|
|
Necati Cumalı'yı anarken
Şiir, hikaye ve romanlarıyla olduğu kadar, Türk Tiyatrosu'na yaptığı katkılarla da tanınan Necati Cumalı'yı bir yıl önce kaybettik. Türk Tiyatrosu'nun ve edebiyatının önemli ismi Necati Cumalı'yı tam bir yıl önce kaybettik. Sayısız tiyatro eserinin yanısıra, roman hikaye ve şiir dalında birçok başarılı esere imza atmış olan Necati Cumalı, 1950'lerde yazmış olduğu otobiyografik romanı "Yağmurlar Ve Topraklar"da kahramanı Av. Nihat'a Urla'dan İstanbul'a doğru yol alırken, şunları söyletir; "Biliyor musun bütün o derdini anlatmasını bilmeyen adeta dilsiz gibi insanları kime bıraktım diye düşünüyorum?. Perihan: - Haklısın, diye yineledi. Ama sen gene de ödemiş sayılırsın onlara olan borcunu. Hiç değilse beş yıl onların hizmetinde çalıştın. Hani parasız yanlı okuyanların hizmet borçlarını yerine getirmeleri gibi.. - Yeter mi?" Yetmedi... Necati Cumalı, hukuk eğitimi almış bir yazar olarak, Anadolu'nun dili oldu... Halkın çilesini acılarını, hep oyunlarında, romanlarında, şiirlerinde dile getirdi... Susuz Yaz, Mine, Nalınlar, Tehlikeli Güvercin, Ala Geyik, Boş Beşik ve bunlar gibi birçok oyunla, insanı anlattı, insanın acısını, çaresizliğini. Zulmü, zulüm edenleri... Susuz Yaz'da, Batı Anadolu'nun toprak davasını, su davasını ve cinselliği, Tehlikeli Güvercin adlı oyunuyla, çıkarcı çevreler arasındaki politik çatışmaları yazdı. Yürüyen Geceyi Dinle adlı oyunuyla 12 Mart dönemini aydınlatmaya çalıştı. Cesurdu Necati Cumalı, yüreğinin sesini dinleyerek, kalemi elinde hep savaştı. Türk Tiyatrosu deyince, Necati Cumalı'nın eserleri görmezlikten gelinemez. Oyun yazarı olarak, "Susuz Yaz", "Mine", "Derya Gülü", "Nalınlar" klasikleşerek, ölümsüz eserler arasına girdi şimdiden. Birinci ölüm yıldönümünde andığımız bu büyük ustayı, ne yazık ki, onun onca emek verdiği, tiyatro dünyası hakkıyla anmadı.
Bir Necati Cumalı, Türk Tiyatrosu'nda kolay kolay yetişmiyor. Necati Cumalı'yı, özellikle şu sığ günler yaşadığımız, kültür erezyonuna uğradığımız günlerde, Milli Eğitim'de, Divan Edebiyatı'nın azaltılacağı söylentileri içinde, daha fazla sahip çıkmalıydık. Gönül ister ki, genç kuşaklara Necati Cumalı ile ilgili daha geniş söyleşiler sunulsun. Eserleri yeniden basılıp, yaygınlaştırılsın. Yerli oyun yazarlarının özellikle az yetiştiğinden yakındığımız tiyatro edebiyatında, Necati Cumalı'ya gerekli özeni ve saygıyı ihmal etmemek zorundayız. Son olarak, bir tiyatrocu olarak, Necati Cumalı ile ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. Şehir Tiyatroları'na çocuk yaşta girmiş bir oyuncu olarak, ilk büyük oyunum, Susuz Yaz olmuştu. Oyunun ilk günü, Necati Cumalı da arkaya kulise gelip herkesi yüreklendirirken, bana yaklaşıp, elini omuzuma vurarak, "hadi bakalım delikanlı, göreyim seni..." diye beni bir öykündürdü... Öykünüş o öykünüş, o günden beri hâlâ sahnedeyim. Şimdi de bu büyük usta hakkında bir yazı yazmanın onurunu taşımaktayım. Ruhu şad olsun.
|
|
|