Yine sizlerin dikkatine başvurmak zorundayım arkadaşlar: Şu günlerde gazeteciler için bir yerlerde terör kursu açıldı mı?

İnternet sitelerinden gazete köşelerine yansıyan son moda, 'gazetecilere seminer' haberleri... Birkaç ay önce, her gazetenin en önemli yazarlarının, ABD'nin İstanbul'daki İstinye tepesindeki başkonsolosluğuna çağrılarak belli konularda seminere tâbi tutulduğu haberi duyuldu. Yakınlarda da, İstanbul'daki bombalamalar ardından çıkan bir yorumda, "Saldırılardan bir hafta önce 28 gazeteci özel bir toplantı için ABD Büyükelçiliği'nde toplandı mı?" sorusu yer aldı...

Ben bu 'toplantı' haberlerinin doğru olmadığını sanıyorum.

Şimdi sizden yardım isteyeceğim 'toplantı' haberi ise farklı. Bu defa herhangi bir yabancı kuruluş söz konusu değil; bilgi kaynağı da 'yerli' olmak zorunda... Bu kaynak gazeteler arasında farklı bir uygulama yapmamış görünüyor; dolayısıyla askerî olamaz... Hergün takip ettiğim gazetelerden Sabah, Milliyet ve Radikal yanında Zaman ve Yeni Şafak da 'bilgilendirilen' gazeteler arasında... (Hürriyet ve Star ise dışarıda bırakılmışa benziyor).

Konu: Terör... Konuklarımız ise, gazetelerin Ankara temsilcileri... Üşenmedim, önceki gün (6 Aralık) takip etmediğim gazetelere de baktım, en az onunda, gazetenin Ankara temsilcisinin terör konusunu işlediğini fark ettim. Hemen hepsi aynı biçimde kurmuştu yazının çatısını... Ancak, konunun 'esin kaynağı' ile ilgili hiçbir bilgi sunmaksızın... Aynı gün, on yazarın başına ayrı ayrı taş düşmüş olamayacağına göre, hepsini bilgilendiren bir kaynak olmalı... Ancak, göz attığım yazılarda kaynağın kimliği konusunda hiçbir ipucu bulamadım...

Yeni Şafak'ın Ankara temsilcisi Mustafa Karaalioğlu da aynı konuya el atanlardan, ona sorup öğrenebilirdim; ben Kıbrıs'tayken o Almanya'ya gitmemiş olsaydı... "Toplandılar" haberlerine düşkün internetteki medya sitelerinde de tek satır haberle karşılaşmayınca, siz okurların yardımını istemeye karar verdim: Gazetelerin Ankara temsilcilerini aynı gün benzer yazılar yazmaya sevk eden 'esin kaynağı' ne olabilir?

Önce Zaman'dan Mustafa Ünal'ın yazısı: "İstihbarat açığı olduğu ortada, bilgi toplayan birimler arasında koordinasyon zaafı bulunduğu aşikar. / Devletin ilgili kurumlarında yapılan değerlendirmeler Türkiye'nin çok tehlikeli terör sürecine girdiğini ve artık birkaç kuşağın terörle yaşayacağını gösteriyor. Terör içeriden insan malzemesi buluyor; ancak tezgah dışarıda. İstanbul bombalarının ayak izi El Kaide'yi işaret ediyor. Hedefin seçimi, finansman, ikili bombalama El Kaide diyor. Saldırıların parasal karşılığı 400-500 bin dolar olarak hesaplanıyor."

Milliyet'ten Fikret Bila ile devam edelim: "Terör uzmanları da, bu terör tipinin, yüksek teknoloji, yüksek düzeyde eğitilmiş insan ve yeni bir örgütlenme modeline dayandığını kabul ve ifade ediyorlar. / Türkiye'de gerçekleşen eylemlerin ikiz patlamalar biçiminde olması, kullanılan malzeme ve örgütlenme modeliyle El Kaide'yle bağlantılı olduğu veya en azından ona özenen kişilerce gerçekleştirildiği kanısı yaygın. Bu tip teröre kaynaklık eden zeminin ise daha çok Çeçenistan, Afganistan, Irak, Bosna gibi ülkelere giden, oralarda savaşan veya eğitim alan, Türkiye'ye döndükten sonra da kendi çevrelerinde benzeri örgütlenmelere yönelen kişilerden oluştuğu kamuoyuna yansıyan bilgiler arasında..."

Radikal'den Murat Yetkin de şunu yazdı: "Hizbullah bağlantısı mı? / Güvenlik birimleri, İstanbul bombalamalarını El Kaide adına 2000 yılındaki operasyonlarla darbe yiyen Kürt Hizbullahı'nın yürüttüğü yolunda bilgiye henüz ulaşamadılar. Ancak El Kaide irtibatlı olarak Türkiye'de eylem yapanlar arasında Hizbullah üyesi olmuş kişilerin de bulunduğu saptanmış."

Sabah'tan Muharrem Sarıkaya: "Dünyada şekil değiştiren terör hareketlerinin bir yenisinin nereden ve nasıl bir şekilde geleceğini bugün ABD bile CIA gibi güçlü bir kuruluşa sahip olmasına rağmen tespit etmekte zorlanıyor. / Dolayısıyla, İstanbul'daki son olaylar bir istihbarat zafiyeti olarak kabul edilse bile, bazı gerçekleri de görmezden gelmemek gerekiyor. / Ankara'da kabul gören görüş, ABD'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt federasyonu kurdurup daha sonra da Türkiye, İran ve Suriye'den buraya toprak katılımıyla Kürt devletinin kurdurulacağı yönünde."

Mustafa Karaalioğlu'nun geleceğe bakan satırları: "Bomba eylemleri Türkiye için fazlasıyla hassas bir 'yumuşak karın' alanı yaratmış görünüyor. Emniyet güçlerinin son dönemde çok sayıda C4 patlayıcı yakaladıkları ve bunu bir eylem hazırlığı olarak gördükleri Ankara'da epeyidir konuşuluyor. /Global terörün yarattığı zeminde Türkiye'yi doğrudan vurmak fikrinin PKK ve DHKP-C gibi örgütleri kışkırtabileceği seçeneği dışlanmıyor. / Hatta, daha bombalamalar öncesinde başlayan bu hazırlık fazlasıyla önemseniyor. / Gelinen noktada terör sonrası dönemin özeti böyle yapılabilir."

Yerim bitmeseydi, sırada Tercüman'dan Emin Pazarcı vardı.

Ne olduğunu siz anlayabildiniz mi? Yazılar hep aynı esin kaynağından beslenerek yazılmış gibi gelmiyor mu size de? Bu değerli meslektaşları aynı gün aynı konuyu neredeyse aynı açıdan ele almaya sevk eden 'esin kaynağı' kim veye neresi olabilir? Bu ülkede benden başka meraklı yok mu?

Yardımlarınızı bekliyorum...

TAHA KIVANÇ

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu