T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Böyle 'Adalet Komisyonu' da olamaz!

Olay mahalli T.B.M.M. Adalet Komisyonu. Üyeler 159 ve 312'ye son şeklini vermeye çalışıyorlar. DYP bir değişiklik önergesi veriyor. TCK'nun 159. maddesine "Cumhuriyet ve demokrasi" terimlerinin de eklenmesini istiyor. Değişiklik önergesi sekize karşı dokuz oyla kabul ediliyor. Bu iş de oldu, 159. madde biraz daha zenginleşti denirken o da ne? Adalet Bakanı Türk, 159. madde metnine "demokrasi" ibaresinin eklenmesinin suç kapsamını daha da genişleteceğini, "Böyle demokrasi olmaz" diyenin de suç işlemiş olacağını söylüyor. Ve sonuç: Türk'ün isteği üzerine tekrir-i müzakere yapılarak madde metninden "demokrasi" ibaresi çıkarılıyor...

Sizi bilmem ama ben bu haberi okuduğumda güleyim mi ağlayayım mı karar veremedim! Bu zamanda böyle bir olayla dünyanın başka hangi ülkesinde karşılaşılabilir... Bu sahnenin absürdlük ya da gerçeküstülük boyutu o derece yoğundur ki, benzerini Sovyet totalitarizminin kapı dışarı ettiği "rejim muhalifi" yazarların eserlerinde bile bulamazsınız... Lütfen sahneyi gözünüzün önünde bir kez daha canlandırın. Ülkenin anamuhalefet partisine mensup komisyon üyeleri, 159. maddenin yeni kılığındaki "Türklüğü, cumhuriyeti, Türk milletini, Türk devletini, TBMM'yi, Bakanlar Kurulu'nu, bakanlıkları..." diye başlayıp devam eden "dokunulmazlar"ı arasına "demokrasi" de sokmaya çalışırken, ülkenin Adalet Bakanı "Aman yapmayın! O zaman 'Böyle demokrasi olamaz' diyenin de suç işlemiş olacağını kabul etmiş olacağız!" diyerek değişiklik önergesine karşı çıkıyor! Adalet Bakanı'ndan Allah razı olsun... 159'un "yeni" haliyle "Böyle cumhuriyet olamaz!", "Böyle devlet, böyle Bakanlar Kurulu olamaz!" demek zaten yasaklanmışken, bırakın bu millet hiç değilse bol bol "Böyle demokrasi olamaz!" diyebilsin!

Ben bir ülkenin parlamento tarihinde bu derece absürd, bu derece gerçeküstü bir sahneyi ne gördüm ne duydum ne de okudum...

Peki şimdi bu olayı nasıl değerlendireceğiz?

Kendimizi bize hiç değilse "Böyle demokrasi olamaz!" diye yazıp, çizip, haykırma hürriyetini bırakan Adalet Bakanı karşısında borçlu mu hissedeceğiz, yoksa DYP'nin değişiklik önergesinin yanında yer alıp, "Oldu olacak, bu da yasak olsun!" diyerek Çiller'in bitmez tükenmez "demokrasi paketleri"nin (yani "demokrasinin paketlenmesi"nin) ateşli bir savunucusu mu olacağız?

Ah zavallı millet, ah zavallı memleket, ah zavallı devlet... (Biliyorsunuz, aslında, sözünü ettiğim "zatiyyat"lardan "zavallı" filan diye söz etmek de, yeni 159'un yürürlüğe girmesinden sonra memnu. Dolayısıyla, "Bu son fasıldır ey gönlüm/Nasıl yazarsan yaz!" beyitinin ışığında gönlümüzü eğlendiriyoruz!)

Yazıyı bitirmeden, dünya "Adalet Komisyonu" tarihinin bu en absürd, bu en gerçeküstü sayfası üzerine birkaç ciddi laf da edelim. DYP'nin önergesini destekleyen komisyon üyeleri ve de Adalet Bakanı bizimle dalga mı geçiyorlar? "Hocaların hocası"nın yol göstermesi ve MHP'nin iradesi altında aklınıza gelebilecek herşeyi "dokunulmaz" ilan eden 159 ve 312. madde ile zaten artık hangi demokrasi mümkün ki, "Böyle demokrasi olamaz" diyebilmek hakkımız elimizde kaldığı için mesut ve memnun olacağız... Bence çember tamamlanmalı ve söz konusu maddelerin ruhuna uygun olarak, "Böyle demokrasi olamaz" diyenlerin cezalandırılacağı da metinde açıkça yer belirtilmeliydi.

159. maddenin değiştirilmiş şekli, "Türklüğü, cumhuriyeti, Türk milletini, Türk devletini, TBMM'yi, Bakanlar Kurulu'nu ..." diye başlayıp devam ediyor. Yalan değil; bütün bu sayılanları biraraya getirebilmek kolay değil... Yarınki yazıda da bu sıralamayı gözden geçirelim.


28 Ocak 2002
Pazartesi
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED