zamanın Başbakan Yardımcısı ve Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül'ün Çin'e ziyaretinde de bu arzu iletildi. Fakat Çin'in de bir endişesi var. Türkiye AB'ye aday bir ülke, NATO üyesi. Ekonomi, ticaret, güvenlik, siyaset gibi alanlarda batıyla bir cephede. Düşünün Türkiye'nin futbol takımı bile Asya değil Avrupa takımlarıyla oynar. Böyle bir durumda Çin, acaba Türkiye batıyı arkasına alarak Orta Asya'ya gelirse 3. Bir kutup olarak ortaya çıkar mı diye düşünüyor.



Batıdan yeni bir ilişki talep ediyoruz


SDE Uzmanı Öner Buçukçu: Bir coğrafyaya değil bir ittifaka atıfla Doğu ifadesinin kullanılması Soğuk Savaş yıllarında söz konusu oldu. Belki orta ve uzun vadede Batı diye adlandırılan siyasal gerçekliğin karşısında bir Doğu ya da Güney söz konusu olabilir ama bugün bence Batı karşısında bir Doğu yok. Uluslararası sistemdeki bazı gelişmelerden rahatsızlık duyan ülkeler var. Ama dikkat edilmesi gereken husus bunu sistem dışından yapmıyorlar. Alternatif bir ideoloji, sistem ve sermaye birikim modeli önermiyorlar. Spesifik konulara ilişkin tikel meydan okumalar söz konusu, bu da monoblok bir Doğu olduğunu göstermez. Dolayısıyla Türkiye'nin yüzünü Doğu'ya dönebilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi gerekiyor:



  • 1) Doğu'nun ortaya çıkması gerekiyor,
  • 2) Türkiye'nin Batı ittifakında olmaktan hiçbir çıkarının kalmaması gerekiyor.

Türkiye düşmanlığında koalisyon kurdular


TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu: Avrupa Parlamentosu'nun kararı Ankara'yla üyelik sürecinin geçici olarak durdurulması ve idam cezasının getirilmesi durumunda da askıya alınmasını komisyona yönelik bir talep olarak iletiyor. Bu sürecin gerçeklik kazanması için AB üyesi ülkelerin 3'te birinin talepte bulunması ve bu talebin de 28 üye ülkeden 16'sı tarafından kabul edilmesi ve bu 16 üyenin AB üyesi ülkeleri vatandaşlarının yüzde 65'ini teşkil etmesi gerekiyor. Dolayısıyla çok uzun bir süreç ancak bu tabi ki sembolik bir anlam ifade ediyor. Maalesef uzun zamandan beri Türkiye'ye yönelik eleştiriler, artık Türkiye'ye yönelik nefret, kin ve hatta ırkçılıkla birbirine karışıp Avrupa Parlamentosu içerisinde bile bütün fraksiyonların Türkiye karşıtlığında buluşmasına yol açtı. Bu sürpriz bir şey değil. Uzun zamandan beri anti Türkiye imajı bu noktaya geldi. Bu sürecin ne AB'ye ne de Türkiye'ye olumlu bir katkısı olacak.






İnsan haklarıysa Guantanamo ne?


Avrupa Birliği Panama, Paraguay, hatta Arap Emirlikleri'ne vize serbestisi tanıyor. İdamı öne sürüyor, şu anda idam cezasının olduğu Amerika'yla en derin ilişkileri sürdürüyor. İnsan hakları noktasında Guantanamo'yu bile sorgulamıyor. Almanya'da Baader-Meinhof olayında devletin bile tehdit edilmediği, “sadece 34 insanın katledildiği" bir ortamda, Türkiye'de alınan tedbirleri onlar da aldı. AB her gün şehit haberi geldiği ortamda, terörle mücadeleye sözde dayanışmanın ötesine geçemedi.



  • PKK'ya kamu derneği muamelesi
  • Avrupa'nın her yerinde PKK terör örgütüne adeta kamu yararına çalışma derneği muamelesi yapıldı. Daha geçen hafta Avrupa Parlamentosu başkanı, 29 insanı katleden canlı bombanın ailesini ziyaret edip taziyede bulunan bir milletvekilini karşıladı. Bunlar oradaki bakış açısını zaten net biçimde ortaya koyuyor.
Türkiye düşmanlığı hiç olmadığı kadar büyüdü


AB içinde PKK ve FETÖ terör örgütlerinin negatif propagandaları var. Özellikle PKK'nın 30 yıldır yaptığı propaganda neticesinde tam üyelik sürecinden uzaktayız. Aşırı sol kesim için PKK'nın çok ciddi etkisi var. Özellikle son zamanlarda yurt dışına kaçmış bazı gazetecilerin neredeyse her gün bir Avrupa gazetesinde makalesi yayınlanıyor. Bunu göz ardı ediyoruz. Şu an itibariyle kamuoyu öyle odaklanmış, öyle düşmanca ve tek taraflı bir yayın yapılıyor ki, böyle bir karar tek taraflı bilgi edinen siyasiler ve Türkiye'nin de kendini anlatmada aciz kaldığı düşünülürse hiç de sürpriz değil. AB Komisyon'u ise daha akılcı siyaset üretecek ve AP kararını ciddiye almayacaktır. Türkiye düşmanlığı tarihte hiç olmadığı kadar büyüdü.



Irkçı dalga bizi de etkiliyor


Şu anda sağcı popülizm Avrupa ülkelerini 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük siyasi krize koşturuyor. Önümüzdeki hafta Avusturya'da seçimler var. Hatta kuvvetle muhtemel, ırkçı bir Cumhurbaşkanı olacak. Martta Fransa ve Hollanda seçimleri var. 2 ülkede de ırkçı adaylar birinci sırada. Federal Almanya'da Eylül 2017'de seçimler var. Orada da sağcı popülizm siyasi kültürü hiç olmadığı kadar zehirlemiş durumda. Parlamentodaki üyeler de toplumun bir aynası olması sebebiyle ciddi manada etkileniyor. Avrupa'da yükselen ırkçı akım ve Türkiye'nin meselelerini ciddi şekilde anlatamayışı, çok farklı, şimdiye kadar bir araya gelmemiş grupların koalisyon halinde Türkiye düşmanlığına itiyor.





Gerçek Hayat'ın tüm dosya yazılarını ve haberlerini takip etmek için

adresini ziyaret ediniz.














#Şanghay İşbirliği Örgütü
#NATO
#AB
7 yıl önce