ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, "Sayın Başbakan'ın hafızasının gücü konusunda da hayrete düşüyorum. 20 yıl önceki olayları çok net hatırlıyor" dedi. TGRT'de yayınlanan "Sağduyu" programına katılan Yılmaz, 2002 yılının 2001 yılı kadar zor bir yıl olmayacağını, özellikle kamu finansmanı alanındaki disiplinin devam ettirilmesi ve yapısal reformlarda kararlılığın sürdürülmesi halinde 2002 yılında Türk ekonomisinin mutlak düzlüğe çıkacağını söyledi.

Bazı bankalara gerçekten yazık oldu

Zayıf bankalara kaynak aktarımını öngören düzenlemeye de değinen Yılmaz, bunu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in önerdiğini, ancak kendilerinin bazı kaygıları bulunduğunu söyledi. Yılmaz, "En önemli husus, bankalara reel sektöre daha fazla kredi verme imkanı sağlanmasıdır. Bu düzenleme bu amacı sağlayabilir mi, ciddi kuşkum var" dedi. "Şu bankaya yazık oldu dediğiniz oldu mu?" sorusuna, "Elbette oldu" cevabını veren Yılmaz, ancak para olmadığı için ellerinden başka birşey gelmediğini, krediyi veren İMF ve Dünya Bankası'nın şartlarına da uymak zorunda olduklarını ifade etti.

Başbakan Ecevit'in hafızası çok güçlü

Yılmaz, Başbakan Ecevit'in sağlık durumuna ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Ecevit'in görevini sürdürmesini engelleyecek bir sağlık sorunu olmadığını söyledi. Yılmaz, "Sayın Başbakan'ın hafızasının gücü konusunda da hayrete düşüyorum. 20 yıl önceki olayları çok net hatırlıyor" diye konuştu. AB ile ilgili bir soru üzerine de Yılmaz, bu sürecin artık Türkiye'nin performansına bağlı olduğuna dikkati çekerek, "AB geçmişte bize çok haksızlık yapmıştır, bugün de bize haksızlık yapmaktadır, çifte standart uygulamıştır. Terör listesine PKK gibi en azılı terör örgütünü, Hizbullah'ı, DHKP-C'yi almamakla bu çifte standardını devam ettirmiştir. AB'den ancak Ulusal Program'da taahhüt ettiğimiz hususları yerine getirdiğimiz zaman talepte bulunabiliriz. Biz bunları yerine getirmediğimiz takdirde AB bizi üyeliğe kabul etmez. Türkiye'nin AB'ye üye olması için kendi bünyesindeki bazı hastalıkları gidermiş olması lazım. Bunlar AB'nin bizi içine almasına engeldir. Bu, güneydoğu meselesidir. Bu ulusal bütünlüğü tehlikeye atmaz