T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Türkiye'den ders aldık

Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunların hızlı liberalleşmeden kaynaklandığını belirten Mısır Başbakanı Atıf Ubeyd, "Sizin yaşadığınız olaylar, bizim Türkiye'nin tecrübelerinden ders almamızı sağladı" dedi.

İki ülke arasındaki diyaloğu stratejik açıdan yorumlayabilir misiniz?

Öncelikle, Mısır'a gelip benim mesajlarımı Türk halkına ulaştırdığınız için çok teşekkür ederim. Mısır'da birine: "Sen Türk müsün?" veya "Senin ailende Türk var mı?" sorusu iltifat kabul edilir. Türkiye, Mısır halkı tarafından batılı medeniyetler seviyesine erişen örnek bir ülke olarak görülüyor.

Peki sizce bu sağlam dostluğu iki ülke yararına nasıl değerlendirebiliriz?

Bence, dünyadaki kaynaklar daralırken, Türkiye ve Mısır'ın tarım sektörüne yönelik ortak projeleri, önümüzdeki yüzyılda iki ülkeye de çok büyük güç kazandırabilir. İki ülke için önemli olan bir başka sektör olan turizmi de, göz ardı etmemek lazım. Türkiye ile Mısır arasındaki politik ilişkiler ve liderler boyutunda kurulan diyaloglar son derece iyi gidiyor. Biz, Türkiye ile olan ilişkilerimizi daha da güçlendirmek istiyoruz. Ekonomik alanlarda, ithalat ve ihracatımızı büyütmek, turizm sektöründe işbirliğimizi daha da arttırmak istiyoruz. Enerji üretim sisteminin, Avrupa ile Türkiye arasındaki bölümünün bağlantısını kurmak istiyoruz. Bu taşıma hattı Ürdün, Suriye, Lübnan, Türkiye ve buradan da Avrupa'ya ulaşacak.

Bu çok önemli bir proje

Hem de çok! Çünkü bu, Türkiye için, Afrika'ya açılan bir kapı olarak değerlendirilmeli. Ve bizim için de Türkiye, Avrupa'ya ulaşan bu zincirin bir halkası. Ürettiğimiz ürünler ve doğal gazın bu bölgelere ulaştırılmasını sağlamak için Türkiye ile bir anlaşma imzaladık. Bu doğal gaz boru hattı Ürdün, Suriye, Lübnan, Türkiye ve büyük olasılıkla da Doğu Avrupa'dan geçecek, birçok bölgeyi kapsayacak.

Sizin de bildiğiniz gibi; son dönemde Türk dış politikasının en gündem maddelerinden biri; Avrupa Birliği'ne üye olabilmek. Siz Arap Dünyası'nın lideri konumundaki bir ülkenin başbakanı olarak, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyeliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açık konuşayım: Ben de Türkiye'nin, Avrupa ile sağlam ilişkiler kurması gerektiği kanısındayım.

Yani Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini destekliyorsunuz?

Evet, tabii ki destekliyorum. Türkiye'nin yaptığı gibi, biz de Avrupa ile ilişkilerimizi güçlendirmeye çalışıyoruz. Halkımızın refahı için rasyonel düşünmek zorundayız. Bu konuda önümüzde iki seçenek var: Ya mallarımızın pazarlamasını sadece kendi ülkemizle kısıtlı tutacağız, ya da Avrupa pazarlarına girip daha büyük alanlara açılma şansını değerlendireceğiz. Biz, ikinci seçeneği tercih ettik.

Peki, İsrail-Türkiye ilişkileri hakkındaki görüşlerinizi de alabilir miyim? Bazı Arap ülkeleri, bu durumu endişe ile karşılıyor ve Türkiye'yi, Filistin problemi gündemdeyken İsrail'le işbirliği yapmakla suçluyor.

Açıkçası İsrail'in varlığını inkar edemeyiz. Bunun yanı sıra İsrail'le bizim de bir anlaşma imzaladığımızı inkar edemeyiz. Bence Arap alemi olarak İsrail'le ilişkilerimizi ilerletmemiz, Filistin açısından da olumlu gelişmelere sahne olacaktır. Çünkü eğer karşı tarafla aranızda bir diyalog ortamı yaratırsanız mesajları iletmeniz daha kolay olur. Türkiye'den beklentilerimize gelince: Hem Filistin, hem de İsrail'le yaptığımız görüşmeler sonucunda, Filistin'in haklarını vermek, bağımsız bir ülke olduğunu kabul etmek ve yaklaşık 50 yıldır süren bu çatışmaya bir son vermek, İsrail'in orta ve uzun vadeli çıkarları gereğidir. İsrail'in Filistin'in bağımsızlık haklarına saygı duyacağını umuyorum. Filistinlilerin bir devleti yok, çaresizler. Ve çaresiz insanlar her türlü şeyi yapabilirler. İsrail'in olumlu tepki vereceği, barış ve adaleti sağlamak için harekete geçeceği umuduyla bu mesajı kendilerine iletmekten yılmamalıyız.

Siz Filistin probleminin çözüleceği konusunda umutlu musunuz?

Evet ben konuya iyimser yaklaşıyorum. Çünkü barışın sağlanması herkes açısından iyi olacaktır.

Siz, Irak'a düzenlenecek bir operasyonun uluslararası terörizm sorununun çözümü için gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?

Amerika'nın Irak'a bir saldırı düzenleyeceğini sanmıyorum.

Diyelim ki böyle bir operasyon gerçekleşti. Bu durumda Mısır'ın tepkisi ne olur?

Bu konuda kesin bir yargıda bulunmak bugün için çok mantıklı değil.

Afganistan'a, yani Taliban'a karşı gerçekleştirilen operasyonlar konusundaki son değerlendirmelerinizi de alabilir miyim?

Bu defter kapandı. Taliban önemli bir soruna neden oluyordu. Teröristlere ev sahipliği yapıyor, onları eğitiyor ve diğer ülkelere ihraç ediyordu. Dolayısıyla Taliban'a karşı böyle bir eylemin gerçekleştirilmesi, tüm dünyanın refahı için faydalı oldu.

Sizin de bildiğiniz gibi, ne yazık ki bazı hasta ruhlu insanlar, İslam'ın terörizmle aynı anlama geldiğini düşünüyorlar. Bu çarpık düşünceyi, önyargıyı nasıl ortadan kaldırabiliriz?

Yugoslavya'daki terörist saldırılar, insan kıyımı Müslümanlar tarafından mı gerçekleştirildi? 1950'li yıllarda meydana gelen Red Brigate saldırıları, müslüman olmayanların müslümanlara karşı yaptıkları saldırılardı. Terörist kabul edilen İRA, müslüman örgütü mü? Fransa'da da camilere terörist saldırılar düzenlenirken neden ses çıkmadı?

Türkiye'de yaşanmakta olan ekonomik sorunları, dışardan gözleyen birisi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu sorunların nedeni hızlı liberalleşme ve dünya ekonomisine kapılarınızı hızlı açmış olmanızdan kaynaklanıyor. O dönemlerde, rekabete hazır konumda değildiniz. Sizin yaşadığınız olaylar, bizim Türkiye'nin tecrübelerinden ders almamızı sağladı. Liberalizasyon arabasını hızlı sürerseniz, eski bir arabayı kullandığınızı, tecrübeli şöför olmadığınızı ve yolun engebeli olduğunu göz önünde bulundurmanız gerekir. Dolayısıyla dikkatli kullanmanız gerekir.

Şu an bizim ekonomimizin direksiyonunda olan Kemal Derviş'i tanıdığınızı biliyorum.

Evet, çok yakından tanırım. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı iken her yıl ülkemize gelir, bizi ziyaret ederdi. Bugüne kadar tanıdığım en iyi ekonomistlerden biridir. Uyguladığımız ekonomik reformda bize çok katkısı oldu. Mısır ekonomisinin güçlenmesine çok emeği geçti.

TÜRKLER MISIR'DA EL ÜSTÜNDE TUTULUYOR

Mısır Başbakanı Atıf Ubeyd, deneyimli ve eski bir devlet adamı. Felsefeyle ilgileniyor ve iktidar hırslarından arındığını; ülkesine hizmeti, 'kutsal bir ibadet' olarak kabul ettiğini belirtiyor. Türkiye'yi, özellikle de Türk medyasını ve ilişkiler ağını çok yakından takip ediyor. Başbakan Ubeyd Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'ten de övgüyle söz ediyor. Türk kökenli ailelerin Mısır'da el üstünde tutuldukları söyleyen Ubeyd, Türklerin hayatlarını gururla sürdürdüklerini belirtiyor. İstanbul hayranı olan Atıf Ubeyd, "Umarım dostumuz Türkler, Allah'ın en cömert davrandığı ulus olduklarının bilincindedir" diyor.

AMERİKA DÜNYA ÜZERİNDEKİ TEK GÜÇ

Amerika'nın Orta Doğudaki varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu anda Amerika dünya üzerindeki tek güç. Ve eğer tek güç iseniz; yöneten durumundasınızdır.

Sonuçta siz de bir güçsünüz; biz de bir gücüz. Belki, 'Amerika en güçlü ülke' diyebiliriz. Hayır. O, tek önemli güç! Hiç bir ülke, Amerika'ya meydan okuyamaz. Bütün dünyada sorunlara neden olan; Arap-Müslüman ülkelerin Amerika ile olan ilişkilerini etkileyen, Filistin-İsrail çatışmalarıdır. Eğer Amerika bu iki ülke arasında uzlaştırıcı bir rol üstlenirse bu sorun ortadan kalkar.

Yani Filistin sorununun çözümü için ABD'nin aktif rol üstlenmesi, gerektiğine inanıyorsunuz?

Kesinlikle... Bugün için İsrail-Filistin sorununun da, dünyanın başka yerindeki bir başka sorunun da çözümünü sağlayacak tek güç, Amerika'dır.

HİÇ GÜNAH İŞLEMİYORUM

Sayın Başbakan, Allah tarafından bize sunulmuş en değerli şey hayatlarımız. Ancak biz insanlar; koskoca yeryüzünü bile paylaşamıyoruz. Dinler uğruna birbirimizi öldürüyoruz. Bu çelişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazı insanlar adalete, adil yaratıldıklarına ve eşit haklara sahip olduklarına inanmıyorlar. Örneğin; terörist eylemlere girişiyor; doğru yaptıklarını sanarak cinayet işliyorlar. İnsan olarak, politikacı olarak hak ve adalet konularına önem vermeli ve herkese eşit olanaklar sunmalıyız. Zaten barışın da gerçek tanımı budur.

Sizin kendi içinizde huzurlu olmanız, kendinizle barışık kalmanız için koruduğunun bir prensibiniz var mı?

Geceleri başımı yastığa koyduğumda kendimi çok huzurlu hissediyorum. Çünkü hiç günah işlemiyorum. İnsanlara eşit ve adil davranıyorum ve ülkem için yapabileceğimin en iyisini yapıyorum.



6 Mart 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED