T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sol, mevcut Anayasa ve Kurucu Meclis

Mevcut 1982 Anayasası'ndan herkes şikayetçi. Nerede ise bütün siyasi partiler programlarının başına Anayasa'nın değiştirilmesi hedefini yerleştiriyorlar. Belli başlı baskı grupları, sivil örgütler, akademisyenler, düşünürler, basın camiası Anayasa'nın değiştirilmesi ihtiyacını yüksek sesle yıllardır seslendiriyorlar. Bu ortamda mevcut Anayasa'nın olduğu gibi kalmasını savunan hiç kimse yok. İlginçtir bu Anayasa'nın mimarları da değişiklikten yana kanaat beyan ediyorlar.

Aslında mevcut Anayasa halkın yüzde doksan ikisinin oyu ile kabul edilmiş olsa bile bir türlü toplum kesimleri tarafından yeterince benimsenmemiştir. Bunun özünde de Anayasa'nın muhtevasından çok yapılış biçimi ile darbe sonrasının şartlarının ürünü olmasının payı var. Zaten Türkiye'de nerede ise bütün Anayasalar olağanüstü dönemlerin ve şartların ürünü olmuştur ve bundan dolayı da bir türlü toplum katlarında yeteri kadar meşruiyet kazanmamıştır. Bu ciddi bir sorundur.

Bu sorunu aşmanın bilinen en mantıklı yolu Anayasa'nın normal bir dönemde ve gerçek anlamda bir Kurucu Meclis eliyle yapılmasıdır. 1995'ten bu yana köklü denebilecek bazı değişiklikler yapıldı. Ama yine de sorunlar bitmiş değil. Her ne kadar Anayasamız Anayasa değişikliklerini zorlaştırmış ve değiştirilmesinin önüne önemli bir zırh koymuşsa da iç ve dış dünyadan gelen baskılar ve özellikle de Avrupa Birliği sürecindeki acil zorunluluklar siyasetçileri bu konuda birlik olmaya mecbur bırakmış, zorluğuna rağmen bazı değişiklikler yapılabilmiştir. 1961 Anayasası'nda normal dönemlerde herhangi bir değişiklik yapmak mümkün olmamıştır. Bugün hiç olmazsa bazı maddelerini değiştirebiliyoruz; bu önemlidir.

Son seçimlerle teşekkül eden Meclis yapısı Anayasa'nın yeniden yapılması, köklü değişikliklere gidilmesi veya restore edilmesi konusunda önemli bir fırsat yaratmıştır. Ak Parti tek başına değiştirecek güce sahip gözükmese de muhalefetin de desteğiyle bu gerçekleştirilebilir.

CHP Anayasa konusunda şaşırtıyor...

Fakat Anayasa'dan en çok şikayet eden, bir türlü kabul etmeyen ve her fırsatta karşı çıkan sol ve sosyal demokrat kesimlerin siyasal örgütü olarak öne çıkan Cumhuriyet Halk Partisi'nin Anayasa değişikliğine karşı çıktığını görmemiz gerçekten şaşırtıcı bir durumdur. Düşünebiliyor musunuz, kendini sol veya sosyal demokrat olarak tanımlayan ve mevcut Anayasa'yı her fırsatta eleştiren CHP Anayasa değişikliğine karşı çıkıyor ve onu savunmaya çalışıyor. Bu kabul edilebilir, anlaşılabilir bir durum değil.

Türkiye'de solun ve sosyal demokrat kesimlerin bir türlü aşamadıkları temel sorun işte budur. Genelde darbelere ve darbecilerin tasarruflarına dayanıyor ve onların düzenlemelerine destek veriyorlar. Ama bir yandan da halk arasında bunları eleştirmekten geri durmuyorlar. 1961 Anayasası'nda herhangi bir değişiklik yapılmasına karşı çıkanlar onlardı, bugünküne de onlar karşı çıkıyorlar. Türk solu gerçekte statükodan yana bir duruş sergiliyor gözüküyor. Ama söylem düzeyinde tamamen farklı şeyler dile getiriliyor. CHP bu konudaki tutumunu bir kez daha gözden geçirmeli ve paradoksal duruşunu sorgulamalıdır. Gerçi bu partiye sosyal demokratların değil statüko yanlılarının oy verdiklerini biliyoruz ve bunu dikkate aldığımızda gelişmeleri normal göruyoruz. Ama yine de CHP'nin gerçek bir sosyal demokrat parti olmasını bekliyoruz.

TBMM yeni bir Anayasa yapmamalı, Kurucu Meclis tesis etmeli...

Ak Parti'nin Anayasa'yı tümüyle veya önemli kısımlarını tek başına değiştirmesinin doğru olmayacağının farkında olduğunu görüyoruz. Başbakan'ın muhalefetle birlikte yapacağız demesi önemlidir. Sandığa giden seçmenlerin yüzde kırkbeşinin temsilci gönderemediği bir Meclis tarafından yapılacak bir Anayasa veya gerçekleştirilecek köklü bir değişiklik her zaman tartışılacaktır. 1961 Anayasası'nın yapımında toplumun yarısının dışlanmış olması onun meşruiyetini devamlı tartışmalı ve sorunlu hale getirmiştir. Bundan ders alınmalıdır.

Mevcut Meclis'in yeni Anayasa yapması değil yeni Anayasa yapacak bir Kurucu Meclis tesis etmesi daha doğru bir yöntem olacaktır. Bütün toplum kesimlerinin temsilcilerinin yer aldığı bir Kurucu Meclis tesis edilebilir ve bu Meclis aracılığıyla yapılacak yeni bir Anayasa halkın oyuna sunulduktan sonra yürürlüğe sokulabilir. Yeni Anayasa yürürlüğe girdiğinde 1982 Anayasası da yürürlükten kalkmış ve böylece değişmiş olur.

Mevcut Meclis'in Kurucu Meclis tesis etmesi ve ona yeni Anayasa yapma yetkisi vermesi her türlü tartışmayı bitirecek, demokratik ve sivil bir Anayasa'nın yapılmasına büyük bir hizmet yapılmış olacaktır.


28 Kasım 2002
Perşembe
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED