T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Gideon'un Casusları

Deli Yürek dizisinin senaryo yazarı değerli dostum Ömer Lütfü Mete bir telefon muhabbeti esnasında "Gideon'un Casusları"nı okudun mu diye sormuştu, okumamıştım. Tavsiyesi üzerine Gordon Thomas'ın kaleme aldığı "Gideon'un Casusları, Mossad'ın Gizli Tarihi" isimli kitabını okumaya başladım. Bu haftada kitabı bitirirken MİT'in de kendi tarihçesini yazan bir kitap yayınlaması üzerine gündeme uyar diye bu konuyu ele almayı düşündüm.

Peşinen söyleyeyim ben bu kitabı konuyla doğrudan ilgilenenler dışında kimsenin okumasını tavsiye etmem. İlla bu tür bir kitap okumak isteyenlere de bu kitabı okumak yerine birkaç tane cinayet romanı okumayı öneririm. Çünkü bu kitaba Mossad'ın gizli tarihi yerine cinayetler tarihi denseymiş daha isabetli olurmuş.

Kitap bütünüyle Mossad'ın İsrail çıkarları doğrultusunda işlediği veya işlettiği cinayetleri anlatıyor.

Gideon Musevi inancında dini için savaşan fert anlamına geliyor. Allah yolunda savaşanlara İslam'da nasıl mücahid deniyorsa Musevilik'te de gideon deniyormuş.. Mossad başkanlarından biri Mossad elemanları hakkında "onlar benim gideonlarım" dediği için kitabın adı da "Gidenon'un Casusları" konmuş anlaşılan.

Kitap boyunca Mossad'ın "İsrail'in çıkarı" uğruna her türlü fedakarlık yapan bir örgüt olduğu teması işleniyor. Hareket noktası İsrail'in çıkarı. İsrail'in çıkarı gerektiriyorsa ya da İsrail'e gelecek bir zararı önlemenin bedeliyse her şey mübah oluyor. Şantaj, kumar, cinsel ilişki, rüşvet ve gözünü kırpmadan cinayet. Yeter ki İsrail'in çıkarı olsun.

Uçak eğitimi yapamayacak kadar küçücük bir yüzölçümü olan ve 3-4 milyonluk nüfusuyla İsrail'in dünyanın her yöresine nüfuz etmiş ve en büyük istihbarat örgütlerini bile birçok yerde saf dışı bırakmış Mossad gibi bir örgüte sahip olmasından alınması gereken tek ders işlerini bir inanç haline getirmiş olmaları ve ülkelerinin çıkarı için her türlü riski göze almalarıdır. İstihbarata verilen önemden başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerin de ders olması gerektiği kanaatindeyim. Mossad'ın lüzumunda kullanmak üzere dünyada 20 bin güvenli evinin bulunması ve dünyanın her yerinde anında hareket edecek casus istihdamı ve elde edilen verilerin anında değerlendirilip eyleme dönüşmesi diğer istihbarat örgütleri için örnek olmalıdır.

İşlenen cinayetler asla örnek alınmamalıdır.

Bir insanın cezalandırılması hele de ölüm cezasına mahkum edilmesi için yargılanması ve yargı kararının infaz edilmesi gerekir. Mossad kimi muhaliflerini yargılamak üzere İsrail'e kaçırıyor ama genellikle yargısız infazlar yaparak hedefteki insanları ortadan kaldırıyor. Yani İsrail başbakanı biri hakkında gerekenin yapılmasını istemişse Mossad bundan gereken mesajı alıyor ve terörle mücadele gerekçesiyle hedefteki insan vurularak, kesilerek, boğularak, çoğu kez de bombalanarak öldürülüyor. Kitap açıkça gösteriyor ve ispat ediyor ki Mossad başbakanın da onayıyla insanları gözünü kırpmadan öldüren bir gizli örgüttür.

Bulunduğu bölge halkı nezdinde hâlâ meşruiyet kazanmamış bir ülkenin istihbarata bu denli önem vermesi belki normal karşılanabilir ama Mossad'ın incelendiğinde sadece bölgesiyle ilgili değil dünyanın en ücra köşelerinde bile faal ve etkin olduğu görülür.

Her ne kadar Ürdün, Mısır, Irak ve İngiliz istihbaratının zaman zaman Mossad'ın planlarını bozduğuna işaret edilse de kitapta, Mossad'ın gizli bir dünya devleti oluşturmuş olduğunun adeta üstüne basılıyor gibi bir imaj çizilmektedir

Kitapta, Mossad'ın İsrail'in çıkarı için sınırsız harcama yaparken, dünyanın dört bir yanındaki işadamları, bürokrat, işçi, memur, gazeteci ve basın patronlarını gayet ustaca kullanmaktan çekinmeyen, işi bitince de kullandığı insanları harcamakta tereddüt etmeyen bir örgüt olduğu anlatılmakta.

Mossad'ın dünya kamuoyunu etkilemek ve hem gündem oluşturmak hem de başka istihbarat örgütlerini yanlış istikametlere yönlendirmek için medyayı nasıl kullandığı örneklerle anlatılmakta.

Bunları okuduktan sonra Mossad'ın sırlarını ortaya çıkaran bu kitabın yayınlanmasının ardında da dünyaya gözdağı vermek isteyen Mossad'ın bulunabileceği şüphesi geliyor insanın aklına.

Bu kitabın yazarının da kitabın Türkiye'de yayınlanmasının da ardında Mossad'ı ve İsrail çıkarlarını aramadan edemiyor insan.

Kitap Mossad kaynaklarından hareketle öylesine olaylara ışık tutmuş ya da yönlendirmiş ki yakın gelecekte 11 Eylül'deki ikiz kulelere yapılan saldırının hikayesini de aynı yazardan okuyacakmışız gibi geliyor insana.


23 Aralık 2001
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED