T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Derviş'in istifası ve piyasalar

Ecevit, Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle ömrünün son günlerinde, ileride bütün milletin takdir ve saygıyla anacağı bir hamle yaparak Derviş'i azletmiştir.

Geçmişteki çelişkiler ve bugüne kadar Derviş'in ekonomiyi borç batağına sürükleyen ve ülkeyi ipotek altına sokan politikalarına alet olmasıyla ilgili tartışmalar her zaman yapılabilir. Ancak bu, Ecevit'in Hüsamettin Özkan'la başlayan tasfiye sürecini Kemal Derviş'e kadar uzatmasının ortaya çıkardığı faydanın büyüklüğünü ortadan kaldırmaz.

Mesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan, İsmail Cem, Kemal Derviş ve çok satan medya gruplarının birlikte sahneye koymaya çalıştıkları operasyon bugün itibariyle Ecevit tarafından engellenmiştir. Ecevit'in hamlelerinin bu grup için sürpriz olduğunu ve beklenmediğini kabullenmek gerekir. Karşı tarafın bundan sonra atacağı adımları hep birlikte göreceğiz.

Geldiği nokta itibariyle mücadele 'ulusal' güçlerle 'ulusal olmayan' güçler arasındadır. Sevinçle görüyoruz ki birinci raund 'ulusal' güçlerin lehine sonuçlanmıştır.

Özetle, bize göre Kemal Derviş'in azli ülkemiz için hayırlı olmuştur.

Yansımalar

Kemal Derviş'in görevine son verilmesinin ilk etkisi yabancılara satılmak üzere olan şirketler üzerinde olacaktır. Türkcell ve Pamukbank başta olmak üzere, bu ülkeye ve bu ülke insanına ait olması gereken varlıkların yabancılara satışı engellenmiştir. Bu, elbette olumlu bir gelişmedir.

Kemal Derviş'in azlinin piyasalarda hareketlenmeye yol açması kaçınılmazdır. Kemal Derviş'in gidişi, İMF destekli ekonomik programın geleceğiyle ilgili belirsizlikleri beraberinde getireceği için dövizin fiyatında yukarıya doğru bir hareket beklenebilir. Nerede duracağını ise kestirmek çok zordur. Bir çok değişkenin hareketine bağlıdır.

Eğer kamu oyu olan biteni özü itibariyle kavrayabilir ve panik havasına girmez ise dövizde aşırı bir yükselme meydana gelmeyebilir. Bu noktada herkesin sakin olması, teenni ile hareket etmesi gerekir.

Dövizin fiyatının yükselmesinin çok olumsuz bir gelişme gibi kabul edilmesi hatalı bir yaklaşımdır. Zira, Kemal Derviş tarafından yürütülen ekonomik politikalar devam ettiği taktirde Türkiye ekonomisi ilerde 'kesinlikle' çok daha büyük ve ani şoklarla karşı karşıya gelecektir. Ülkeyi daha iyiye değil, daha kötüye götürecektir. Yüksek reel faiz hem iç ve hem de dış borç stokumuzu büyütecek, üretim azalacak, aldığı borçlarla tüketimini finanse eden bir ülke haline gelecek ve sonunda bugünkünden çok daha ağır krizlerle karşı karşıya kalacaktır.

Diğer taraftan, dövizin fiyatı Ecevit'i istifaya zorlamak için birileri tarafından kasıtlı olarak yükseltilmeye dahi çalışılabilir. Ecevit bu oyuna da gelmeyecektir. Dövizin yükselmesi veya yükseltilmesinden korkup istifa etmemesi ve ülkeyi en kısa zamanda, örneğin Eylül sonu veya Ekim başında, seçime götürmesi gerekir. Böyle bir davranış, sivil darbecilerin toparlanıp hamle yapmalarını engelleyecek ve onları tarihin karanlık sayfalarına gömecektir.

Sayın başbakan,

Son bir haftadır uygulamaya koyduğunuz olumlu adımları devam ettirmeniz gerekir. Bunların başında en kısa zamanda ve en geç Ekim ayı için erken seçim kararı almanızdır. Bunun için Meclis'te gerekli irade ve destek mevcuttur.

İkincisi ise, sizi arkadan hançerlemeye çalışanların ellerindeki en büyük kozu, Avrupa Birliği kozunu almaktır. Bunun için Meclis'i hemen olağanüstü toplayıp, idam cezasıyla ilgili düzenleme hariç, AB'nin istediği düzenlemeleri Meclis'ten geçirmektir. İdam cezasının kaldırılmasının bugün realize edilmesi gerekmemektedir. Bu düzenlemeyi seçim sonrasında kurulacak hükümet de gerçekleştirebilir.

Bunların başında, düşünce özgürlüğünün önündeki tüm engellerin, siyasi yasakların ve ana dilde yayın yapma yasağının kaldırılmasıdır. Bunları gerçekleştirdiğiniz taktirde, hem Hüsamettin Özkan ve ekibini fonksiyonsuz hale getirecek ve hem de toplumdan büyük destek göreceksiniz, DSP'nin baraj sorunu kalmayacak.

Hatta bir adım daha giderek, baş örtü yasağını da yumuşatır ve mütedeyyin insanların maruz kaldığı baskılara son verilmesini sağlayabilirseniz, Türkiye'nin ikinci büyük partisi haline gelebilirsiniz.

Hüsamettin Özkan ve arkadaşlarının yaptıklarını önce 'sivil darbe' olarak tanımlayan ve bertaraf edilmesini destekleyip daha sonra çark edenlere bir sorumuz var: Bir yerlerden talimat mı aldınız?


12 Temmuz 2002
Cuma
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED