T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Sinanoğlu'na âşıktım

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu isimli kitabında, Prof. Sinanoğlu'na âşık olduğunu anlatan Tülay German, Paris'teki evinde de Çetin Altan, Zülfü Livaneli gibi dönemin hızlı solcularını da konuk ettiğini yazıyor.

Türk Aynştaynı olarak bilinen Prof. Oktay Sinanoğlu'nun ortaokul yıllarında sınıfın en çalışkan öğrencisi olduğu ortaya çıktı. Ankara Koleji'nin ilk kısmında öğretime başlayan Sinanoğlu sınıftaki kızların da gözdesiymiş. Ünlü Türk Popüler Müzik sanatçısı Tülay German da Sinanoğluna âşık olan kızlardan.

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu adlı kitabında German, âşık olduğu Oktay Sinanoğlu'nu "Okula başlayalı üç hafta olmuş. Dün akşam yemekte, annem söyledi. Öyleyse, tam üç haftadır, her gece rüyamda Oktay Sinanoğlu'nun görüyorum. Oktay Sinanoğlu bizim sınıfta, 1-B'de. Yanımdaki masada, Türkün'le oturuyor ve teneffüslerde bile durmadan yazı yazıyor. Sınıfın en çalışkanı o. İpek gibi sapsarı saçları var. Küçük harflere başladık. Sınıfta herkes Oktay'ı sevdiğimi anladı. Oktay'dan başka!.." dizeleriyle anlatıyor.

'Rüyamda Oktay beni öptü

"Üçüncü teneffüste, Türkün'le beze almak için bahçe kapısına gitmiştik. Sınıfa geldiğimizde, herkes Oktay'ın etrafındaydı. Ben de kafamı uzattım. Oktay, o çok sevdiğim iki katlı tahta kalem kutusunun üstündeki, merdivenden inen kızla, atlı şehzadenin resmini gösteriyordu çocuklara: 'Bu Tülay, bu da ben.' Dün gece rüyamda Oktay beni yanağımdan öptü.

Gülek dayak yiyecekti

Yaşar Kemal, Buri'nin evinde rastladığı Tülay German'a duvarda resimleri olan paşalar hakkında anlatıyor. Sonrasını German kitabında şöyle anlatıyor: "Buri'nin sesini duydum. 'Genç ve güzel kız buldun, bakıyorum tarihçi kesildin Yaşar.

Yaşar bağırdı. Sus Erdem. Sende utanma kalmamış. Ben Tülay'ı neredeyse küçüklüğünden tanırım. 'Yaşar' dedim 'Beni tanıdığında o kadar da küçük değildim. Hatırlıyor musun? Kabataş'ta Kasım Gülek'in evindeydik. Gülek bana kur yapıyordu. Sen de kızdın, dövmeye kalktın adamı. Herkes gülmeye başladı. Ne evlenceli ev burası. Kulüp gibi."

Solcu paşazadenin evi uğrak yeri

Tülay German paşazade solculardan Erdem Buri'nin Moda'daki evinde Yaşar Kemal gibi ünlülerle tanışıyor. Evin müdavimleri arasında Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Gülçin Çaylıgil, Aziz Nesin, Fethi Naci, Adnan Cemgil, Suna Kan, Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Suat Derviş, Orhan Kemal ve Selahattin Hilav gibi solun pekçok ünlü isimleri yer alıyor. Erdem Buri'nin dedelerinden Sami Paşa, Namık Kemal'i himaye ediyor. Erdem Buri, Sami Paşa ve Suphi paşaların torunu. Erdem Buri ile Tülay German'ın Paris'teki evleri de Türkiye'den gelen solcuların uğrak yeri oluyor. Çetin Altan, Ömer Zülfi Livaneli, Hümeyra, Atıf Yılmaz, Ömer Kavur, Atila Dorsay, Cemil İpekçi, Aliye Simavi, Nükhet Duru, Ayla Algan, Oktay Akbal, Abidin Dino, Aşık Nesimi, Sezen Aksu, Neslihan Yargıcı gibi pekçok isim gelip gidiyor.

ERDEM BURİ İLE FIRTINALI AŞK

Ailesi Tülay German'nın Türkiye'de çalışan bir İtalyan müzisyen ile beraberliğine şiddetle karşı çıkıyor ve bürokraside etkili baba Fikret German kızının gönlünü çelen İtalyan'ın Türkiye'den atılmasını sağlıyor. Tülay German bu kez bir başka müzisyene, Erdem Buri'ye tutuluyor. German ile Buri uzun yıllar birlikte yaşıyor. 1960'ların başında başlayan beraberlik Buri'nin Paris'te 1993'de ölümüne kadar sürüyor. Ankara Koleji'nden sonra Üsküdar Amerikan Lisesi'nden mezun olan German, 1960'larda halk müziğini Batılı aletlerle okuyarak ünleniyor. Hocaları arasında Ruhi Su da var. O yıllarda "Burçak Tarlası" ve "Kızılcıklar Oldu mu" türküleriyle ünleniyor.

Hayatımı Kadir Has kurtardı

As Kulüp'te Ruhi Su 'Anasını avradını' türküsünü söylüyor, ben 'Bir şarkı olmalı özlemi söyleyen/Bu koyu günlerden yarına seslenen' diyerek Yarının Şarkısı ile başlıyorum programıma. Sahnenin bir yanında Rauf Tamer, Ali Ramazanoğulları, Belma ve Erol Simavi. Öbür yanda Kemal Tahir, Sadun Aren, Mehmet Ali Aybar, Behice Boran... Dün gece As Kulüp'te Kadir Has hayatımı kurtardı. Çok istediler, Burçak Tarlası'nı söylüyorum. 'Bakın şu deyyusun kaç tarlası var' dedim, biri ayağa kalktı. Elinde bir şey var. Şişe falan atacak zanettim sahneye. Zaten miyopluktan pek bir şey gördüğüm yok. 'Bu oruspunun yüzünden tarlalarımız elimizden gidecek' diye bağırıyor. Kadir Has oturduğu yerden fırlayıp adamın elini tutmuş. Hikayeyi bu sabah tam olarak öğrendim. Mehmet Ali Aybar'dan Çetin Altan'a kadar herkes telefon ediyor, 'geçmiş olsun' diye.

Abdullah Muradoğlu

 
Dikdörtgen masa diktatör yuvarlak masa özgürlükçü
Dikdörtgen biçimli masaların daha çok "diktatör masası" olduğu; dairesel masaların ise daha çok demokrasi ve özgürlüğü taşıdıkları bildirildi. İletişim uzmanları, ODTÜ öğretim görevlileri Önder Aytaç ve İhsan Bilir'in hazırladığı ve Gaziantep Genç İşadamları Derneği tarafından yayımlanan "İş Dünyasında Etkin İletişim İçin Makam Odaları, Oturma Grupları, Toplantı Salonları ve Masaları" konulu araştırmada, etkin iletişimdeki ayrıntılara dikkat çekiliyor. Araştırmada, ortamın rahatlığı, duvarda asılı olan ödül, sertifika, diploma, teşekkür belgeleri bulunması ve masanın üzerinde "Son Derece Gizlidir" yazılı bazı kırmızı dosyaların yer almasının, odanın sahibine ayrıcalıklı bir gizem verdiği belirtiliyor. Dikdörtgen masaların, "diktatör masası" olarak nitelendirildiği araştırmada, kare masalarda, kısa toplantıların yapıldığı ve kesin kararların alındığı; dairesel masalarda ise iletişim ve işbirliğinin arttığı belirtiliyor. Yuvarlak masaların fazla demokrasiyi, çok sesliliği üzerinde taşıyan masalar olduğu bildirilen araştırmada, "kurulan her ilişkide mutlu olmak, tebessüm ikliminde bulunmak ve arzulanan sonuca en yakın sonucun elde edilmesinin önemli olduğu" anlatılıyor.
DEFİNECİLER KÖPRÜ DÜŞMANI...
Bitlis Kültür Müdürü Hüsnü Işıkgör, tarihi köprülerin define avcıları tarafından tahrip edildiğini belirterek, kültür mirası olan bu eserlerin kurtarılması gerektiğini bildirdi. Işıkgör, Bitlis ve ilçelerinde değişik dönemlere ait 46 tarihi köprünün tahrip olduğunu ve onarılması gerektiğini söyledi. Işıkgör, köprülerin, köprü ağzında kazı yapan define arayıcıları ve tarih düşmanları tarafından tahrip edildiğini kaydetti.
'Çam kesme, fidan dik...'
Orman Bakanı Nami Çağan, yaklaşan yılbaşı nedeniyle herkesi fidan dikmeye davet etti. Çağan, "Ülke topraklarının ağaçlandırmaya, fidan dikmeye ihtiyacı varken, fidan kesmek yerine fidan dikin. Bunun da en kolay yolu hatıra ormanlarının kurulmasına ekonomik katkıda bulunmaktır" dedi. "Yılbaşı çamı" adı altında fidan taleplerinin olduğunu hatıratan Çağan, şunları söyledi: "Dünyaya genellediğimizde binlerce fidan kesilecek, 2 gün süslü kalacak daha sonra atılacak. Halbuki ülkemiz topraklarının o kadar ağaçlandırmaya, fidan dikmeye ihtiyacı varken, yılbaşında fidan kesmek yerine, fidan dikin. Bunun da en kolay yolu bakanlığımızın uygulamaya koyduğu hatıra ormanlarının kurulmasına ekonomik katkıda bulunmaktır."

23 Aralık 2001
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED