T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Şaron anti-Semitiktir

Bu hafta çıkan Şalom gazetesinin manşetinde iki olay yer alıyor: Biri, Saadet Partisi'ne mensup bir milletvekilinin Museviler tarafından 'kutsal' bilinen Tevrat'ın 'uyduruk' olduğuna dair sözleri; Şalom, SP'nin liderlerinden olan milletvekili için "Maksadını aştı" demekte. İkinci olay da, ünlü bir modistin İstanbul/ Swissotel'deki defilesinde açılan Filistin bayrağı... Şalom'un içinde, Filistin ile dayanışma mitinginde, Fenerbahçe'nin İsrailli futbolcusu Revivo için açılan "Go home" ve "Hitler'i şimdi anlıyorum" pankartlarıyla ilgili kınayıcı yazılar da yer alıyor...

Bir dine mensup olanın bir başka dinle ilgili doğal refleksi olmaktan anti-Semitizme uzanan dolambaçlı yoldan değişik enstantaneler bunlar... Filistin'de olan-bitenlere dünyanın duyarsızlığı sürdükçe, hiç kuşkunuz olmasın, onlara verilecek tepkiler de mâsumdan en çirkine doğru değişecektir.

Bu sadece bizde yaşanmıyor. İngiltere'de tırmanan Musevi-karşıtı hislerin havayı nasıl zehirlediğine dair iki örnek dünkü Independent gazetesinde yer alıyordu. Uluslararası üne sahip bir şâir de olan Oxford Üniversitesi profesörlerinden Tom Paulin, kendisiyle yapılan bir mülâkatta şunları söylemiş: "Amerika-doğumlu İsrailli yerleşimciler Nazi gibidirler; kurşuna dizilmeleri gerekir..." Kendisi de Musevi asıllı olan The British Humanist Association (İngiliz Hümanistler Derneği) başkanı 71 yaşındaki Bn. Claire Rayner İsrail için buraya taşınamayacak ağırlıkta sözler sarf etmiş. Yahudi ırkının tarihi sebeplerle Filistin toprağına sahip çıkmasını "Saçmalık" gören Bn. Rayner, "En üzücüsü, bu ülkede yığınlarca insanın Şaron'un yaptıklarını onaylaması" da demiş...

Filistin'e İsrail saldırısı henüz başlamışken, Avrupa'daki pek çok ülkede, Musevi mezarlıklarının tâciz edildiği, sinagogların hedef seçildiği görülmüştü. Bu tür 'anti-Semitik' olaylar, Filistin'den gelen haberler kanlandıkça daha da yaygınlaşarak devam ediyor. Yakın Çağlar'da Yahudi-düşmanı eylemlere, Yahudi kitle kıyımlarına (pogrom) sahne olmuş Avrupa'da, bu çirkin eski hastalık yeniden depreşiyor.

Filistinliler'e karşı duyarsızlık, körlük ve sağırlığa paralel olarak, eski hastalığın, özellikle fikir planında, kendisine taraftar bulduğu anlaşılıyor. Dünyanın her tarafındaki anti-Semitik yayınları izlemekle görevli Musevi kuruluşlarının bu görevleri yerine getirmekte zorlandıklarını tahmin etmek zor değil; çünkü uçsuz bucaksız fikirler evreninde giderek yaygınlaşıyor anti-Semitizm. Bu âlemin bilinen belli başlı eserleri bir kez daha piyasaya sürülüyor; düşmanlık dolu unutulmuş metinler en demokratik platformlarda yeniden hayat buluyor.

ABD'nin tasvip edici bakışları altında Şaron'un emriyle girişilen İsrail'in Filistin'deki temizlik hareketi, varlığı hiç arzu edilmeyecek bir canavarı hortlatmanın da sorumlusu. Şaron'un askerlerinin yaktığı her çocuk, öldürdüğü her genç, yerle bir ettiği her mesken, çeşitli sebeplerle kendilerini Filistinliler ile özdeşleştiren zihinlerde tahribat yapıyor. Anti-Semitizmi hortlatan atmosferin ipucu, Musevi asıllı hümanist Bn. Rayner'in, İngiliz Musevi örgütlerini ayaklandıran sözleri arasında yer alan, "En üzücüsü, yığınlarca insanın Şaron'un yaptıklarını onaylaması" cümlesinde yatıyor.

İkinci Dünya savaşı şartlarında ırklarının mâruz kaldığı vahşeti, BM'nin de katkılarıyla, bütün ülkelerin hukuk sistemlerinde 'suç' haline dönüştürmeyi başarmış Museviler, şu sırada Filistin'de süren Şaron'un kan dökücü operasyonlarını onaylayamazlar; onaylamamaları, kınamaları gerekir. Bugüne kadar, anti-Semitizm adını taşıyan fikir ve eylemlerden dolayı başkalarını suçlamış olan Museviler'i istismar eden Şaron Hükümeti, aynı kökenden -Sâmi ırktan- gelen Filistinli Araplar'a karşı kendisi benzer bir eylem yürütüyor. Anti-Semitizm bir suçsa, ki suçtur, İsrail'in Sâmi ırkından Filistinli Araplar'a karşı giriştiği eylemler de 'anti-Semitik'tir ve suç olmak zorundadır.

Kimin, ne amaçla mitinge getirdiği bilinmeyen, kimsenin sahiplenmediği "Revivo evine dön" veya "Hitler'i şimdi anlıyorum" türü pankartlara üzülenler bulunduğunu görüyoruz. Üzülmekte haklılar; ancak esas önemli olan, Şaron'un bütün İsrail ve İsrail-severler adına Filistin'de yaptıklarıdır. 'Anti-Semitizm' konusunda hassas olduğunu iddia edenler, önce dökülen kanı durdurmak için devreye girmeli, sonra da Şarongillerin eski hastalığı hortlatan anti-Semitik davranışları için bütün dünyadan özür dilemelidirler.

Bekliyoruz.


22 Nisan 2002
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED