T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

S P O R
Taraftar ağır hasta

Küfür edebiyatında patlama yaşıyoruz. Sahaya yağmur gibi cep telefonu, bozuk para yağıyor. Öfkesini dindiremeyenler tribünleri ateşe veriyor, koltukları kırıp sahaya fırlatıyor. Ve biz bunlara ne yazık ki, taraftar diyoruz.

HAFTANIN YORUMU
SALİH SEZER

Son derbide yakalanıp sorgulananlar arasındaydı. Ağzından salyalar akarak şöyle diyordu;

"Ama önce onlar yaptı."

Üstünden çıkan kasatura boyundaki bıçağı sahaya fırlatamadan yakalanmıştı.

Başkomisere sordum;

"Ne cezası var?"

Önce cevap vermek istemedi. Sonra da farklı bir görüş belirtti;

"Bunların mahkemeye değil, hastaneye sevkedilmesi lazım"

BUNALIM BULAŞICI

Toplum psikolojisi eğitimi almış olan başkomiser gerçeği ayrıntıda söylemişti. Maçlarda yakalanıp karakola götürülenlerin tamamına yakını hastaydı. Ruh hastası.. Kendisi de diyordu zaten;

"Ben hastayım abi. ............. için ölürüm"

Daha 23 yaşında, yaşamak varken ölmeyi tercih edenlerin nedenlerine bakar mısınız;

"Önce o küfür etti..."

"Önce o vurdu..."

"Önce onlar kırdı, yaktı, dövdü, öldürdü...."

AMAÇ ZARAR VERMEK

Her maç öncesi planlar yapıyorlar... Statlara patlayıcılar ne zaman ve hangi yoldan girecek. Guruba hangi yönetici bilet desteği verecek. Yeni pankartların hazırlanması, sloganlar filan hepsi plan program dahilinde. Takımı desteklemek kimin umurunda. Amaç zarar vermek. Sanki bir tedavi şekli. İşlediği bütün suçları şayet yakalanmazsa, ertesi gün göğsünü gere gere anlatacak. Ama o belki yaptıklarının suç olduğunun bile farkında değil. Çünkü hasta.

ONLAR BİZDEN DEĞİL

Milyarlarca lira ceza ödüyorlar.. Seyircisiz oynama cezaları veriliyor. Ama yine de önüne geçilemiyor. Her olaylı maçtan sonra kulüp başkanları yöneticiler verdikleri demeçlerde, "Onlar bizim taraftarımız değil" diyorlar. Mantık olarak haklılar. Hangi taraftar kendi kulübüne zarar vermek ister? Yani, yönetici hasta olanı kendinden saymıyor. Polisiye tedbirler de yeterli olmuyor. Taraftarın deplasmana götürülmemesi çare olarak gösterilmişti. Ama uygulayamadılar. Demokrasi, insan hakları gibi gerekçeler var. Su gibi sızıyorlar. "Hasta" diyoruz ama bu konularda çok akıllılar. Arkadaş, eş dost, internet siteleri filan, biletler alınıyor.

ÇARESİ VAR

Dikkat ediyorum da bir kısım taraftar küfür edeni, koltuk kıranı, telefon fırlatanı uyarmaya, engellemeye başladı. Aslında iyi bir gelişme. Polis, yönetici, görevli engelleyemiyorsa, devreye sağlıklı taraftar girmeli. Yani "otokontrol" Galiba tek çözüm de bu. Sayılarının artması için de bir gayret gösterilmeli. Mesela iyi taraftarın bulunduğu tribünlerin biletlerine çekiliş yapılmalı. Bir elektirik süpürgesi, çamaşır makinası, buzdolabı gibi. İyi taraftar kötü taraftarı bitirmeli. Hastalar ise artık karakollara değil, hastanelere sevkedilmeli.

Hayırlı Ramazanlar diliyorum...




12 Kasım 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED