T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

3 yılda 5 kat 'cep'lendik

TÜBİTAK-Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Enstitüsü (BİLTEN) ve ODTÜ işbirliği ile gerçekleştirilen Bilgi Teknolojileri Yaygınlık ve Kullanım Anketi çalışmasına göre, şehirdeki hanelerin yüzde 86,9'u telefon hizmetine ve yarısı da en az bir cep telefonuna sahip. Hanelerin yüzde 12,3'ünde de bilgisayar bulunuyor. Evinden internete bağlananların oranı ise yüzde 7. Gelir dağılımındaki farklılıklar sebebiyle, en alt ve alt orta gelir grupları, iletişim teknolojilerini daha az kullanabiliyor. Türkiye'nin coğrafi bölgeleri arasında da iletişim teknolojilerine sahiplik açısından farklılıklar var.

Araştırma, Türkiye'deki hanelerin yüzde 50,2'sinin cep telefonu hizmetine erişebildiğini ortaya koydu. Bu hanelerin yüzde 17,8'indeyse iki veya daha fazla cep telefonu olduğu belirlendi. Buna göre, cep telefonu sahipliği, üç yılda 5 kat artmış durumda. Hanelerin yüzde 64,1'inde tek telefon, yüzde 25,4'ünde iki cep telefonunun bulunuyor. Cep telefonu sahipliğinin dağılımı incelendiğinde, Güneydoğu Anadolu'nun yüzde 29 ile en düşük, Marmara'nın ise yüzde 61 ile en yüksek yaygınlaşma düzeyinde olduğu ortaya çıktı.

TV VE DİĞER TEKNOLOJİLER

Araştırma kapsamında sorgulanan araçlardan, hanelerde en yaygın olarak sahip olunanı televizyon olarak ortaya çıktı. Hanelerin yüzde 96,9'unda televizyon bulunuyor. Hanelerin yalnızca yüzde 4,2'sinin şifreli kanallara abone olduğu görüldü. Henüz çok yeni hizmet olan sayısal yayıncılığı kullananların oranı yüzde 1 ve kablolu televizyonda hanelerin abonelik oranı ise yüzde 10,9 olarak belirlendi. Evinde faks cihazına sahip olanların oranı yüzde 1,7 iken, video cihazı bulunanların oranı ise yüzde 17,1. Müzik dinlemek için hanelerin yüzde 75,6'sı kasetçalar, yüzde 23,6'sı da CD çalar kullanıyor. Evinde DVD sahibi olanların oranı yüzde 3,2, avuç içi bilgisayar olarak adlandırılan (palm pilot ve benzerleri gibi) araçlara sahip olanların oranı ise yüzde 1,8 düzeyinde tespit edildi.

BİLGİSAYARI SEVDİK

Türkiye'deki hanelerde bilgisayar sahiplik oranı yüzde 12,3 olarak belirlendi. Bu oranın, 1997 yılında yapılan araştırmada yüzde 6,5 olduğu göz önüne alındığında, 3 yıl içerisinde bilgisayar sahiplik oranının yaklaşık olarak 2 kat arttığı görülüyor. Evinde bilgisayar olmayanların yüzde 58,3'ü 'pahalılığı', yüzde 36,2'si ise 'ihtiyaç duymamayı' gerekçe gösterdi. Evdeki bilgisayar, genellikle internet ve e-posta servisleri için kullanılıyor. Bilgisayarı olan hanelerin yüzde 37'sinde, kullanımda öncelik internet erişiminde. Hanelerin yüzde 20,4'ünde bilgisayar, iş yerinde yarım kalan işlerin tamamlanması, yüzde 20'sinde de oyun oynanması amacıyla kullanılıyor. Evde bilgisayar sahipliği oranının en yüksek olduğu bölge ise, % 16,8'lik oran ile Marmara Bölgesi.

 
Cilt düşmanı alışkanlıklar
Cilt uzmanları, alışkanlık haline getirilen 7 işlevin, ciltte onarılması güç hasarlara yol açtığını belirtti.
Her yaşta romatizma riski
Romatizmal hastalıkların 100'den fazla türü bulunduğu ve bu hastalıklardan bir kısmının hasar verici etkileri olduğu belirtildi
Anjiyonun önemi artıyor
Türkiye'de kalp ve beyin damarlarındaki bozuklukların tedavisinde, anjiyonun işlevi ve öneminin giderek arttığı, anjiyografi ünitelerinde uygulanan endovasküler (damar içinden tedavi) uygulamasının, beyin anevrizmalarının (baloncuk) tedavisinde çok başarılı sonuç verdiği bildirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Ada, anjiyo ile endovasküler tedavisinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemli gelişmeler kaydedildiğini söyledi. Endovasküler yönteminin, Türkiye'de birçok üniversite hastanesinde yaygın halde uygulanmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Ada, bu yöntemin, beyin anevrizması tedavisinde cerrahinin yerini alabilecek düzeye geldiğini, başarı oranının yüzde 90'nın üzerinde olduğunu bildirdi. Geçmiş yıllarda cerrahinin yeterli olamayacağı durumlarda en güvenilir yöntem olan endovasküler yöntemin, günümüzde artık her hastaya uygulayabildiklerini kaydeden Prof. Dr. Ada, hastaların "kansız ve bıçaksız" olduğu için bu yönemi cerrahi müdahaleye tercih ettiklerini söyledi. Prof. Dr. Ada, kalp, beyin ve boyundaki damar tıkanıklıklarını kataterizasyonla açmaya yönelik tedavilerin başarıyla uygulandığını anlattı.
22 Nisan 2002
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED