T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

S P O R
Oynatmaya az kaldı

Lorant Fenerbahçe'yi oynatacak. O oynatmazsa taraftar oynatacak. Haa onlar da oynatmazsa, sırada yöneticiler ve Fenerbahçe için paramparça olmuş medya var. Biraz sabırlı olun canım, ne var bunda bu kadar gocunacak!

Haftanın Yorumu
Salih Sezer

Acz içinde maç kazanmanın tarifini bulamıyorum. Bir takım çok iyidir de, arada sırada kötü oynayıp kazanırsa "helal olsun kötü oynarken bile kazanıyorlar" dersiniz. Fenerbahçe öyle mi? Hep kötü oynuyor ve arada bir maç kazanıyor. Takım iyi mi, ya da kötü mü diye değerlendirme yapılırken teker teker futbolculara bakılıyor. Bu doğru bir yaklaşım mı? Elbette iyi futbolcular var. Kötü futbolcular olsalardı, milyon dolarlar verilip Fenerbahçe gibi bir takıma alınırlar mıydı? Gerçek şu; Ne yazık ki, bir arada iyi oynayamıyorlar. Adam gibi futbolcu çok, ama takım yok!

SİNİRLERİNE HAKİM OL

Dostlarım maçtan önce soruyor, "ne olur bu maç" diye. Sistemi bile hala belli olmayan Fenerbahçe'nin şu oyunuyla hangi maçına "garanti kazanır" diyebilirsiniz? Hiç birine... Ama teker teker futbolcularına bakarsanız, her maçını farklı kazanır. İşte taraftar da burada yanılgıya düşüyor. Her maçına "bu kez farklı kazanacak" diye gidiyor, maç sonunda ortalık toz duman. Biz ne yapalım şimdi; Haa en iyi hedef hakem, vur vur rahatla. Penaltıyı vermedi ya.. Lorant'a dokunma, onu getiren yönetiye sataşma, sahada yürüyecek hali kalmamış Revivo'yu suçlama...

FENER ŞAHLANIR!

Bu durumda şimdi ben mi suçluyum? Fenerbahçe'yi bu hale Can Bartu mu getirdi? Yoksa Selim Soydan mı? Belki de Ziya Şengül'dür. Düşüne düşüne bir gün kafayı sıyıracağız galiba. Fenerbahçe'yi hala ayakta tutan ne biliyor musunuz? Galatasaray ve Beşiktaş'ın da çok iyi oynamamaları. Belki onlar tökezler, belki Fener şahlanır. Olur ya, umut umuttur, ye Fenerlim ye... Şimdi sofranıza AIK Solna'yı koyacaklar. Siz doyarmısınız bilmem, ama turu geçersek yönetime ziyafet sofrası olur.

TERİM'E SALLAYANLAR

B ir zamanlar Fatih Terim'i yere göğe sığdıramıyorlardı, bu kez gerçek yüzlerini gösterdiler. Üç maçta tırmalamaya, ısırmaya başladılar. UEFA Şampiyonu olan Galatasaray'ın, Süper Kupa'yı kazanan Cimbom'un, üç beş haftada değil de 4 yıllık bir çalışmayla kazanıldığını çabuk unuttular. Vefasızlık diz boyu. Ama yarın yeniden omuzlara alırlarsa hiç şaşırmam. Çünkü onlar sadece günü yaşıyorlar. Bu alemde her türlüsü var. Karakter meselesi. Discovery, Animal Planet, National Geographıc gibi kanalları izleyin göreceksiniz. Denizde, havada, karada her yerde varlar. Kravat takıp aramızda da dolaşıyorlar.

SARAJEVO'YA KADAR

Beşiktaş da diken üstünde. Hem oyunları, hem yönetimleri eleştiriliyor. İyi oynamadıkları ortada. Ama çok kayıpları da yok. Bir de medyanın yakından ilgilendiği Paskal Nouma'sı var. Peşinden Cordoba, İlhan Mansız gibi isimler de Beşiktaş'ın derinlemesine incelenmesini engelliyor. Beşiktaş'ın magazin tarafı futbolundan biraz daha renkli. İlk başlarda yönetimin hakemlere yönelik feryatları asıl hedefin değişik yönlere çekilmesini sağlamıştı. Bu her zaman olabilir. Ama Beşiktaş, Sarajevo maçı ile ya düzlüğe çıkar, ya da yeniden tartışma ortamında bulur kendisini. Bekleyip göreceğiz.
Sağlık ve mutlulukla kalın...



1 Ekim 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED