Galatasaray'ın "nokta hedefi" Brugge maçıydı. Maçın nokta hedefi ise Suat'tı. Oyunun gidişatına göre Fatih Terim iki defansa bile düşübileceğini hesaplamış, dolayısıyla öne Sua'tı koymuştu. Batista desteğiyle "top kapma stratejesi" maç başlarken gözlendi.

Ama maç başladıkktan sonra nokta hedefe atış yapacak olan Ümit Karan ve Arif'e servis gelmiyordu. Çünkü Hasan daha henüz sezona bile başlamamıştı. Hasan'ı bilmesem nerden aldınız bu adamı diye sorardım. Çünkü yanımdaki Belçikalı gazeteci "Hasan dediğiniz bu mu" diye bana sordu. Hasan ve Arif nedeniyle Fatih Terim kalan üç beş saçını da yoldu.

"Harekat" gizli mizli falan değildi...

"Saldır" gelmişti bir heryerden.

Ama Felipe'nin dansını kendi yarı sahasında yapmak zorunda kalması, rakibinde Barcelona'dan kopya çekmesi Sarı-kırmızılıları önemli bir "zaafa" uğratmıştır. Çünkü savunan takım Hasan nedeni ile 12 kişi, saldıran takımda yine Hasan nedeniyle 10 kişiydi.

Niketim Hasan'a daha fazla dayanamayan Terim oyuna Baliç'i alarak hücuma zenginlik kazandırdı. Her geçen dakika Bülent ve Batista'nın performansı artarken Suat, Ümit Davala ve Felipe'nin yorgun düşmesi nedeniyle bir türlü orta sahada düşünülen varyasyonların yapılamaması nedeniyle sonuca gidilemiyordu.

Sonuç olarak Galatasaray erken alabileceği 2. tur vizesini geride kalan 3 maça bıraktı.

ÜMİT AKTAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu