T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Beraat düşünceleri...

Türk halkının yarısı mahkemelik; bu sebeple de, yargılanma, hemen herkes için 'sıradan' sayılabilecek bir âkıbet. Ancak mahkemenin soğuk yüzü yine de ürkütücü; özellikle de, yargılanma, fikir özgürlüğünü kısıtlayan maddelerle ilgiliyse... Dün, Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesini çiğneme iddiasıyla yargılandığım İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nden (DGM) aldığım beraat kararı bu bakımdan önemli. Zihnimden büyük bir yük kalktı, rahatladım.

Türk basın tarihi, bir bakıma, Türk adalet tarihidir de. İlk gazetenin yayına başladığı 150 yıl öncesinden bugüne, eli kalem tutan nice insan mahkemelerden geçti. Bir ara, cezaevlerinin sadece fikir suçlularının misafir edildiği bölümleri bulunduğu da biliniyor. Ankara'daki cezaevinin fikir suçluları koğuşuna 'Hilton' deniyordu. Mesleğimizin büyüklerinden, kısa veya uzun süreli olarak, Hilton'da misafir edilmeyen pek az kişi vardır. Nazım Hikmet'in yattığı hapislerin toplamı 20 yıla yakındı; bir Fransız ansiklopedisinin, Necip Fazıl Kısakürek için, "Hayatının yarıya yakınını cezaevlerinde geçirdi" diye yazdığını yine Necip Fazıl'dan öğrenmiştik...

Başına gelmeyen bilmez: Sonunda hapis cezası bulunan dâvâlara muhatap olanların yalnız kendileri değil, yakın çevreleri de müthiş tedirgin oluyorlar. 'Fikir suçlusu' olarak görülen kişilerin dâvâlarının, her eğilimden fikir sahibi insanlar tarafından izlenmesi de bu ortak tedirginlikle ilgili. Yakın ve uzak aile fertleri, dost çevresi, meslekdaşlar, içlerinden birinin sadece yazdıkları (veya benim durumumda söyledikleri) yüzünden hapse girme ihtimali karşısında yekvücut oluyorlar.

Türkiye, ceza yasasında, maalesef, bazı fikirleri 'suç' olarak gören nâdir ülkelerden biri. Bizdeki 312 ve 159. maddelerin benzerlerinin Batı ülkelerinde de bulunduğu yolundaki züğürt tesellilerinin pratikte bir anlamı yok; o ülkelerde varolduğu söylenen yasa maddeleri farklı ifadelerle kaleme alındıkları için oralarda yaygın bir mağdur kitlesi bulunmuyor. Varolan maddeler, tıpkı bizdeki idam cezası gibi, uygulanmıyor da. Bugün, hiçbir Batı ülkesinde, bizde yargı konusu yapılan 'suçlar' yüzünden yargılanan gazeteci veya yazar yok. Türkiye, özendiği ülkeler tarafından, en fazla, artık geride bırakmamız gereken bu tür yanlış yasa maddeleri yüzünden eleştiriliyor.

Yanlışı giderme yönünde çabalar da eksik değil, ama, 'birinin yaptığını diğerinin bozduğu' bir görüntü var karşımızda. Altı ay önce, 'Ulusal Program' gereği, anayasada iyileştirici değişiklikler gerçekleştiren Meclis, sıra ceza yasasındaki bazı maddeleri anayasanın yeni özgürlükçü havasına uyumlu hale getirmeye gelince tutuk davrandı. 159. ve 312. maddelerde az kalsın geriye adım atılıyordu; sonunda 159'da ceza indirimiyle, 312'de de ufak bir değişiklikle yetinildi.

Yargıçlar önlerindeki yasalara göre hüküm vermekle yükümlüler; bu yüzdendir ki, ceza yasalarında yoruma yer yoktur. Ceza usulünde, yanlış anlaşılmaya müsait, ufak bir kuşku kapısı bile bırakılmaması esastır. Tereddüte yol açacak, kuşkulu her unsur sanık lehine değerlendirilir. Tabii, bu, her zaman uygulamaya böyle yansımıyor.

Gönül, Türkiye'nin, sadece Avrupa Birliği yolunda atılan adımlar gerektirdiği için yasalarını elden geçirmekle yetinmemesini, bugünün dünyasında kendisini diğer ülkelerden geride tuttuğu için 'fikir suçu' kavramını bütünüyle mevzuatından çıkarmasını istiyor. İnsanların rahat ve huzur içinde fikir ürettikleri, en aykırı görüşlerin bile ifade edilebildiği ülkelerin en gelişmiş ülkeler olması bile yeterince göz açıcı değil mi? Fikirden korkmanın âlemi yok. Bunca yıldır aydınlarını cezaevlerinde süründürdü de Türkiye'nin eline ne geçti?

Yargılandığım dâvâdan beraat ettim; bu benim ve çevrem için elbette mutluluk vesilesi. Ancak, başka 'fikir suçluları'nın varlığı, beni (ve benden önce nicelerini) yargılayan ülkem için duyduğum üzüntü mutluluğumu gölgeliyor.

Hepimize düşen, Türkiye'yi bir büyük cezaevi olmaktan çıkarıp daha özgür kılarak yaşanılır hale getirmek olmalı.


6 Mart 2002
Çarşamba
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED