Kemal Öztürk, Salih Tuna, Abdullah Muradoğlu, Hasan Öztürk ve Hatice Karahan'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
Bu bozulan ilişkinin sebebi nedir?
Bir çok meslektaşım soruyor bana, 'ne oluyor Avrupa ile Türkiye arasında?' Gittikçe gerilimi, sertliği artan bir ilişki biçimine döndü.
Güçlü medyası ile Avrupa bu sorunlu ilişki sebebini Türkiye'deki uygulamalara bağlıyor. Zaman zaman Arap medyasında da buradan alıntılar yapılıyor, Batı medyasında çıkan haberlerden etkilenen yorumlar ve kanaatler yayınlanıyor.
Geçen hafta Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye ile müzakerelerin dondurulması için tavsiye kararı alması ve buna Türkiye'nin sert cevabı ilişkilerin iyice gerilmesine neden oldu.
Hep birlikte 'kurtuluş savaşı' mevzilerine gireceğiz
Kimsecikler bu saatten sonra hem “Atatürkçüyüm” deyip, hem de müstevli saraylarında el pençe divan duramayacak.
Ya Mustafa Kemal ya ajanlık; yok öyle ikisi birden.
Maskeler inecek!
Türkiye'yi, “terörü destekleyen ülke” olarak uluslararası topluma jurnallemek için FETÖ'yle kurduğunuz işbirliğini, “Atatürkçülükle” veya “Cumhuriyetçilikle” maskeleyemeyeceksiniz.
Hülasa…
Batı putperestliğinizi, müstevli postalı yalama sevdanızı, “Atatürk devrimciliği” diye pazarlayamayacaksınız.
AB içinde de bir hayli etkili
'Poker suratlılar' etkin pişmanlıktan yararlanabilir mi
Hangi sürecin demeyin az biraz sabredin. Türkiye çetin bir mücadelenin henüz başında. Var oluş mücadelesidir bu… Ya parçalanıp küçük butik devletlere ayrılacağız. (Ki en az 5 milyon insanımızın canı demektir.)
Ya bağımsız bir ülke olarak tarih sahnesindeki yerimizi pekiştireceğiz.
Kanlı, meşakkatli, zorlu bir yolun henüz başındayız. Ne Gezi Provokasyonu, ne 17/25 Aralık süreci ne de 15 Temmuz kanlı Darbe Teşebbüsü bizi “bağımsızlık yolu”ndan alıkoyabildi.
Trump sonrası İran meselesine nokta koyayım
Şöyle demişti, zamanın müstakbel ABD Başkan'ı: “O anlaşmayı yırtıp atacağımı söylemekten mutlu olurum”.
Yalnız şunu da eklemişti: “Fakat ne var biliyor musunuz? Hayat böyle işlemiyor”
İşte bu ifadeden yola çıkmak, bana mantıklı geliyor. Nitekim Trump'ın burada demek istediği, bu anlaşmayı yok saymanın zor olacağı idi sanki. Bunun yerine ise, aslında anlaşmayı “elden geçirmeyi” ajandasına alacağı haberini vermişti.