Çin Halk Cumhuriyeti, 120 yıldır işgal ettiği Doğu Türkistan'da uyguladığı baskı, zulüm ve katliamların kılıfını buldu. Çin'in 11 Eylül'de ABD'ye düzenlenen saldırıların ardından Uygur Türkleri'ne yönelik baskılara hız verdiği bildirildi. Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ebubekir Türksoy, Çin'in 11 Eylül'den sonra Uygurlar'ı "terörist" olarak göstermek için büyük bir karalama kampanyası başlattığını bildirdi.

Bölgede etkinliğini artırmak isteyen ABD ve Batılı ülkelerin Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerini gündeme getirmesinden büyük bir tedirginlik duyan Çin Hükümeti'nin, Türkler'e karşı uyguladığı zulüm, soykırım ve asimile politikasını meşrulaştırmak için "terör" kılıfını kullandığını ifade eden Türksoy, "Doğu Türkistan'ın bağımsız bir devlet olması endişesi, Çin'i gerçek olmayan iddialarla Doğu Türkistan'daki soykırım ve bir milleti tarihi, kültürü ile yok etme çabasına hız vermeye itmiştir. Sonuçta zulüm ve baskı had safhaya ulaşmış, tutuklama ve idamlara hız verilmiştir" dedi.

Anlaşmalara dikkat...

Doğu Türkistanlılar'ın hiçbir zaman teröre bulaşmadığını vurgulayan Türksoy, bölgede "Çin'in devlet terörü uyguladığını" vurguladı. Çin Halk Cumhuriyeti'nin uyguladığı zorunlu aile planlaması ile binlerce çocuğu daha anne karnında katlettiğini, 35 milyon Türk'ü yok etmeye çalıştığını, çok sayıdaki Türk lideri öldürttüğünü kaydeden Türksoy, terörün her türlüsüne karşı mücadele sözü veren Çin Hükümeti'nin Doğu Türkistan'da uyguladığı terörizme son vermesi için kamuoyunun daha duyarlı olmasını istedi.

Çin'in baskıları sonucu bölgeden kaçanların çok büyük bir bölümünün Afganistan'a sığındığı, geçen hafta Çin'i ziyaret eden Afganistan Başbakanı Hamid Karzai'nin de Çin'in desteğini almak için Afganistan'daki Uygurlar'ı Çin'e iade etme sözü verdiği bildirildi. Bu duruma dikkat çeken Saadet Partisi Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç, Türkiye ile Çin Hükümeti arasında imzalanın ikili anlaşmalar arasında "Suçluların İadesi Anlaşması"nın da yer aldığını belirterek, "Eğer dikkat etmezsek bu anlaşma Meclis'ten geçerse, Türkiye'de Uygur Türkleri'nin bağımsızlığı için çalışmalar yapan çok sayıda insan Çin'e teslim edilecek" uyarısında bulundu.

MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül de, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerinin bir partinin ve Türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunu olduğunu belirterek, "Çin 26 özerk bölgeden oluşan bir devlettir. Üniter bir devlet değildir. Çin'in bu yapısından dolayı da Doğu Türkistan'da yaşayan insanların bazı hakları vardır. Bu haklar birkaç münferit olaydan dolayı gözardı edilemez" diye konuştu. MHP'nin konuya çok duyarlı davrandığını vurgulayan Gül, partisi ile hükümetin tavrının ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Somuncuoğlu: Türkiye ilgisiz

MHP Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu ise, Doğu Türkistan'da bir facia yaşandığına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Maalesef Türkiye bu faciaya yeterince ilgi göstermiyor. Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin Türkiye'ye geldi ve ona 'devlet nişanı' verdi. Ben o dönemde Bakanlar Kurulu'ndaydım. Nişanın verilmesi için hazırlanan karanameyi imzalamak istemedim, hatta istifayı göze aldım. Son ana kadar da imzalamadım. Ancak yeterince destek bulamayınca imzalamak zorunda kaldım."