T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kişiye göre ceza var da, kişiye göre hukuk niye olmuyor?

Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olabilmesi, Anayasa'da yapılacak küçük bir değişikliğe bakıyor.

CHP destek verirse (ki, Deniz Baykal "paket" halinde gelecek her türlü öneriye onay vereceklerini açıklamıştı) bu mümkün olacak.

Gerçi Baykal, hazırlanacak anayasa değişikliği paketine öncellikle "dokunulmazlıklar"ın dahil edilmesini istiyor ama, AKP'nin bu konudaki tavrı net: Hukukun siyasallaştığı ülkelerde kürsü masuniyetini ortadan kaldırmak hem temsil mekanizmasının işlerliğine halel getirecektir, hem de "siyasal karar iradesi"ni zaafa uğratacaktır.

Demek ki kısa vadede CHP'yle AKP'nin üzerinde uzlaşacakları bir "anayasa değişikliği girişimi" mümkün görünmüyor.

Bu ne demektir?

Halkın Başbakan olarak görmek istediği Erdoğan'ın, kimilerine göre "muvazaa" bir anayasa değişikliğiyle Başbakanlığa getirilmesinin yolu şimdilik kapalı...

Peki, AK Parti ne düşünüyor?

Daha doğrusu Erdoğan, kendisine Başbakanlık yolunu açacak anayasa değişikliğine nasıl bakıyor?

Hiç sıcak bakmıyor.

Elbette olması gereken, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir hükümetin kurulmasıydı ama, olmadı...

Şu hassas şeraitte hukuku zorlamanın anlamı yok.

Anlamı da yok, yararı da yok...

Zaten AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Arınç değişik platformlarda partisinin görüşlerini dile getirmiş, üzerine basa basa, "kişiye göre düzenleme yapmaktan yana olmadıklarını" açıklamıştı.

Eeee?

Peki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, "kişiye göre hukuk olmaz" açıklaması nerden icap ediyor? Ortada, bizim bilmediğimiz bir "hazırlık" mı var ki, uyarma gereği hissediyor?

Kişiye göre hukuk olmaz, doğru...

Ama, kişiye göre ceza da olmaz.

Olmamalıdır...

Recep Tayyip Erdoğan'ın nasıl, hangi şeraitte yargılandığını ve cezalandırıldığını sanırım Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer de hatırlayacaktır.

Erdoğan'ın yargılanması, "kişiye göre ceza" uygulamasının en tipik, en somut örneğiydi.

Mahkeme safahatına girmek istemiyorum. YSK'nın "milletvekili seçilemez" kararını hatırlatmak yeterlidir sanıyorum.

YSK'ya göre, Doğu Perinçek 4616 sayılı erteleme yasasından yararlanıp milletvekili seçilebilir ama, Murat Bozlak, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan bu yasadan yararlanıp milletvekili seçilemez.

Niye?

Yanıt yok...

Hadi Cumhurbaşkanımız hepimizin pek bir takdir ettiği "hukuk hassasiyeti" gereği ve biraz da basında çıkan haberlerin dolduruşuyla böyle bir açıklama yapmıştır diyelim, peki tarafsız Adalet Bakanı Aysel Çelikel'e ne oluyor?

Tarafsız Adalet Bakanı Aysel Çelikel de Erdoğan'ı, dolayısıyla AK Parti'yi uyarma gereği hissetmiş:

"Kişiye göre hukuk olmaz!"

Haklı...

Ama kişiye göre yaptırım da olmamalı, öyle değil mi?

Oysa aynı Aysel Çelikel, Sabah gazetesi kıtır atmıyorsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'yla kafa kafaya vermiş, "Erdoğan'ın milletvekilliğini nasıl önleriz" diye özel önlem geliştirmişti.

Hatırladığım kadarıyla Çelikel bu haberi tekzip etmedi.

Demek ki hukuk, istenirse, "kişiye göre" düzenlenebiliyormuş.

Kişiye göre ceza olabiliyorsa, kişiye göre anayasa değişikliği niçin olmasın?


12 Kasım 2002
Salı
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED