T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Korkmayın, bize bir şey olmaz!

Kemal Derviş, hazırlamakta olduğu programı dün görücüye çıkardı, yapacağı işler konusunda bazı "ipuçları" sundu; olağanın fevkinde, yani bilinenin, beklenenin, tahmin edilenin ötesinde yeni bir şey yok.

Enflasyon hedefi şu kadar.

İşçiye-memura verilecek zam bu kadar.

Şu kadar vergi geliri, bu kadar ihracat girdisi bekleniyor.

İthalat kalemleri gözden geçirilecek.

Döviz "salınmaya" bırakılacak.

Salınacak salınacak, dolar yıl sonunda 1.5 milyon Türk Lirası'nı bulacak.

KİT ürünlerine zam yapılacak.

Yatırım ve büyüme hedefi olmadığı için, yeni istihdam alanları yaratılamayacak.

İşsizlik artacak.

Enflasyon "özlenen" yüzde 80 düzeyine çıkacak.

Müttefikimizin dünya yuvarlağı üzerindeki çıkarlarını, en azından üzerimize farz olan kısmını "hakkıyla" gözettiğimiz için ABD'den bir miktar para gelecek.

Ama, hiçbir şey değişmeyecek.

Ecevit "Başbakan" kalacak.

Devlet Bahçeli Turan illerine yeni bir gezi düzenleyecek.

Mesut Yılmaz son kez bıraktığı sigaraya ("bıraktığında bir daha başlamamak üzere"), yeniden başlayacak.

Kamu işleri Hüsamettin Özkan'dan sorulmaya devam edecek.

Bu arada Kemal Derviş, yapılabilecek en büyük iyiliği yapmış, kamu bankalarını elden çıkarmış olacak.

Bu duruma en çok, sınıf atlama umudunu kamu bankalarına bağlamış kasaba politikacıları üzülecek.

Hayır, Türkiye batmayacak.

Kıbrıs ve Güneydoğu konusunda müttefiklerimiz biraz mızıklanacak, Ermenistan'ın "toprak talebi" dost Fransa hükümetince "haklı ve yerinde bir talep" olarak bir süre gündemde tutulacak ama, o kadar.

Bu "kaos"un, açıkça Hitlerjugend kuşağını davet ettiğini, faşizan bir rejime doğru gitmekte olduğumuzu yazanlara da kulak asmayın.

Bir şey olmaz.

Halihazırda, başımıza gelmesinden korktuğumuz o şeyi idrak etmiyor muyuz zaten? Türkiye'nin görüp göreceği en büyük belayı, bir tür "alaturka faşizmi" mündemiç İttihatçı şizofreniyi yaşamıyor muyuz?

Ötesi mümkün müdür?

Sanmıyorum.

Daha doğrusu, ummak istemiyorum.

Cemil Meriç'in sözünü hatırlıyor musunuz?

"Aydın ve yönetici sınıf batırır, her defasında halk kurtarır."

Hayır, olur olmaz her platformda "Devlet bize sahip çıkmıyor, ordu neden gelip bizi kurtarmıyor?" diye ağlaşan kara kalabalıklardan değil, "ortak akıl" temelinde hayatiyetini sürdüren "gizilgüç"ten sözediyorum.

Bu nasıl bir şeydir, bilmiyorum.

Henüz tecessüm etmiş değil zihnimde.

O gizilgücün, o potansiyelin, o saklı iradenin bizi daha "zelil" durumlara düşmekten koruduğuna/koruyacağına inanıyorum.

Bırakın, Kemal Derviş de biraz eğleşsin.


15 Mart 2001
Perşembe
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED