AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Ayrışma olgunlaşma demektir

Bu yılın 30 Ağustos resepsiyonunda en dikkat çekici ayrıntının sivil katılımcıların azlığı olduğu anlaşılıyor. Sivillerin genel katılımcılar içindeki oranı yüzde 5 kadarmış... Bir çok gözlemci, biraz da üzüntüyle, bu durumu kayıtlara geçirdi. Benzer bir üzüntü de, 23 Nisan vesilesiyle TBMM'de verilen dâvete askerler katılmadığında yaşanmıştı...

Oysa, her iki olay için de üzülmek gerekmiyor. Tersine, üzerinde iyi düşünüldüğü taktirde, bu gelişmeyi, Türkiye'de işlerin artık yoluna girmekte olduğunun işareti olarak değerlendirmek bile mümkün. Türk demokrasisinin en büyük sıkıntısı olan 'sivil-asker ilişkileri', nihayet Batı demokrasileri ölçülerine sahip olmaya başladı. Bir süre sonra resepsiyonlarda dengeler 'olması gerektiği' hale geldiğinde, Türkiye de, demokrasi iddiasında daha güçlü bir durum kazanacak...

'Olması gereken', sivil ile askerî alanların birbirinden bütünüyle ayrışmasıdır. 30 Ağustos, adı üstünde, 'Zafer Bayramı' olarak kutlanıyor, yani askerî bir bayram... Böyle bir bayramı, askerlerin yakınlarıyla birlikte kutlamalarından daha doğal bir şey olamaz. 23 Nisan ise 'Millî Egemenlik Bayramı'; bu sebeple de egemenliğin yansıdığı yer olduğu kabul edilen TBMM'yi yakından ilgilendiriyor.

Asker ve sivilin birbirinin bayramına ilgisiz kalması gerekmiyor elbette; ancak ilgisiz kalındığında da ortada büyütülecek bir sorun olmadığı bilinmeli. Bu yıl, tamamiyle bizim burada ele aldığımız 'felsefî' düzlemin dışında sebeplerle yaşanmış gibi gelse de, iki bayramın çektiği ilgi, esasen varolması beklenecek sınırlar içinde kaldı. İyi de oldu.

Burada savunduğumuz ilgi düzlemi Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında titizlikle korunduğu bilinen bir temel duyarlılığa dayanıyor. Cumhuriyet bir savaşın ardından kuruldu; 'kurucu kadro'nun ön saflarında askerlerin bulunmasında yadırganacak bir durum yok. Ancak, Mustafa Kemal'in, cumhurbaşkanlığı makamına oturmasıyla birlikte, eski silâh arkadaşlarını iki tercihten biriyle karşı karşıya bıraktığı biliniyor: Ya üniformalarını muhafaza edip asker olarak kalmak; ya da devlet idaresine tâlip olacaklarsa üniformalarını çıkarmak... Tarih kitapları, Mustafa Kemal'in yakın çevresinden bazısının birinci, bazısının da ikinci seçeneği tercih ettiğini yazıyor. Bir şeyi daha: Üniformalarını çıkarmak istemeyenlerin siyasetin dışında kalmalarının sağlandığını...

Son zamanlarda neredeyse 'kural' imiş gibi zihinlere çakılan görüntülerin Cumhuriyet'in temel felsefesine ve Atatürk'ün uygulamalarına aykırı olduğunu artık görmeliyiz. Kuruluş döneminin tercihinin doğruluğunu da ispatlıyor bugünkü yanlışlık; 'asker-sivil ilişkileri'nin birbirine karıştığı ortamlarda Türkiye'nin huzuru bozuluyor, istikrarı zedeleniyor... Huzur ve istikrar arayışları, sivil-asker ilişkileri arasında keskin bir ayrıştırmayı zorunlu kılıyor. Lâiklik, kaba tanımıyla devletle kilisenin ayrımıysa, demokrasi de, büyük çapta, sivil siyasetle askerliğin birbirinden kopukluğu üzerine oturuyor.

Belli vesilelerle verilen dâvetler, iki alan arasındaki farklılığı gözlerden silmeye ve doğru ile yanlışın tam anlaşılmamasına yaradı bugüne kadar; şimdiye kadarki yanlış uygulamayı 'olması gereken' ilişki düzlemi sandık. Oysa, bu yılın iki önemli bayramında kendi doğallığı içerisinde gerçekleşen ayrışma daha doğrudur. Bu ayrışmayı yanlış bulmak yerine, bundan sonraki bayramlarda kalıcı hale dönüşmesini sağlayacak biçimde teşvik etmek gerekir.

Bireylerin büyüyüp olgunlaştıkları vücutlarına yansır; toplumlar ve ülkelerin olgunlaşmaları ise kendini bireylerin davranış biçimleriyle belli eder. 23 Nisan ve 30 Ağustos dâvetlerinde herkesin gözüne çarpacak bir hal alan 'ayrışma', toplumumuzun olgunlaştığını, ülkemizin demokrasi yolunda kısa zamanda bayağı mesafe aldığını ortaya koymuş oldu.

29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'nı beraberce kutlayabiliriz.


3 Eylül 2003
Çarşamba
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED