T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ne sosyal, ne demokrat! Ne deve, ne kuş!

Bazı arkadaşlar, şakayla karışık, 3 Kasım'dan sonra esen "görece barış havası"nın, benim gibi cedelci ve "gerilim"den beslenen yazarlara yaramayacağını, herşey yolunda gittiği için belki de işsiz kalacağımı hatırlatıp, tez elden bir meslek edinmemi öğütlüyorlar...

Ne münasebet...

Bu solcular, hele de "cunta anayasası"ndan şekvacı olup, anayasayı değiştirme fırsatı ayağına geldiğinde "Bu anayasa değişikliği de nereden çıktı" diye mızıkçılık yapan sosyal demokratlar varolduğu sürece bize ekmek çok...

Kürşat Bumin, dün köşesinde yakınıyordu:

"Bu mu sol, bunlar mı solcu? Dibacesinden son faslına kadar üzerinden 12 Eylül askeri rejiminin kokusu yükselen bu Anayasa'yı koruyacak kadar 'tutucu' olan bu siyasi hareket mi sosyal demokrat? Solculuğun bu ülkedeki tarihi, mevcut yapıya herşeyiyle sıkı sıkıya sarılmakla mı sınırlı?"

Sol bu maalesef...

Resmî sol...

Resmî olmayan sol da bu.

Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı'nın (adını şu an getiremiyorum) "özgürlükler" konusunda ne düşündüğünü daha önce aktarmıştım.

Ama konumuz Türkiye sosyal demokratları... Daha doğrusu, Deniz Baykal.

Aşağıda okuyacağınız satırları bundan birbuçuk yıl önce, yine bu köşede yayımlamıştım.

Başlık bile aynıydı...

Onlar değişsin, "Türkiye'nin bazı hassas dengeleri"ni solculuk sanmaktan vazgeçsinler, biz işsiz kalmaya razıyız.

Okuyalım:

Türk sosyal demokrat hareketi, yani CHP, zannedildiği gibi Marx'a ve sosyalizme değil, Mustafa Kemal'e, dolayısıyla Mustafa Kemal'in kurdurduğu "Türkiye Komünist Fırkası"na dayanmaktadır.

Özünde statükocu ve devletçidir.

Sol düşünceyi değil, "altı ok teokrasisi"ni savunmaktadır.

Bunun böyle olduğunu, her kurultay öncesi genel başkanlığa göz kırpan ve nihayet milletvekilliğine razı olan (inşaallah Cumhurbaşkanlığı'nı da göreceğimiz) Zülfü Livaneli de itiraf ediyordu:

"CHP'nin gerçek kimliğini hatırlatmakta yarar var. Cumhuriyet Halk Partisi Gazi'nin partisidir. Yani, Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu devrimci bir partidir. Temelinde İttihat ve Terakki komploculuğu değil, Müdafaa-i Hukuk anlayışı yatmaktadır."

Hah, bu işte...

Bizim de yıllardır anlatmaya çalıştığımız buydu:

CHP, Gazi'nin partisidir, sosyal demokratlıkla bir ilgisi olamaz diye...

Gerçi CHP, süreç içinde "müdafaa-i hukuk" anlayışından yüzgeri edip, İttihat ve Terakki komploculuğuna sarıldı ama, bu bahs-i diğer...

Peki Mehmet Altan ne diyor?

"Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün kurumlarının resmî ideolojisini 'altı ok' oluşturmaktadır. Darbe anayasasında 'kemalizm' resmî ideoloji olarak yer almaktadır. Millî Güvenlik Kurulu ve Genel Sekreterliği, temel amacını Türk halkını 'kemalist ilkeler etrafında toplamak' olarak belirtmektedir. Hatta tüm askerî darbelerin kemalist ilkelerden uzaklaşıldığı için yapıldığı söylenmektedir. Böylesine bir devlet ideolojisinin, halkı temsile yönelmesi gereken 'sosyal demokrat' partide işi nedir?"

Soru, aslında İnönü-Karakaş-Sağlar üçlüsüne.

CHP, adam gibi bir "sosyal demokrat" parti mi olacaktır, yoksa "altı ok"un çerçevelediği "teokratik" umdelere bağlı kalarak, bu alanda inisiyatifi zuhur edecek bir başka sol harekete mi kaptıracaktır?

Görelim bakalım!


28 Kasım 2002
Perşembe
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED