T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Derviş kürsüye çıkıp hangi yüzle oy isteyecek

Ben Kemal Derviş'e ta Türkiye'ye geldiği ilk günden beri ne ısınabildim, ne de güvenebildim. Oysa görüşlerine çok değer verdiğim, örneğin Bülent Eczacıbaşı gibi dostlarım kendisine "çok güveniyor ve inanıyor" ama benim içinden gelmiyor.

Önceki gün bir seçim gezisinde Fehmi Koru ve Taha Akyol ile birlikteydik. Tabi konu ekonomiden, hele hele CHP'den açılınca Kemal Derviş'i gündeme getirmemek ve "ne yapacağını" konuşmamak olmaz. Ben yine "Kemal Derviş'e Amerika ve IMF tarafından "Türkiye ekonomisini batıracaksın" talimatı verilse ancak bu yaptıklarını yapardı" diyerek eleştiride bulundum. Eleştirim biraz ağır olacak ki, Taha Akyol kendisini, "O kadar da değil Can Aksın, adam batmış ekonomide başka neler yapabilir ki" demek zorunda hissetti. Biraz tartıştık.

Seçim nedeniyle uzun zamandır gazetedeki odama uğrayamıyordum. Geldiğimde baktım ATO Başkanı Sinan Aygün'den iki tane mektup var. İkisi de "zehir zemberek" mektuplar. Sinan Aygün "eli taşı altında" olanlardan ve onların başkanı. O da Kemal Derviş'e çatıyor.

"IMF ve Dünya Bankası tahsildarı Kemal Derviş, Türkiye'de bulunduğu 18 aydan bu yana ülkeye tarihinin en büyük borçlanmasını gerçekleştirdi. Bu şahıs bazılarının dediği gibi bırakın ekonomiyi kurtarmayı, başta tarım olmak üzere, sanayi, bankacılık ve diğer sektörleri tamamen bitirdi. Türkiye'yi adeta "müstemleke" ülke haline getirdi. Bunu 2003'den itibaren somut bir şekilde göreceğiz.

Son iki yıldan beri süregelen ekonomik krizin etkisi hala devam ediyor. Bu süre içinde bin bir emek verilerek kurulan 400 bine yakın işyerinin kapısına kilit vuruldu. İşsiz kalan mükelleflerin devlete olan vergi borcu ise 10.2 katrilyon liranın üzerine çıktı. İşyerlerinin kapanmasıyla işsiz kalan mükellef ve buralarda çalışan işçiler de mağdur oldu. Devlete olan borcu yüzünden büyük sıkıntıya giren mükellefler, şimdi de vergi borcu ve bankaların haciz kıskacıyla karşı karşıya bulunuyorlar.

Bu rakamlar Maliye Bakanlığı'nın resmi verileridir. Ve bakanın kendisi açıklamıştır. Maliye Bakanı Sümer Oral'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye genelinde 2001 yılında özel sektörün devlete olan borcu 3.2 katrilyon liradan 2002 yılında 6.4 katrilyon liraya çıktı. KİT ve bağlı kuruluşların 3.1 katrilyon olan borcu ise 2002'de 3.06 katrilyona indi. Belediyelerin borçları ise 437.9 trilyon liradan yine 2002 yılında 694.1 trilyon liraya yükseldi.

Bu şahsın işi-gücü, geldiğinden bu yana siyasi ikbal için çalışmakmış. Hatta bu uğurda bakanların kellesini bile götürdü. Bakanlıktan düşer düşmez soluğu sivil toplum örgütlerinin yanında aldı. Bakan olduğu dönemde bu kuruluşların adını bile bilmeyen, onlara randevu vermeyen bu zat, ikbal için herkese mavi boncuk dağıtmaya devam ediyor.

Türk müteşebbisi ve Türk halkı bu gerçekleri iyi tahlil edip, 3 Kasım'da ona göre hareket etmelidir. Aksi takdirde IMF'nin kölesi olmaya devam ederiz.

Biz millet olarak tarihi olayları çabuk unutuyoruz. Bu şahıs, kısa bir süre önce DSP'yi bölüp, İsmail Cem'e mavi boncuk verip, hatta flört edip de CHP'ye katılmadı mı? Yani Başbakan Bülent Ecevit'i arkadan vurmadı mı? Velinimeti Ecevit'e yaptığı, aslında Derviş'in ne denli "tehlikeli ve manevracı" olduğunu ayan-beyan ortaya koymaktadır. Korkarım ki, bu zat, CHP''i de parçalayabilir."

Sinan Aygün, Kemal Derviş geldikten sonra, Türk şirketlerinin son durumunu içeren bir liste de göndermiş. Bu listeyi gördükten sonra bu zat-ı muhteremin kürsüye çıkıp halktan nasıl oy isteyeceğini, hangi yüzle, "size güzel günler vaat ediyorum" diyeceğini merak ediyorum.

Listeye göre, 2001 başından 2002 Mart'ına kadar, 10 Türk şirketinin tamamı, 21'inin yüzde 99'u, 34'ünün yüzde 90'ından fazlası yabancıların eline geçti.

45 şirket hisselerinin yüzde 50'sinden çoğunu, 31'i yüzde 50'sini yabancılara sattı. Yabancılar 58 şirkete de yüzde 50'den az payla ortak oldu.

Bu şirketlerin içersinde bin bir emekle büyütülen, Hedef Holding, Commercial Union, Rotopak, Altek Alarko, Tuborg, Bozkurt Helvacısı, Toyota, Kent Gıda, Mudurnu, Penguen, Kerevitaş, Bayındır Sigorta, Dardanel, Anadolu Honda, Fruko Tamek, Pamir Gıda gibi çok önemli şirketler var. Demirbank, Sitebank gibi bankaların tamamı "sudan ucuz" yabancılara peşkeş çekildi. Çukurova Grubu'nun bankalarına yapılan "operasyonların" ardındaki gerçekler insanın kanını donduruyor.

Bütün bu "batırıcı" işlerin arkasındaki kişi olan Kemal Derviş, hangi yüzle halkımızdan oy isteyecek şaşarım.


1 Ekim 2002
Salı
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED