Yeni Safak Online...
T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

R A M A Z A N
Ah bir de annelerinin yemekleri olsaydı

Yurtlarda Ramazan bir başka telaşlı geçer. Sahura kadar ders çalışıp sohbet eden gençler, iftar vakti büyük bir aile halinde oruçlarını açar. Ardından ver elini Sultanahmet ya da Eyüp... Ama hepsinin ortak bir özlemi var: Annelerinin yemeği...

Üniversite tahsili için İstanbul'a gelip yurtlara yerleşen öğrenciler bu yıl Ramazan'ı ailelerinden uzakta geçirmenin burukluğunu yaşıyorlar. Büyükşehirdeki Ramazanların renkliliği öğrencileri etkilese de hemen hepsi bu mubarek ayda ailelerinin yanında olmayı tercih ettiklerini söylüyorlar. Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu'nda kalan Gözde Erbay da bu öğrencilerden yanlızca biri. İlk kez Ramazan'ı ailesinden uzakta geçiren İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 18 yaşındaki Gözde Erbay, "Arkadaşlarımla iftar yapmak güzel ama ailemin yanında olmayı isterdim" diyor.

Arkadaşlarla olmak güzel ama

Yurtta oruç tutmanın ilk günlerde kendisine çok zor geldiğini söyleyen Erbay, en çok da annesinin iftarda hazırladığı yemekleri özlüyor. Erbay, Çemberlitaş'taki ilk orucu, şöyle anlatıyor: "Gece odaca sahura kalktık. Farklı şehirlerden gelmiş 8 kızla birlikte sahura kalkmak ilginçti. Çünkü hiç bu kadar büyük bir kalabalık eşliğinde sahura kalkmamıştım. İftarı da yine yurtta çok büyük bir kalabalık eşliğinde açtım. Arkadaşlarla açmak, iftara gitmek güzel ama ailemin yanında olmayı da çok isterdim." Erbay, Ramazan'ın büyükşehirde oldukça farklı geçtiğini ifade ederek "Burada birçok aktivite yapılıyor. Küçük yerlerde ise daha çok evde geçiyor vakit. Sultanahmet'e gitmek, Eyüp'e gitmek güzel ama ailenin yanında daha mutlu oluyorsun" diyor.

Ailemi daha çok özlüyorum

Almanca Öğretmenliği son sınıf öğrencisi olan ve 4 yıldır Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu'nda Ramazan ayını geçiren 36 yaşındaki Remziye Sezer ise çocuklarının İzmir'de olmasından dolayı buruk bir Ramazan geçirdiğini söylüyor. 17 ve 15 yaşında iki çocuk annesi olan Sezer, "Dört senedir Ramazan bana hep hüzün veriyor. Çünkü ailemle sahura kalktığım, iftarı açtığım günleri özlüyorum. Ramazan'ı aileyle birlikte geçirmek çok daha özeldir" diyor.

Soluğu Sultanahmet'te alıyoruz

Çemberlitaş Kız Yurdu'nda kalan kızların iftar sonrası soluğu Sultanahmet'de aldığını söyleyen Sezer, burada ezan sesleri ve camilerin Ramazan'ın manevi ruhuna uygun bir dekor oluşturduğunu ifade ediyor.

RAMAZAN HER ORTAMDA GÜZEL

İSEGEV Cerrahpaşa Kız Öğrenci Yurdu'nda kalan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Refika Purtul ise Ramazan ayını sınavlarla geçirdiğini belirterek, "Ramazan'ın manevi havasını stresli bir ortamda yaşayarak geçiriyoruz. Çünkü Ramazan ayı benim için hep sınavlarla geçti" diyor.

Purtul'un da en büyük özlemi diğer kızlar gibi aileyle paylaşılan Ramazanlar olsa da " Ramazan ayı öyle bir ay ki bulunduğun ortam neresi olursa olsun büyük bir tat alıyorsun" diyerek Ramazan'ın manevi büyüsüne kapıldığını anlatıyor.


Yerde, gökte ve yeraltında en çok olan nedir?
Durmadan kendisine soru sorulan, akıl danışılan, sıkıntılı zamanlarda yardım istenilen Behlül Dânâ, halifenin kendisine bu da bilinmez mi kabilinden sorduğu soruya cevap verdikten sonra: "Hep siz bana sorarsınız, şimdi de sen söyle ey mü'minlerin emiri, şu üç şeyin cevabını, yerin üstünde, yerin altında ve semada en çok olan şey nedir?" diye sualini sorar. Aslında çok zeki, inançlı, mümkün olduğunca âdil, ilim sahibi pratik zekâlı ve iyi bir devlet adamı olan Hârun Reşid, bu soru karşısında biraz düşündükten sonra: "Yerin üstünde en çok olan insan, hayvan ve bitkilerdir,
Yerin altında en çok olan ölülerdir,
Semada en çok olan da Allah'ın melekleridir". cevabını verir. Bu cevap üzerine Behlül Dânâ "Bilemediniz ya emir-ül mü'minin,
Yeryüzünde en çok olan hırs ve tamahdır
Yerin altında en çok olan ölülerin nedâmetidir.
Semâda ise en çok olan adil kişilerin âdâletlerinin ecridir" cevabını verir.
DERLEYEN: İSMAİL ÖZGÜMÜŞ

RAMAZAN ETKİNLİKLERİ
  • Sultanahmet'te saat 20.30'dan itibaren sırasıyla, Hacivat-Karagöz oyunu, Sunay Akın'ın 'İstanbul ve İnsan' konulu konferansı ve İbrahim Benlioğlu ile Selahattin Alpay konseri var.

  • Bayrampaşa Belediyesi Kültür Salonu'nda, saat 20.00'de Erdem Beyazıt ve Recep Garip'in de katılacağı şiir gecesi,

  • Büyükçekmece Kervansaray'da saat 20.00'de folklor gösterisi

  • Eyüp'te saat 20.00'de Ertuğrul Erkişi'nin TSM konseri,


    İFTARA NE HAZIRLAYALIM?

    Isırgan çorbası, Domates tepsi musakkası, Peynirli katmer, Yoğurt tatlısı
    PATATES SALATASI
    MALZEMELER: 2 yumurta, 1 tatlı kaşığı karbonat, 1 çay bardağı sıvıyağ, 1 su bardağı süt, 5 su bardağı un, 500 gr. tuzsuz peynir. Şerbeti: 5 su bardağı şeker, 3.5 su bardağı şeker, 300 gr. tereyağı.
    YAPILIŞI: Yumurta, yağ, süt, karbonat karıştırılır. Un ilave edilip yoğurulup kulak memesi yumuşaklığında olması gerekir. Hamuru ortadan ikiye bölün. Her parçayı 12 parçaya bölüp yuvarlayın. Nişasta ile tepsi büyüklüğünde açın. 12 yufkayı sırayla tepsiye koyun. Arasına rendelenmiş peynir serpip bir 12 yufka daha yerleştirin. Dilimlere kesin. Kızgın tereyağını üzerinde gezdirin. Fırına verin. Katmer soğuyunca sıcak şerbet döküp sıcak olarak servis yapın.

    Semazenler İtalya yolcusu
    Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, İtalya'nın Milano, Roma ve Napoli kentlerinde sema gösterisi yapacak. Kültür Bakanlığı'na bağlı Topluluk Müdürü Mehmet Öztorun, 10-17 Aralık arasında düzenlenen Mevlana Haftası öncesinde, son gösterilerini İtalya'da gerçekleştireceklerini söyledi. Quality Project adlı derneğin düzenlediği organizasyonla, 29 Kasım'da İtalya'ya hareket edeceklerini ifade eden Öztorun, 30 Kasım'da Milano Giusseppe Verdi Konservatuvar Salonu'nda, 2 Aralık'ta Roma'da Tendastrisce Salonu'nda ve 3 Aralık'ta Napoli'de Tenda Palapartenope Salonu'nda sema gösterisi düzenleyeceklerini ve Türk Tasavvuf Müziği konseri sunacaklarını kaydetti. Öztorun, dünyaca tanınan bir düşünür ve şair olan Mevlana'nın semasının, yurtdışında çok büyük ilgi gördüğünü söyledi. İtalyanlar, gösterileri 16-21 euro ücret ödeyerek izleyebilecekler.

  •  
    Allah (c.c.) kulun tevbesine sevinmektedir
    Haris b. Süveyd anlatıyor: Abdullah b. Mes'ud (r.a.) hastalanmıştı, ziyaretine gittik. Bize iki hadis rivayet etti: "Mümin günahını şöyle görür. O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Facir (fasık) ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür." Sonra dedi ki: Ben Resulullah(s.a.s.)in şöyle söylediğini işittim: "Allah, mü'min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir: Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmek üzere (yola çıkar). Bir ara (yorgunluktan) başını yere koyup uyur. Uyandığı zaman görür ki, hayvanı başını alıp gitmiştir. Kaybolan hayvanı her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda aç, susuz, yorgun ve bitap düşer ve bulmaktan ümidini keserek «Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım» der. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır. Derken bir ara uyanır. Bir de ne görsün! Üzerinde yiyecek ve içeceği ile hayvanı başı ucunda durmaktadır, sevincinden ne yapacağını şaşırır. İşte Allah'ın, mümin kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kayb olan bineğini bulan adamın sevincinden (çok daha) fazladır."
    Sahih-i Buhari, Da'avat, bab: 4, 6308 numaralı hadis Sahih-i Müslim: 2744 numaralı hadis Bu Hadis-i Şerif'te bir temsil vardır. Ölümle karşı karşıya kalan bir kimsenin o halden kurtulmasıyla ne kadar sevindiğini tasavvur edelim. Allah Teala (c.c)da kulunun tevbe etmesiyle o kişiden daha fazla sevinmektedir. Allah'ın sevinmesi, bizim sevinmemiz gibi değildir. Allah (c.c.) insanların taşıdığı sıfatlardan münezzehtir. Allah'ın sevinmesi kulundan razı olmasıdır.
    İnsanoğlu günah işleyecek yapıda yaratılmıştır. Nefis ve Şeytan insanın günah işlemesi için onu adeta zorlar. Bu durumda iradesi zayıf olanlar nefsine mağlup olur ve günaha girer. Acaba bu durumdan bir kurtuluş yolu yok mudur? Elbette ki vardır. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu tevbedir. Bu Hadis-i Şerif de Cenab-ı Hakk'ın kulunun tevbesine ne kadar sevindiğini bize müjdelemektedir. Mümine düşen bir an önce tevbe etmesidir. Bilhassa günahların affedildiği, duaların kabul edildiği mübarek Ramazan ayını fırsat bilmeli, günahlarından tevbe etmeli ve Rabbini sevindirmelidir. Tevbeniz kabul, günahlarınız affolsun.

    10 bin aileye gıda yardımı
    Kurduğu bin kişilik iftar çadırı ile fakirlerin ve kimsesizlerin umut kaynağı olan Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, bununla da kalmayıp, eşi Bedriye Aydın ile birlikte vatandaşları evlerinde ziyaret ediyor. Ev sahipleriyle aile ortamında sohbet eden Aydın, amaçlarının insanları mutlu etmek olduğunu söyledi. Aile bireyleri ile tek tek görüşen ve sıkıntılarını dinleyen Murat Aydın, Zeytinburnu'nda hizmet anlayışını daha da iyi düzeye getirmek için gece gündüz çalıştıklarını belirtti. Başkan Aydın, belediye olarak her gün bini iftar çadırında, 2 bin 500'ü de aşevinde olmak üzere toplam 3 bin 500 kişiye yemek verdiklerini de söyledi. Ramazan ayı sonuna kadar gıda yardımında bulundukları aile sayısının 10 bini aşacağını vurgulayan Aydın, bunu yaparken insanların onurlarını incitmemeye çalıştıklarını söyledi.
    28 Kasım 2002
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED