T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Medya şiddet sever

Yönetmenliğini John Herzfeld'in yaptığı, başrollerini Robert De Niro ve Edward Burns'ün paylaştığı 15 Dakika, Andy Warhol'ün ünlü sözünü doğrulayarak medya-şiddet ve güç ilişkilerine eğiliyor.

And Warhol'un "gün gelecek herkes meşhur olacak. Ama yalnızca 15 dakika için..." sözünü bilirsiniz. Bunun neredeyse herkes için geçerli bir söz olmaya başladığının da farkında olmalısınız. Hatta sürenin giderek kısalmakta olduğunun da. Şöhretin yolunun 'ilginç' olmaktan, kameralar önünde 'ilginç' bir şeyler yapmaktan, ve/ya da 'Biri Bizi Gözetliyor'da olduğu gibi kameralar önünde yaşamaktan geçtiği trajikomik gerçeği, yaşadığımız çağın gerçekliklerinden biri olalı epey oldu.

İşin bir de "istemeden şöhret olma" boyutu var ki, işte bu insanın gözünü gerçekten yaşartabilir. Yaşarken ilginç bir hayat sürmeyenler 'ilginç' bir ölümle öldüklerinde, gazetelerin üçüncü sayfalarına, televizyonların vah vah haberlerine çıkartılıp istemeden şöhret oluyorlar. Ölü ve şöhretli!

15 dakikalık eleştiri

Şiddet, sapkınlık, ahlaksızlık, ilginç haller... medyanın asla vazgeçemeyeceği malzemeler. Varolan "toplumsal şiddet"in giderek "toplumsal cinnet" halini alması, medya için hem malzeme çeşitliliği sağlıyor, hem de sosyolog, psikolog gibi "uzman"lara şöhretin yollarını açan, sabahlara kadar uzayabilen geniş zamanlı açık oturumlar düzenlenme imkanını sunuyor.

John Herzfeld de "15 Dakika"da, buradan hareket ederek medya-şiddet-şöhret ilişkisine bakıyor. Senaryosunu Herzfeld'in yazıp yönettiği ve başrollerini Robert De Niro, Edward Burns, Karel Roden, Oleg Taktarov ve Kelsey Grammer'e teslim ettiği film, son yılların moda "magazin haberciliği"ne getirilen bir eleştiri filmi. Hemen herkesin televizyona çıkıp 15 dakikalığına bile olsa şöhret olma hayali, filmde kara mizah bir biçimde işleniyor.

Medya-polis elele!

Emil (Karel Roden) ve arkadaşı Oleg (Oleg Taktarov), Avrupa'dan New York'a, Emil'e borcu olan eski bir arkadaşını aramaya gelmişlerdir. Gelir gelmez, sinema tutkunu iri kıyım Oleg bir dükkandan beğendiği video kamerayı çalar. Daha sonra borçlu olan arkadaşlarının evini bulurlar fakat arkadaşı tüm parayı harcamıştır. Bunun üzerine sinirlerine hakim olamayan Emil, parasını alamayınca arkadaşını ve sevgilisini öldürür. Bu esnada ise Oleg bu olanları video kameraya kaydeder. Fakat bu cinayeti kapı aralığından izleyen Daphne kaçmayı başarır.

Olayın peşine düşen polisin amacı asıl suçludan çok, bu işi kimin planladığıdır. Bunun için iki dedektif görevlendirilir. Her zorlu cinayetin üstesinden gelmeyi başaran, magazin basınla arası çok iyi Eddie Fleming (Robert De Niro) ile medya düşmanı, kundakçılık müfettişi Jordy Warsaw (Ed Burns). İkili, cinayeti işlediği saptanan Doğu Avrupalı katili şehirde kovalarken medyayı işin işine karıştırıp karıştırmamakta tartışırlar. Ancak iki dedektif, kovaladakları adamın her yönüyle gerisindedirler. Suçlular, kendi şöhretlerini bir medya ve hukuk çılgınlığına nasıl çevirebileceklerini gayet iyi biliyorlardır.

 
Beyazperdeyi 'perde'ye tercih ettiler
Onların kimi Londra'nın kimi New York'un kimi de İspanya'nın en gözde tiyatrolarında sahne alıyordu. Fakat beyazperdenin büyüsüne kapılarak gözlerini dahi kırpmadan tiyatroya veda ettiler.
Kan, Amerikan Rüyası'nı bozar!
Senarist-yönetmen John Herzfeld, medya-şiddet-şöhret ilişkisini sorguladığı filmi 15 Dakika'daki amacının Amerikan kültüründe değişen değer yargılarını anlatmak olduğunu söylüyor. Amerika'da ün ve şöhrete olan tutkunun Amerikan Rüyası'nı nasıl değiştirdiğini şöyle anlatıyor Herzfeld: "Bir zamanlar Amerikan Rüyası, Amerika'ya gelmek, mücadele etmek, çok çalışmak ve başarmaktı. Şimdi ise yaptıklarından sorumlu olmayan, hiç bir şey için kaygı duymayan bir kültür oluştu. İnsanlar kendilerini meşhur etmek için her yola başvurmaya hazırlar. Buna bir de 'kan görünürse tutar' anlayışındaki medyayı ekleyin..." İşte film, bu anlayıştan yola çıkan medyayı, insanları anlatıyor.
27 Mayıs 2001
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED